En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

İran kökenli Osetler ile 20 parçalı şeytan kumaşı Abhazya’yı biliyor musunuz?



Krizlerin büyük ölçekli turnusol kağıtlarıyla de-şifre edilmesini daha doğru bulurum…

Böylece tüm oyuncuların karakterini anlayabilirsiniz…

Ama bu küçük ölçekli okumaların yanlış oldugu mânasına gelmez…

Hatta bazen, büyük oyuncuların içinden çıkamayacağı bataklıklar yaratırr.


           *   *   *

Bu yüzden, Gürcistan özelinden Kafkaslar geneline bakarken, haritayı iyice küçülteyim istedim…

Yine aynı sebeple, Alman Die Welt Gazetesi’nin “Avrupa’nın doğalgazı tehlikede” başlığıyla verdiği (21 Ağustos) yazısı yerine (geniş ölçekli haritayı sevenler için tavsiye ederim), aynı gazetenin “Batı’nın karmaşıklığı” (15 Ağustos) makalesiyle başlamayı tercih ediyorum…

Michael Thumann yazısının girizgahında ilginç bir noktaya dikkat çekiyor; “Bir şey dikkatinizi çekti mi? Müslümanlar savaşta (Rusya-Gürcistan. N.E.) hiçbir şekilde yoktu. Ruslar ve Osetler, Gürcülere karşı savaştı. Yani Hıristiyanlar Hıristiyanlara karşı savaştı. Böylece dünyaya savaş için İslam’a gerek olmadığını, büyük ve küçük güçlerin etnik ayrılıklarının, milliyetçi hırslarının yeterli olduğunu gösterdiler.”

           *   *   *

Kafkaslar’daki gerilim sanırım bir tek bu yönden çok incelenmedi.

Hıristiyan kavgasının analizi yapıldığı zaman, bir tür kestirme yoldan yine “büyük oyuncuların haritası”na çıkarsınız…

Ama etnik ayrılıklar ve milliyetçi hırslar meselesi de önemli ve gelişmeleri etkileyici güce sahip.

           *   *   *

Biraz böyle bakalım...

Bakalım şu ilginizi çeker mi?

Osetler, İran kökenli bir Kafkas halkı!

Gürcü-Oset çekişmesinin kronolojisi o meşhum tarihe gidiyor. 1990’a. Güney Osetya’nın Gürcistan’dan ayrılma arzusunun “entelektüel” başlangıcı bu tarihle ortak.

O yıl Gürcüler, tek resmi dilin Gürcü dili olmasını savunan yayınlara başladılar. Oysa Osetler’de yalnızca her 5-6 kişiden biri bu dili biliyordu.

Osetler bunu kendilerine karşı bir harekat olarak algıladır ve yüzlerini Moskova’ya çevirdiler. Yardım talep ettiler. İşte ilk silahlı çatışma böyle çıktı. 1989 yılının sonlarına doğru Gürcü askerler Güney Osetya’ya girdi.

Yerimiz dar olduğundan detaylara girmiyorum. Ancak Güney Osetya bölgenin “bağımsız bir Sovyet Demokratik Cumhuriyeti” olduğunu ilan etti.

Peki Sovyetler ne yaptı? Kararın SSCB ve Gürcistan anayasasını ihlal ettiğini açıkladı!

           *   *   *

Kısa süre sonra Gürcistan, Güney Osetya Özerk Bölgesi’nin kaldırılması kararını parlamentoya götürdü.

Gerekçesi, Kuzey Osetya’nın Güney ile birleşme isteğinin Gürcistan’ın birliğini tehdit etmesiydi. Osetler bir kez daha Moskova’ya başvurdu.

Bu sefer Kremlin’in yanıtı daha somut oldu ve askeri birliklerini düzeni sağlamak için bölgeye gönderdi. Böylece Gürcüler ile Ruslar arasındaki ipler kopma noktasına geldi.

1991’de Rusya (Gorbaçev), hem Osetler’in bağımsızlık kararını hem de Gürcistan’ın özerkliği kaldırma kararını kınayan resmi bir açıklama yaptı.

Aradan geçen 20 yıla yaklaşan zamanda Osetler’in söylemi değişmiş değil. 1991’de “Gürcüler SSCB’den ayrılmak istiyor, biz istemiyoruz” diyorlardı, günümüzde isimler değişse de durum yine aynı.

Tiflis ise Osetler’i milli güvenliklerine açık bir tehdit olarak görüyorlardı, bugün de Rusya’nın kolu olarak değerlendiriyorlar.

           *   *   *

90’lı yılların ortasında Gürcistan, Güney Osetya’nın özerkliğini kaldırdı ve “il” yaparak (Tshinvali) kendisine bağladı.

Ancak sorunlar kesilmedi. Osetya ekonomik olarak “tam” diyebileceğimiz biçimde Rusya’ya bağımlı olduğu gibi, çatışmalar yüzünden Kuzey Osetya’ya göç yaşanıyordu.

Bunu küçümsememek lazım. Zira bu göçler yüzünden derin sosyal sorunlar ve hatta Kuzey-Güney Osetlar arasında ölümlü kavgalar yaşandı.

2000’li yıllara yanaşırken, Rusya’nın Gürcistan politikası sertleşmeye başladı. Moskova, hem askeri hem politik gücünü Gürcistan’da yeniden tesis edebilmek için Tiflis’in iç dengeleriyle oynamaya başladı.

Başarılı olduğunu da söyleyebilir, Şvardnadze’nin iktidara taşınmasını bu bağlamda okuyabiliriz. Ek olarak Rusya, Osetya, Abhazya ve Acara dosyalarını kurcalamayı da sürdürdü.

Sonuç olarak da Gürcistan “Birleşik Devletler Topluluğu”na girmeye zorlandı, Rusya ile askeri işbirliği anlaşması da imzaladı.

Bu konumlanmayı stratejik açıdan Rusya’nın Türkiye sınırındaki gücüne kavuşması olarak sayabiliriz.

Tabiî sorun bitmedi. Örneğin 1998’de Oset Başbakan Yardımcısı Kuzey sınırında öldürüldü. Etnik çatışma ve terör bugüne kadar, patlamamış bir yanardağın lavları gibi kaynamayı sürdürdü.

           *   *   *

Gürcistan-Rusya-Oset-Abaza-Acara denklemlerinin kesiştiği, bir etnik, “mikro” kronolojiyi, çok kaba biçimde anlattım.

Meramım şu…

Kısa süre önce küçümen bir coğrafya olan Abhazya’nın etnik yapısını gösteren bir haritayı inceleme fırsatı buldum.

Şekli inanılmazdı. Sanki bir tür “şeytan kumaşı” gibi, düzgün ve nispeten eşit şeritlerle ayrılmış tam 20 parça saydım.

Kafkaslar-ki coğrafi tanımı bile hâla yerine tam oturtulmamıştır-küresel aktörlerin kurmak istedikleri denkleme süratle intibak edecek uyum endeksine sahip değil.

Nereden hangi yaranın kanamaya başlayacağını tahmin edemezsiniz. Kaşınmaya çok müsait etnik ve coğrafi dağılım içerir.

Büyük oyuncuların heveslerine göre haritalar çizilmeye başlandığında-bugünkü hengame budur-mikro sorunlar kangrene dönüşür.

Etnik ayrışmaların kangrene döndüğü noktada da sadece masum insanlar ölür.

Küresel tanrıların umurunda olmayan insanlar.



Bu yazı 4,852 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,801 µs