0 0 0000

Siyaset işte böyle dinamitlenir

Hiç unutmuyorum… Bir Cumhuriyet resepsiyonuydu. Hava Kuvvetleri üniformalı bir general ‘ah bu siyasetçiler, hiç güven vermiyorlar’ demişti.

‘Dostlar arasındaki’ sohbet elbette siyasette yozlaşma, yolsuzluk, adam kayırma üzerineydi. Üstelik siyasetle ilgili bu fikir sadece o generale ya da silahlı kuvvetler bünyesinde görev yapanlara ait değil… Bu tür tartışmalar 2002’ye kadar çok yapıldı bu memlekette. Daha sonra kısa süreli bir kesintinin ardından özellikle AK Parti iktidarının ikinci döneminde tekrar yoğunlaştı.

İşte dün ‘siyaset ve yolsuzluk’ güvensizliği tartışmalarının üzerine bir de ‘baron’luk eklendi. AK Partili Fırat ile CHP’li Kılıçdaroğlu kozlarını milyonların önünde paylaştı. Peki, sonuç: Koca bir hiç. Tartışmayı izleyen milyonların zihninde net olarak ortaya koyulamayan ve net olarak cevabı verilemeyen iddialar kaldı.

Dünkü yaşanan tartışmanın ardından toplumda siyasete yönelik güvenin biraz daha sarsılacağı söylenebilir. Zaten tartışma sırasında önüme gelen bir araştırmanın sonuçları siyaset ve toplum arasında doğru bir iletişim kurulamadığını ortaya koyuyor. ARI hareketinin yaptığı ‘Türk Gençliğinin Siyasal Tutumları’ isimli araştırmanın sonuçlarına göre gençler siyasetçilere olumsuz bakıyor. En geçer notu 10 üzerinden 5 ile Erdoğan alırken onu 10 üzerinden 3 ile MHP lideri Devlet Bahçeli izliyor. Baykal’ın hesabına 2 puan yazılırken Cumhurbaşkanı Gül 6 puan almış. Hepsinin üstünde Genelkurmay eski Başkanı Büyükanıt duruyor: 6,7…

Bu araştırmalar sık sık yapılır elbette. Araştırma sonuçlarında orduya güven tazelenirken siyaset tukaka edilir. Ancak bu kez durum farklı. ARI grubunun ciddiyetini bilenler araştırma sonuçlarının elden geldiğince doğru yansıtılmak istendiğini anlayabilir. İşte bu yüzden dün TBMM çatısı altında yapılan tartışmalar bence bu güven erozyonuna tuz biber ekmiştir.

Oysa Türk siyasetinin güvene artık çok daha fazla ihtiyacı var. Çünkü bu ülke ‘birileri beğenmese de’ siyasetçilerinin omzunda yükselecek, bu ülkenin geleceğine siyasetçiler yön verecek. Siyasetçinin görevi toplumla bağlarını sıkı tutmak olmalı, araya ‘kara kedi’lerin girmesini sağlamak değil. Tam da son yıllarda yaşanan gerilimlerden dolayı siyaset dışı aktörler zemin kaybı yaşarken onları tekrar mindere çekecek, iştahlarını kabartacak adımlar atmamalı.

Bu yazı 1,853 defa okundu.