En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Meclis boykotu



Anayasa emri olduğu için. İki buçuk ay aradan sonra. TBMM mecburen yeni döneme bayramın ikinci günü olmasına rağmen dün başladı. Günün olayı Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşmasıydı.

New York’a giderken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormuştum: ‘New York gezisi dönüşünün hemen ertesinde, 1 Ekim’de TBMM’de yeni yasama yılını açış konuşması yapacaksınız. Konuşmanızda ne mesajlar vermeyi planlıyorsunuz?’

Soruyu şöyle cevaplamıştı:

‘Konuşmamın bazı temel konuları olacak.

 Bunların başında AB geliyor.

İkincisi ekonomide yeniden yapılanmanın uzun vadede devam etmesine, reformlara, yapısal değişikliklere yer vereceğim.

Önemsediğim bir başka konu ise üniversiteler, eğitim, araştırma-geliştirme (Ar-Ge) ve teknoloji. Ar-Ge’de, teknoloji üretme çalışmalarında iyi şeyler yapıldığı kanaatindeyim, genç nüfusu ve siyasi önemi olan Türkiye’nin bu alana çok önem vermesi şart.

Teknoloji üreten ülkeler bahsinde ABD, AB, Japonya, Çin, Güney Kore ve Hindistan’ın yanı sıra Türkiye’nin zikredilmesi lazım.’

 * * *

Meclis dün, Cumhurbaşkanı’nın kapsamlı ve anlamlı konuşmasını gölgeleyen bir ‘demokrasi ayıbı’ ile açıldı.

Çünkü...

Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları Meclis’i boykot etti.

Halk iradesine ‘tavır’ koyan bir askeri bürokrasimiz var.

* * *

27 Nisan’da ‘anayasal suç’ işleyerek e-muhtıra ile Abdullah Gül’ün seçimini önlemek istemişlerdi.

Şimdi sorun ne?

Eğer doğru ise, DTP ile aynı çatı altında bulunmak istemiyorlarmış.

Liderler tam kadro Meclis’te ama DTP’nin Meclis’e girdiği 22 Temmuz seçimlerinden bu yana resmi törenlere katılmayan askerler bu yıl da yok.

Bizim demokrasimizde halkın ne istediği önemli değil, askerin ne istediği önemli.

* * *

Resmi açılışın ardından Meclis 7 Ekim’de yoğun bir gündemle çalışmaya başlayacak.

Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın siyasi partilerle görüştüğü ulusal programdaki düzenlemeler de yeni yasama yılında Meclis gündeminde olacak konular arasında...

Bunu anımsayınca gülümsedim.

‘Askeriyenin’ hala siyasete fiilen müdahale ederek, halk iradesinden hoşnut kalmadığı için ‘Meclis’i boykot ettiği’ bir ülke üyelik için başvurduğunda, siz AB’nin yerinde olsanız ne yaparsınız?

Bence gene de kibar davranıp, müzakereleri sürdürüyorlar.

* * *

Tabii asıl soruyu hükümete sormak gerek.

Parlamentonun askeriye tarafından boykotu, hışımla yapılan medya kavgasından daha mı önemsiz?

Bunu görmezden gelerek, sessiz geçiştirerek, parlamentonun güç kazanması, halk iradesinin egemenliği söz konusu olabilir mi?

Türk demokrasisi olgunlaşabilir ve gerçek bir demokrasiye dönüşebilir mi?

 * * *

Aslında bu konu sadece AK Parti’nin, hükümetin sorunu da değil...

Meclis’te temsil edilsin edilmesin tüm partilerin sorunu.

Parlamento demokrasinin Kábe’sidir, çünkü tüm üyelerini halk seçer.

Halkın oyunu alıp, askeri bürokrasinin tepe temsilcilerinden boykot yiyen ve bunu da afiyetle sindiren bir Meclis ve siyaset sistemine ne buyrulur?

Bu, halkın meclisi değil mi?

* * *

Bir de duruma kendinizi Demokratik Toplum Partisi’ne oy vermiş bir seçmenin yerine koyarak bakın...

Kapatılmak istenince, AK Parti’nin seçmeninin cezalandırıldığını söylemiyor muyduk?

Aynı mantığı burada da sürdürelim...

Tüm partilerin, DTP Meclis’e girmesin diye üzerinde ittifak yaptığı ve dünyanın hiç bir demokratik ülkesinde olmayan yüzde 10 oy barajını, bağımsız milletvekilleri sayesinde aşarak Meclis’e giren DTP’nin 2007 seçimlerindeki oy oranı yüzde 5.1...

Bu, iki milyona yakın oy demek.

DTP’ye oy veren seçmen, kendisini temsil eden parti askeriye tarafından boykot edildiği zaman ne düşünür?

Daha önemlisi ne hisseder?

O ülkenin vatandaşı olduğuna, o devletin üyesi bulunduğuna inanır mı?

Yoksa yakıcı bir dışlanmışlık duygusuyla mı karşılaşır?

* * *

Son olarak şu açıdan da düşünmeliyiz:

Biliyoruz ki, DTP’de ‘şahinler’ ve ‘güvercinler’ var.

Çözümü siyasal sistemde görenler ile şiddetten medet umanlar...

Boykot, demokratik kanalları kullanmak isteyenleri mi güçlendirir, şiddet yanlılarına mı koz verir?

Siyaset yollarını kapatırsanız, dolaylı olarak ‘şiddet ve silaha’ yeşil ışık yakılmış olmaz mı?

 * * *

Aynı dertlerden mustarip Batı demokrasilerinde de askeriye siyasete bulaşır ve halk iradesine posta atabilir...

Neden olmuyor?

Çünkü o zaman işler içinden çıkılmaz hale gelir...

Gelişmiş dünyanın denenmiş ‘demokratik aklını’ inkár ederek varılmak istenilen nokta nedir?

Bu soruya, bir de bu partiye oy veren iki milyona yakın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıymış gibi düşünerek cevap verin...

Star



Bu yazı 986 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,577 µs