En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Örgütten yararlananlar sadece 'düşmanlar' mı?



PKK'nın bitmesini, silah bırakmasını, dağdan inmesini kimler istemez? Hemen akla gelen bazı aktörleri sıralayalım:
- Her ne kadar Abdullah Öcalan, "Türkiye'yi bölerek ayrı bir devlet kurmak istemiyoruz; demokratik cumhuriyet bize yeter" gibi sözler etse de, bölgede ayrı bir devlet kurmak isteyen ya da "Kuzey Kürdistan" dedikleri Güneydoğu bölgesini, Irak Kürt Yönetimi ile birleştirmeyi amaçlayan Kürt milliyetçileri PKK'yı destekler.
- "Kürtlerin yaşadığı bölgelerde yoksulluk diz boyu, bunun nedeni de Ankara'nın bizi ikinci sınıf vatandaş olarak görmesidir" diyen, ekonomiden kültüre çeşitli haklar talep eden, örgüt olmadığı takdirde Kürtlerin yaşadığı sorunların eskisi gibi devam edeceğini, devletin verdiği sözleri tutmayacağını düşünenler de PKK'nın dağdan inmesini istemez.
- Bu bölgede güç savaşlarına girmiş, küresel çapta faaliyet gösteren siyasi aktörler PKK'nın bitmesini hiç arzulamaz. (Faraza Ankara, Çeçenistan'a fazla ilgi gösterirse, Rusya da PKK'ya sıcak bakmaya başlar. ABD, Irak'tan çekilmeye başladığında, boşluğu kim dolduracaktır?)

- Gayet tanıdık bir başka değişken de elbette silah tüccarlarıdır. Tehdit ve çatışma olmadığı zaman, fazla silah satılmaz. Nerede bir savaş varsa, kazanan daima silah üreticileri ve tüccarlarıdır çünkü iki tarafa da satış yapabilirler.
Savaşanlar "kazan ya da kaybet" konumundayken, silah tüccarları hep "kazan ve kazan" pozisyonundadır.

- Bölgedeki nispeten küçük aktörler de şartlara göre PKK'nın dağdan inmesini istemez. Bunların tavrı genellikle değişen şartlara bağladır. Diyelim ki Barzani, dün PKK'ya karşıdır, bugün örgütü destekler, yarın yine karşı olur.
Ancak bir noktaya dikkat: Karşı olmak ya da desteklemek için ortada bir örgütün bulunması gerekir. Militanlar silahları bırakıp dağdan indiği takdirde; karşı gelerek ya da destekleyerek politika yapma imkânı kalmaz ki!

Peki, bu kadar mı?
PKK'nın öyle ya da böyle devam etmesini isteyen "başka tip" gruplar yok mu?
24 yıldır süren sorundan, toplam 40 bin ölümden, aynı hataların defalarca ve defalarca yapılmasından sonra görüyoruz ki Türkiye'de yönetici sınıfının içinde PKK'nın bitmesini istemeyenler var.
Onlar bu örgütü, bir tür "emperyal vizyonun" parçası olarak görüyor.
Bazı sınırları aşmadığı, fiyaka bozacak hale gelmediği sürece örgüt kimi fırsatlar sunuyor; Türkiye'yi, Ortadoğu siyaset sahnesinin önemli bir aktörü haline getiriyor.
Böyle düşündükleri için de şehitleri bu vizyonun sürdürülmesi için ödenen diyet olarak algılıyorlar.
Yani mesela bir karakolu 'savunmak' için çatışırken ölen bir asker, aslında gelecekteki bir 'harekât' için ölmüş oluyor.

Bu yoruma kızanlara; "büyük oynamaya" çalışan devletlerde görev yapan "strateji tasarımcılarının", sıradan vatandaşın kanını donduracak derecede "soğukkanlı" olduğunu hatırlatalım.
Onlar, mesela bir şehit cenazesine katıldıktan sonra, masalarının başına geçip tekrar güç dengesi hesapları yapabilecek kabiliyette uzmanlardır.
Eğer Ankara bu sorunu gerçekten (ama gerçekten!) çözmek isteseydi başka politikalar güderdi. Yapmadığına göre devamını tercih ediyor demektir.


sabah



Bu yazı 1,107 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,798 µs