En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Cumhuriyet ne işe yarar?



‘Bu haftayı, iki gün dışında Londra’da geçirdim... Kişi başına gelir,

Ne kadar biliyor musunuz?

32 bin dolar. İngiltere, vatandaşlarının yaşam kalitesi açısından dünyada ilk ona giriyor. Zengin ve özgürler.


Bu insanını mutlu kılan ülkede rejim ne? Cumhuriyet değil...

Krallık.

Resmi adıyla söylersek: ‘Büyük Britanya Birleşik Krallığı’...

***

İngiltere’den az bir süre önce de Suriye’deydim.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye sözcüsü Metin Çorabatır’ın davetiyle, oradaki iki milyon civarındaki Iraklı göçmenin durumunu görmeye gitmiştik.

Kişi başına gelir...

Vatandaşın özgürlüğü...

Zenginlik...

Bu açılardan Suriye vatandaşının yaşam kalitesi yüzüncü sıralarda sürünüyor.

Ama rejim cumhuriyet.

***

Cumhuriyet ama...

İktidar babadan oğula geçmiş.

Hafız Esad öldüğünde şimdiki Devlet Başkanı Beşir Esad 34 yaşındaymış... Anayasa ise kırk yaşından önce cumhurbaşkanı olmayı engelliyormuş.

Bir gün içinde anayasayı değiştirip Beşir Esad’ı cumhurbaşkanı yapmışlar.

Nasıl oluyor?

Çünkü Suriye otoriter bir cumhuriyet.

Tek parti zihniyeti ile örülmüş, askerin ve istihbaratın egemenliğinde bir ülke.

Uçan kuştan haberi olduğu söylenen Suriye’nin güçlü istihbarat örgütünün adı El Muhaberat.

Şehir efsanesine göre Suriye’de nüfusun yüzde sekseni El Muhaberat... Yüzde yirmisi de iş başvurusunda bulunmuş, beklemekte.

***

Cumhuriyet pratik olarak hanedanın elinden iktidarı alıyor.

Ama almasından ziyade iktidarı kime devrettiği önemli.

Örneğin, Suriye’de resmen İngiltere’deki gibi hanedan yok... Ama egemenlik babadan oğula geçmekte.

İngiltere’de ise egemenliğin sahibi doğrudan halk.

Neden?

Çünkü İngiltere, çoğulculuğun, çok sesliliğin, insanı sistemin odağına koyan temel hak ve özgürlüklerin esas alındığı çok köklü bir demokrasi.

Suriye’de ise Esad ailesi, ordu, polis, istihbarat iktidarda.

Halkın ezberini ise otoriter cumhuriyet şekillendiriyor.

***

Türkiye’de cumhuriyet, Osmanlı Hanedanı’nın iktidarını yıkıyor ama egemenliği halka devretmiyor.

Otoriter bir cumhuriyet rejimi kuruluyor.

İktidar, Milli Şef ‘e geçiyor... Umdelerinde ‘demokrasi’ yani halk egemenliği bulunmayan Altı Ok’çu Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçiyor.

İngiliz demokrasisine çok uzak, Suriye rejimine çok yakın bir noktada seyrediyoruz.

***

Onun için...

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yaşam kalitesi bir türlü düzelemiyor.

Yaşam kalitesi sıralamasında dünyada 92. basamaktayız.

İngiltere ise ilk onda...

85 yıllık cumhuriyet, demokrasiye hep şaşı baktı.

Halk egemenliğini hiç sevmedi.

Yöneteni kutsadı, yönetileni adam yerine koymadı.

Durum ortada...

2008 yılında yüzüncü yılını kutlayacağımız İkinci Meşrutiyet’in hemen ardından durum nasılsa, yüz yıl sonra da pek farklı değil.

Sorunlar tıpatıp aynı... Laiklik, Kürt sorunu vs...

Cumhuriyet, demokrasiyle taçlanmayınca, sorun da çözemiyor.

***

Yorgun ve başarısız Birinci Cumhuriyet’in yaralarını sarmak, zaaflarını onarmak, halkın zenginleşmesini ve özgürleşmesini sağlamak için çare ne?

Halkın egemenliği... Temel hak ve özgürlükler... Evrensel hukuk... Bireyin mutluluğunu oluşturacak zenginlik ve özgürlük çıtasının yükseltilmesi.

Bunu ne yapar?

AB tam üyeliği...

***

Yüzde 47 oy ile iktidara gelen AK Parti iktidarı sözlerini tutar ve AB istikametinde bir sivil anayasa ile halk egemenliğine dayalı güç dengesinin çatısını kurar... Öte yandan da AB reformları için gaza basarsa...

Cumhuriyetin önümüzdeki yılları hiç şüphesiz daha parlak, halk da çok daha mutlu olabilir.

Ama AK Parti şimdilik bu noktadan çok uzakta durmakta.

***

Cumhuriyet’in zindeliği silaha değil, evrensel hukuka, demokrasiye, bireyin özgürlüğünü ve zenginliğini esas alan zihniyete bağlı.

Cumhuriyet olmadığı halde bu gerçekleri anlayan İngiltere yaşam kalitesi açısından ilk onda.

AB üyesi olan Yunanistan 24. sırada...

Biz ise 92. sıradayız.

Seksen beş yıllık cumhuriyet için pek de övünülecek bir durum değil.

Ama üzülmeyin...

Bizim cumhuriyet ‘insanı ve demokrasiyi’ keşfettiğinde bizim yaşam kalitemiz de yükselecek.

Bir gün mutlaka...’

***

Geçen sene yukarıdaki yazıyı yazmıştım...

Genelkurmay’ın fütursuzca Aktütün iddialarını yalanladığı, ‘İlerleme Raporu’nun reform konusundaki ataleti vurguladığı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün hala devlet ve toplumu AB istikametinde gayrete getirmeye çalıştığı dünkü gelişmelerin peşi sıra, öğleden sonra masanın başına oturduğumda...

Sizce, Cumhuriyet Bayramı’nın 85. yıldönümü için ‘yeni bir yazı’ yazmama gerek var mıydı?

Bir gün, mutlaka...

star

 



Bu yazı 1,269 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,276 µs