En Sıcak Konular

Hasan Celal Güzel


Hasan Celal Güzel
0 0 0000

Baykal ‘tarihsel yanılgı’yı keşfetti mi?



CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, gazetelerde çarşaflı ve başörtülü kadınlara CHP rozeti takarken yayınlanan fotoğrafı, biz köşe yazarlarının çok ilgisini çekti. Dünkü köşe yazılarının büyük kısmı ‘Baykal ve Çarşaf’ üzerineydi. Bu ironik görüntü, bazıları için ‘takiyye’ çağrıştırırken, bazıları artık Baykal’ın türban konusunda ezberini bozduğunu yazıyordu.
Baykal, daha önce de dinî referans sayılabilecek davranışlarda bulunmuştu. Torunlarıyla bayram namazlarına gitmesi, Mescid-i Aksâ’da namaz kılması, türbe ziyareti, Şeyh Edebalî’nin sözlerini çerçeveletip asması, onun aslında inançsız olmadığını gösteriyor. Esasen, dinî inanç sahibi bir siyaset adamının bütün bunları yapmasından daha tabiî bir şey olamaz. Yargıtay Başsavcısı ve AYM üyelerinin ‘kahir ekseriyeti’ aksini iddia etse de, bu tutumun lâiklikle hiçbir ilgisi yoktur.
Gelgelelim, lâikliğin dinsizlik, lâikçiliğin din düşmanlığı, ibadetin irtica, müminin mürteci kabul edildiği ve bırakınız kara çarşafı, başörtüsünün bile lâik devleti yıkma aracı olarak görüldüğü sapkın ‘cumhuriyetçi/jakoben’ anlayışa göre, bütün bunlar lâikliğin çiğnenmesi demektir.
Ne yazık ki CHP, bu ‘çarpık lâikçilik’ histerisinin daimî müptelâsı olarak bilinmiş ve dinî konulardaki aleyhtarlığı lâiklik çizgisinin çok ötesine geçmiştir. CHP, milletin temel dinî değerleriyle hiçbir zaman barışık olmamıştır. Bu yüzden de millet CHP’yi iktidara getirmemiştir. CHP, bu konudaki hatâsını görüp kendini yenileme yerine, milletin seçtiği iktidarları ‘gerici’ ve ‘irticacı’ olarak itham etmiş; ‘başörtülüler’ ve ‘imam hatipliler’ ile uğraşmış; böylece milletin büyük çoğunluğuyla ters düşmüştür.
Ecevit, Şeflik Dönemi’nin tek parti yönetimi anlayışının devamı olan bu yanlış lâiklik anlayışını fark etmiş; bu tutumu ‘tarihsel yanılgı’ ve ‘gardrop Atatürkçülüğü’ olarak adlandırmıştır. Ancak CHP, özellikle 28 Şubat Darbe Dönemi’nde ve sonrasında, milletin çoğunluğunu ‘irticacı’ ilân ederek tarihsel yanılgısını sürdürmüştür.
***
CHP’nin bu tutumunun faturası büyüktür. Türk toplumu, bu lâikçi baskı altında ezilerek huzursuz bir toplum hâline gelmektedir. Özellikle öğrenim hürriyetinin yasaklarla zedelenmesi toplumun huzursuzluğunu arttırmaktadır. CHP’nin tahrikiyle, lâiklik konusunda hassas olan asker, antidemokratik çıkışlarda ve müdahalelerde bulunabilmektedir. Gelişmiş demokratik rejimlerde din tartışmaları ön plânda yer almazken, Türkiye’de yüzyıldan fazla bir süreden beri başlıca tartışma konusu olarak devam etmektedir.
Baykal’ın bu ‘çarşaf açılımı’ (!), yaklaşan mahallî seçimler için verdiği gülünç bir popülist mesaj değil de, Ecevit’ten 40 sene sonra da olsa, tarihsel yanılgıyı keşfetmek ise, gerçekten üzerinde durulmaya değer demektir. Esasen, CHP’ye iktidar yolunun açılabilmesi de, onu halkın çoğunluğundan uzakta tutan ve değerleriyle karşı karşıya getiren bu tutumunu değiştirmesine bağlıdır. Aksi taktirde CHP tabanı, yüzde yirmiyi geçmeyen ve zaman içerisinde gittikçe küçülen bir azınlıktan ibaret kalacaktır.
Doğrusu, bizi asıl ilgilendiren husus, Türkiye’nin açık, demokratik ve huzurlu bir toplum olmasını engelleyen ‘CHP jakobenizmi’nin baskısından ve zararlarından kurtulabilmektir.
Baykal, çarşaflıya rozet jestinin, basit bir siyaset illüzyonu olarak görülmesini istemiyorsa ve söylediği gibi insanları kılık kıyafetine göre değerlendirmiyorsa, partisine aldığı ‘türbanlı’nın önündeki çağdışı öğrenim yasağının da kaldırılması için ne yapacaklarını açıklamalıdır.
Hiç değilse ‘gölge etmesin’ de, başka ihsan istemeyiz.

radikal



Bu yazı 1,171 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Mayıs 2012 27 Mayıs'ın hesabı sorulmalıdır
    • 5 Mayıs 2012 Darbeciler! Ordu artık hizmetinizde değil...
    • 29 Ekim 2011 Dikkat! PKK'nın tuzağına düşmeyelim
    • 3 Aralık 2010 Hedefteki ülke: Türkiye
    • 26 Ağustos 2010 Kardeş Pakistan'ın yardımına koşmalıyız
    • 27 Haziran 2010 Oyunun hedefinde iktidar ve Başbakan var (2)
    • 17 Haziran 2010 Terör ve politika
    • 27 Mayıs 2010 50 yıllık utanç: 27 Mayıs
    • 13 Mayıs 2010 Rusya ile tarihî anlaşma
    • 6 Mayıs 2010 CHP-MHP-BDP koalisyonu
    • 20 Nisan 2010 Kıbrıs'ta beklenen sonuç
    • 16 Nisan 2010 'Nerede muhabbet, orada Muhammed'
    • 11 Nisan 2010 CHP ve MHP'ye son Anayasa çağrısı
    • 8 Nisan 2010 Baykal'ın uzlaşma teklifi üzerine
    • 25 Mart 2010 Anayasa reformuna neden karşı çıkıyorlar? (1)
    • 12 Mart 2010 12 Mart Muhtırası
    • 4 Mart 2010 Ermeni iftiraları konusunda bayatlamış Amerikan politikası
    • 21 Şubat 2010 AK Parti'yi kapatma hazırlıkları
    • 31 Ocak 2010 Fişleme üzerine...
    • 21 Ocak 2010 Bu iddialar cevapsız bırakılamaz

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,840 µs