En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Maraş’ta Ergenekon parmağı...



Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş, Ergenekon soruşturmasının genişletilmesini istiyor:

Kahramanmaraş katliamı, Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu’na gönderilen bombalı paket, hatta Sivas Madımak Oteli olayı yeniden soruşturulmalıymış...

Ergenekon’da ‘daha derinlere’ gidilmesini isteyen Gümüş, o günkü olayları yapanların da şimdi Ergenekon davasında yargılananlar gibi, ‘derin devlet’in adını, gücünü kullanarak ülkeyi kana boğduklarını iddia ediyor.

Bazı sorular da sormuş...

Birkaç tanesini dercedelim:

Kahramanmaraş katliamından bir hafta önce CIA ajanı Paul Henze’nin kentte görüşmeler yaptığı, katliamın bu görüşmelerde planlandığı ve daha sonra uygulandığı iddia edilmektedir.

Doğru ise Henze kimlerle görüşmüştür?

Bazı ABD’li yetkiler ‘Türkiye’yi komünizmden koruduk, Türkiye bize üç askeri darbe borçludur’ açıklamaları yaptı. Kahramanmaraş katliamı ile bu ‘koruma planı’ arasında bir ilişki var mıdır?

Maraş katliamı’nın ardından İçişleri Bakanlığı’nın gönderdiği özel araştırma ekibinin hazırladığı rapor niçin kamuoyuna açıklanmıyor?

Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu’nu öldüren bombanın bir benzeri Maraş’ta hangi ideolojik gruplarda görülmüştür?

Maraş katliamının gerçek bilançosu nedir? Kaç insan ölmüştür?

Maraş’a çeşitli illerden gelen ve otellerde ‘seyyar milli piyangocu’ kimliğiyle kalanlar kimlerdir?

Güzel sorular doğrusu...

Fakat Gümüş bazı konularda eksik ya da yanlış enforme edilmiş.

Birincisi, Hamit Fendoğlu’na gönderilen bombanın bir benzeri Maraş’ta değil, Bahriye Üçok’un evinde görülmüştür.

İkincisi, Kahramanmaraş katliamından bir hafta önce kente gidip temaslarda bulunan kişi Paul Henze değil, Robert Alexander Peck’tir.

Peck sadece Kahramanmaraş’ta görülmedi...

Çorum ve Amasya’yı da ziyaret etti.

Ziyaretleri müteakip, iki kentte de ‘Alevi-Sünni kavgası’ çıktı ve birçok insan hayatını kaybetti.

Üçüncüsü, Peck pek de gizli saklı bir adam değildi. Bazı emekli generaller tarafından biliniyor ya da tanınıyordu.

Görev yeri Kıbrıs’tı (Kıbrıs’ta akrediteydi), fakat ne hikmetse Türkiye’de dolaşıyor, nasıl edindiğini bilemediğimiz Türk dostlarıyla düşüp kalkıyordu.

Dördüncüsü, Peck ‘suçüstü’ yakalanmıştır.

Son ‘karıştırıcılık adresi’ olan Amasya’da bazı temaslarda bulunurken, Belediye Başkanı Gündüz Türen ve dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş’in ısrarlı takipleri sonucu yakayı ele vermiş, ‘sınırdışı’ edilmiştir.

Sonra ne mi oldu?

Ne olacak, Peck’i deşifre eden Güneş, bir ‘şarkıcı kadınla’ basıldı ve istifa etmek zorunda kaldı. Güneş gidince, Peck yeniden Türkiye’ye döndü ve temaslarına kaldığı yerden devam etti.

İsmi mahfuz bir gazeteci, yıllar sonra, Bakan’a komplo kurulduğunu, bu komploda CIA ve Türk gazetecilerinin ortak hareket ettiklerini açıkladı.

Şarkıcı kadın da, yine yıllar sonra, ‘Bakan’a kurulan komplonun içinde yer almaya zorlandığını’ itiraf etti.

Daha da önemli ayrıntı şu:

Peck olayını yazan tek gazeteci (Ahmet Kahraman), hakkında açılan davalar nedeniyle ülkeyi terketti, şu an yurtdışında yaşıyor.

Mahut ‘baskın olayı’nı manşete çeken gazetenin genel yayın yönetmeni ise maalesef yaşayamıyor. 7 Mart 1990’da, şoförüyle birlikte öldürüldü.

Bitirmeden önce bir soru da ben sorayım, tam olsun:

Ergenekon soruşturmasının ‘derinleştirilmesini’ isteyen Fevzi Gümüş ve örgütü, Kahramanmaraş katliamının ve birçok karanlık olayın encamını ortaya çıkaracak Adana Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu’ya (ve iddianamesine) neden destek vermedi?

star



Bu yazı 1,248 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,093 µs