En Sıcak Konular

Can Dündar


Can Dündar
0 0 0000

Neden kimseye güvenmiyoruz?



BBC’nin 21 ülkede yaptığı ankette, AB’ye en olumsuz bakan halkın Türkler olduğu ortaya çıktı.
Avrupa karşıtlığı yüzde 50’lerde...
Amerikan karşıtlığı yüzde 63 seviyesinde...
“En azılı İsrail karşıtları” listesinde ilk 3’teyiz.
Arapları sever miyiz?
Hayır, hiç!
Rusları, Çinlileri, İranlıları?..
Hayır... hayır... hayır!..
Peki kimi severiz biz?
Cevap:
Biz, kendimizi severiz.

* * *

“Dört bir yanı düşmanlarla çevrili ülkemiz”de, “bize bizden başka dost olmadığı” savını o kadar çok duyduk ki, tüm dünyaya nefretle bakan bir toplum haline geldik.
“Herkes düşmanımız” paranoyası, milli birliğimizin hamuru oldu adeta... bizi biz yapan hususiyetlerden birine dönüştü.
“Bir-ki üçler/Yaşasın Türkler/dört-beş-altı/Polonya battı /yedi-sekiz-dokuz/Alman domuz...” diye sürüp giden bir tekerleme, dış dünyaya karşı bir Çin Seddi ördü zihnimize...
O seddin garez duvarları yıkılırsa, bizi birbirimize bağlayan çimento dağılır sanıyoruz.
O yüzden kendimizden başkasını sevmiyoruz.
“Öğünüyor, çalışıyor, güvenmiyoruz”.
Çok şükür, ya Arapları, ya Amerika’yı, ya AB’yi, ya teröristleri, hiçbir şey bulamazsak “gizli güçler”i ötekileştirerek ne yapıp edip bir ortak düşman buluyor, o sayede iç çatışmalarımızı bastırıyoruz.

* * *

Her an bir dış gücün gelip bizi bölebileceği korkusu, belki de “biz” diye bir şey olmamasından kaynaklanıyor.
“Biz”, “sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir kitle” miyiz gerçekten...
Yoksa aslında hiç dış müdahale gerektirmeksizin büyüdükçe kendi kendine bölünüveren bir amip bünye miyiz?
“Türkü Kürdü, Alevisi Sünnisi ile bir arada...” diye başlayan nutukların son yıllarda giderek artması, o unsurları bir arada tutmanın giderek zorlaşmasından mı?
Ya herkesin birbirini “Amerikan ajanı”, “Avrupa yalakası”, “Siyonist” vb. diye yaftalamaya başlaması?..
“Dış düşman”ın yerli versiyonlarının bu kadar çoğalması, neredeyse herkesin “hain” sayılması, “Biz” diyegeldiğimiz tutkalın eridiğini göstermiyor mu?

* * *

Tanzimat’ta da böyle olmuştu.
“Kâfir Batı’ya kılıç sallayan kahraman Osmanlı” destanı, Avrupa’da aklın gelişimi karşısında sönükleşince, azılı Batı düşmanlığının karşısına tutkulu bir Batı hayranlığı çıkmıştı.
İkisi de abartılı olan bu iki akım, çatışa çatışa birbirini büyütmüş; toplum, Batı’ya karşı ölçüsüz nefretle hudutsuz minnet arasında kalmıştı.
Cumhuriyet, Batı karşısındaki ezikliği aşmanın yolunu, yine Batı’nın aklına dayalı bir üstünlük iddiasında aradı.
Bu sayede, yeni savaştığı Yunanistan’la bile dostluk kurabildi, Batı’yla eşitlik temelinde bir ittifaka girebildi.
Bugün bunun yapılamamasının ve yeniden “herkes düşmanımız” paranoyasına dönülmesinin nedeni, özgüven eksikliğinin yarattığı “akıl tutulması” olabilir mi?

* * *

Evet, dünyaya yönelik derin güvensizliğimizin kökeninde, kendimize güvenmememiz yatıyor.
“Avrupa duy sesimizi” diye bağırmak, herkesi “hain” saymak, “Bize bizden başka dost yok” yalanı üzerine bir milli birlik kurmaya çalışmak nafile artık...
Tek çare var:
Özgüven kazanmak...
Kendine güveneni, güvenmediği hiçbir şey yıkamaz.
Zaten özgüveni olan da bu kadar güvensizlik yaşamaz.

milliyet



Bu yazı 965 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 24 Nisan 2010 23,5 Nisan
    • 21 Aralık 2009 Menderes’in hücresi Öcalan’ınkinden küçüktü
    • 14 Mayıs 2009 Yol var, harita yok
    • 6 Nisan 2009 ‘Dünya büyükse biz de büyüğüz’
    • 26 Mart 2009 Bu bir darbe davası
    • 10 Şubat 2009 Neden kimseye güvenmiyoruz?
    • 14 Haziran 2008 Hakan Yakın’ın golü
    • 18 Mart 2008 İflas
    • 28 Ocak 2008 Ergenekon
    • 24 Aralık 2007 Sivil operasyonun tam sırası
    • 28 Ağustos 2007 Bravo çocuklar!
    • 27 Ağustos 2007 2007 yazı
    • 29 Mayıs 2007 Dağılmış pazar yerleri gibi...
    • 13 Ocak 2007 Kritik eşikte önemli konferans
    • 23 Aralık 2006 Kenan Doğulu'dan mesaj var
    • 21 Kasım 2006 Vicdanı sızlamayan çocuklar
    • 14 Kasım 2006 Tarihi bir itiraf
    • 4 Kasım 2006 Utanç
    • 30 Eylül 2006 Fransa'ya gözlük
    • 28 Eylül 2006 Avrupa için karşı rapor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,233 µs