En Sıcak Konular

Hasan Celal Güzel


Hasan Celal Güzel
0 0 0000

28 Şubat’ta Yargı ve Cunta



Bir tespitim var: Eğer bir ülkede yargı mekanizması cesaretle görevini yapar, hukuk devletini ve demokrasiyi savunabilirse, o ülkede antidemokratik müdahalelerde bulunmak ve dikta sürecini devam ettirmek kolay olmaz.
Türkiye’de yargı ne yazık ki bu konuda iyi imtihan verememiştir. Siyasî mahiyetteki dâvalar, antidemokratik cunta yönetimlerinin baskısı altında cereyan etmiştir. Bunun için, 1960’dan bu yana devam eden yarım asırlık darbeler döneminde, Ergenekon Soruşturması ile ilk olarak demokratik rejime karşı darbe teşebbüsünde bulunanların ve bu maksatla çete kuranların yargılanabilmesi, Türk demokrasisinin lehine fevkalâde önemli bir gelişmedir.
***
28 Şubat Dönemi’nde Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı idim. Türkiye’de üstü kapalı bir darbe dönemi yaşanıyordu. Ankara’nın göbeğinde tanklar yürütülüyor, ‘Batı Çalışma Grubu’ adında Ergenekon benzeri illegal bir cunta kuruluşu sütre gerisinde memleketi idare ediyordu. Artık açıkça anlaşıldığı gibi, zamanın Cumhurbaşkanı Demirel, darbeci/cuntacı generallerin sözünden çıkmıyor; göstermelik hâle getirilen Meclis ve Hükûmet devre dışı bırakılıyordu. TSK, siyasetin göbeğine çekilmişti. Batı Çalışma Grubu çetesi, insanımızı fişliyor ve yoğun bir ihbar mekanizması kuruluyordu.
İşte o günlerde hayatımın en şerefli mücadelesini vermek nasip oldu. Diğer siyasîler, sözde aydınlar, sivil toplum kuruluşları, darbecilerin önünde kaçacak delik ararken, bir ‘sivil itaatsizlik hareketi’ başlatıp yüzlerce konferans ve binlerce konuşmayla Anadolu’yu hallaç pamuğu gibi attım. 28 Şubat Cuntası’nı deşifre ettim ve Demokrasi Çalışma Grubu’nu kurarak darbecilere karşı çıktım.
Darbeci 28 Şubat Cuntası, beni susturmak için ne yazık ki siyasallaştırdığı yargı mekanizmasını kullandı. Hakkımda yüzden fazla dâva açıldı. Aleyhimdeki dâvaların büyük çoğunluğu, 28 Şubat’ın Genelkurmay II. Başkanı Org. Çevik Bir’in savcılara gönderdiği emir ve talimatla açılmıştır. Bazen savcılar, ‘Sayın Bakanım, biz dâvayı açalım da nasılsa siz beraat edersiniz’ diyerek ezilip büzülürlerdi. Yani, emir büyük yerden geliyordu. DGM’lerdeki dâvalarda asker üyelerin aleyhimdeki oyları belliydi. Mahkemeler ise, bazen tesir altında kalırlar, bazen de baskılara karşı dâvayı uzatırlardı. Bazı mahkemelerin de, -istisnaen de olsa- hemen beraat kararı verdikleri olurdu.
***
Şimdi sizlere, Genelkurmay Başkanlığı antetli ‘Gizli’ yazılarla, II. Başkan Orgeneral Çevik Bir imzasıyla, hakkımda ‘işlem yapılmasını ve sonucundan Genelkurmay Başkanlığı’na bilgi verilmesini rica ederim’ talimatı verilen, yani yargı bağımsızlığına ve Anayasa’ya aykırı, suç teşkil edecek şekildeki örneklerden birkaçını sunuyorum:
l 13 Ekim 1997 tarih ve AD.MÜŞ. 7501-1027-97 sayılı yazıda Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına şu talimat gönderiliyor: “YDP Genel Başkanı Hasan Celâl Güzel’in (...) yaptığı konuşmada, ‘Haydi artık ülkeyi yönetmeye kalkan cuntacıya haddini bildirin...’ şeklindeki sözleriyle halkı kanunlara karşı gelmeye tahrik ettiği açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle, YDP Genel Başkanı Hasan Celâl Güzel hakkında (...) yasal işlem yapılmasını ve sonucundan Genelkurmay Başkanlığına bilgi verilmesini rica ederim.”
l Genelkurmay Başkanlığı’nın 13 Mart 1997 tarih ve AD.MÜŞ. 7501-285-97 sayılı, Çevik Bir imzalı, Adalet Bakanlığı’na yazısı. Yazıda, ‘Türkiye’yi cunta yönetiyor’ dediğim için devletin askerî kuvvetlerini alenen tahkir ve tezyif ettiğim ileri sürülerek hakkımda yasal işlem yapılması ve sonucunun bildirilmesi isteniyor.
l Genelkurmay Başkanlığı’nın 11 Ağustos 1998 tarih ve AD. MÜŞ. 7501-744-98 sayılı, Çevik Bir imzasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği talimatta, ‘TSK içinde hiçbir kanunî mesnedi olmadan, illegal şekilde yapılanan Batı Çalışma Grubu’nun fişleme ve ihbar sistemi’nden bahsettiğim için aleyhimde dâva açılması ve sonucundan Genelkurmay Başkanlığı’na bilgi verilmesi rica ediliyor.
l Genelkurmay Başkanlığı’nın 28 Mayıs 1998 tarih ve AD.MÜŞ. 7501-450-98 sayılı, gene Çevik Bir imzasıyla Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği talimatta, “YDP Lideri Hasan Celâl Güzel’in, ‘... Ama eğer İsmail Hakkı Karadayı veya başkaları, halkın üzerine kendilerine emanet edilen silâhları çevirmek isterlerse, o zaman o tankların üzerine çıkarım...’ şeklindeki ifadelerle TSK’nın manevî şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle (...) yasal işlem yapılmasını ve sonucundan Genelkurmay Başkanlığı’na bilgi verilmesini rica ederim” denilmektedir.
***
Dosyama bakıyorum; Çevik Bir imzalı, ‘rica ederim’ diye yargıya emir veren onlarca yazı var... Bunların bazıları neticesinde açılan dâvalardan zarar görmüşüm. AİHM’den kazandığım 5 dâvada bu talimatların da gözönüne alındığını biliyorum.
Haksız yere aleyhimde açılan dâvalarda suçlandığım ifadelerimi bugün gene misliyle tekrarlıyor, yazıp çiziyorum. Demokrasiden yana ve darbe karşıtı olan herkes de bunları açıkça dile getiriyor. Lâkin, kimsenin aklına hakkımızda dâva açmak gelmiyor.
Sonuç olarak; yargı her dönemde görevini cesaretle ifa ederse, Türk demokrasisi rayına oturabilir. Yeni zorbalıklara mâni olmanın yolu da, eskilerinin hesabını sormak ve caydırıcılığı sağlamaktan geçer.

radikal



Bu yazı 1,206 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Mayıs 2012 27 Mayıs'ın hesabı sorulmalıdır
    • 5 Mayıs 2012 Darbeciler! Ordu artık hizmetinizde değil...
    • 29 Ekim 2011 Dikkat! PKK'nın tuzağına düşmeyelim
    • 3 Aralık 2010 Hedefteki ülke: Türkiye
    • 26 Ağustos 2010 Kardeş Pakistan'ın yardımına koşmalıyız
    • 27 Haziran 2010 Oyunun hedefinde iktidar ve Başbakan var (2)
    • 17 Haziran 2010 Terör ve politika
    • 27 Mayıs 2010 50 yıllık utanç: 27 Mayıs
    • 13 Mayıs 2010 Rusya ile tarihî anlaşma
    • 6 Mayıs 2010 CHP-MHP-BDP koalisyonu
    • 20 Nisan 2010 Kıbrıs'ta beklenen sonuç
    • 16 Nisan 2010 'Nerede muhabbet, orada Muhammed'
    • 11 Nisan 2010 CHP ve MHP'ye son Anayasa çağrısı
    • 8 Nisan 2010 Baykal'ın uzlaşma teklifi üzerine
    • 25 Mart 2010 Anayasa reformuna neden karşı çıkıyorlar? (1)
    • 12 Mart 2010 12 Mart Muhtırası
    • 4 Mart 2010 Ermeni iftiraları konusunda bayatlamış Amerikan politikası
    • 21 Şubat 2010 AK Parti'yi kapatma hazırlıkları
    • 31 Ocak 2010 Fişleme üzerine...
    • 21 Ocak 2010 Bu iddialar cevapsız bırakılamaz

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,548 µs