En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

PKK dağdan iner mi? Bu konuda iyimser olana rastlamadım



“PKK’nın dağdan inmesi bence zayıf ihtimal. Silah bırakmazlar. 30 yıl dağda kalan bir örgüt... Çok şey garanti edeceksin ki, gururuna bir şey olmayacak diyeceksin ki, onları buna inandıracaksın ki inecek, yoksa zor. Hasan abi, dağa piknik yapmak için çıkmadılar ki...”

ERBİL
Sabah vakti yola koyulduk 1 Mayıs günü. Dere tepe yeşillenmiş, bahar patlamış her yanda. Süleymaniye yönüne doğru gidiyoruz.
Sağımızda Enfal Anıtı.
İnşaatı bitmek üzere. Enfal Şehitliği de deniyor. Yüksek bir tepenin üstünde, görkemli bir anıt.
Baasçı Saddam diktası 1988 yılında 182 bin Kürdün öldürülmesine yol açan büyük bir etnik temizlik gerçekleştiriyor Kuzey Irak’ta. Büyük bir kısmının mezarı bile hâlâ bilinmiyor. Köyler yakılıyor, yerle bir ediliyor, insanlar zorla göç ettiriliyor.
Barzan aşiretinden 8 bin kişi bir gecede öldürülüyor. Bu korkunç katliamdan beri Mesut Barzani’nin memleketi olan Barzan’da kadınlar bugün bile simsiyah giyiniyor.
Peki, neden Enfal? “Kuran’da Enfal suresi vardır, yok oluşu anlatan...” diyorlar.
Yavaşlıyoruz.
Yolun biraz ötesinde hareketli bir hazırlık var. Bir iki küçük çadır, bir de derme çatma sahne kurulmuş. Sahnenin üstünde, iki tahta direğin arasına sarı-kırmızı-yeşil renklerin hâkim olduğu bezden bir Abdullah Öcalan posteri çekilmiş.
İki teknisyen ses düzenini kurmakla meşgul. Bu arada marş benzeri gümbür gümbür bir müzikle küçük kızlar neşe içinde halay çekiyor.
Arabadan iniyoruz.
Farkında bile değiller, eğleniyorlar. Bir delikanlı geliyor, düzgün bir Türkçeyle selamlıyor bizi. Güneydoğu’dan dört yıl önce gelmiş Erbil’e, üniversitede sosyoloji okuyormuş.
Anlatıyor:
“Daha çok Mahmur Kampı’ndan gelenler var burada. 1990’lı yıllarda Güneydoğu’dan kaçan binlerce Türkiyeli Kürt yaşıyor iki kampta. Ayrıca Türkiye’den gelip Erbil Üniversitesi’nde okuyan Kürt gençleri var burada. Bir de tabii Irak’lı Kürtler...

Kürt yönetimi sıkıştırıyor
Eğlenceyi düzenleyen kim?
PÇDK.
Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi... PKK’nın Irak’taki legal partisiymiş. Kuzey Irak’ta gelecek ay yapılacak seçimlere katılmak istiyormuş, ama Kürt yönetimi buna pek sıcak bakmıyormuş...
PÇDK da sert çıkmış:
“Bizim adayları onaylamazsanız, biz de bağımsız olarak katılırız.”
Öyle anlaşılıyor ki:
PKK’ya da, onun legal yan kuruluşlarına da hayatı git gide zorlaştırıyor Kürt yönetimi...
Dedi ki:
“Fazla uzun sürmez, KDP’nin peşmergeleri gelip burayı dağıtır, ya da en azından Apo posterini falan indirirler.”
Peki, PKK dağdan iner mi?
PKK silah bırakır mı?
Kürt sorunuyla silah ve şiddet arasındaki bağ koparılabilir mi?
Üç gündür Kuzey Irak’tayım.
Benim gündemimde bu sorular var.
Azad’ın söyledikleri ilginç:
“PKK’nın dağdan inmesi bence zayıf ihtimal Hasan Abi. Silah bırakmazlar. 30 yıl dağda kalan bir örgüt... Çok şey garanti edeceksin, gururuna bir şey olmayacak diyeceksin ve onları buna inandıracaksın ki inecek, yoksa zor. Piknik yapmaya çıkmadı ki dağa...”
Bir başkası:
“Bak abi, tamam bu işin sonuna gelindi, artık silahla başka bir yere gidilemez. Ama gelin şu silahı bırakın demek yetmez. Bir daha hapse düşmeyeceğine dair garanti vereceksin; kimliğiyle, kültürüyle ilgili taleplerine cevap vereceksin.”
Yandan kafayı uzatıyor:
“Bak abi, PKK içinde de dağdan inmek isteyenler elbette var. Gerçeği görüyorlar. Ama öyle kolay değil bu iş. PKK hâlâ güçlü bir örgüt. Sadece DTP’nin iki küsur milyon oyundan ibaret değil PKK desteği... PKK’nın Türkiye Kürtleri içindeki etki alanı bunun çok daha ötesinde...”
Şunu da ekliyor:
“PKK için silah ve dağda yaşamak bir hayat tarzı haline geldi. Şimdi bundan vazgeçip ovaya inmesi çok zor. Ayrıca TC de (Türkiye Cumhuriyeti devleti, HC) güven vermiyor.”

‘PKK zengin bir holding’
Bir başkasının yorumu ilginç:
“PKK’nın silah bırakması ihtimali mi? Zayıf! Çok zengin bir holding PKK... Belki de 10 milyar dolarlık... Irak’tan Türkiye’ye geçiş noktaları, Hacıumran, Gelereş, Hınare... Buralardan gecede 1.5 milyon dolar haraç topluyor. İran’a geçişler ayrı... Bu arada uyuşturucudan kilo başına rahat 1000 euro alır.”
Yaşar Kaya’nın söyledikleri:
“Bir genel af gerekli. Lider kadrosundan dağdaki 100-150 kişi İskandinav ülkelerine gönderilebilir. Onur kırıcı olmayan bir af düzenlemesi yapılır. Şunu unutmayın, dağa piknik yapmak için çıkmadılar. Ayaklandılar, çünkü ulusal kültürel talepleri vardı. Afla birlikte sivil siyasetin önü açılmalı. Ancak PKK da önşartsız silah bırakmalı, silah bırakmadan bir şey konuşulmaz çünkü. Dağdaki problemi halletmeden de, af olmadan da bir yere gidilemez.”
Yumurta civciv hikâyesi gibi...
Yanık bir kadın sesi radyodan. Açıklama da Azad’dan: “Abi, aşkını anlatıyor. Gencim ama ihtiyar gibi ölüyorum diyor.”

‘Zor dostum zor’
Dağdan inmek kolay mı?
Bir yanda PKK’nın hayat tarzı... Diğer yanda Türk devletinin tarzı... Hani derler ya, boşa koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum almıyor! Üç gündür kaç kişiyle sohbet ettim. İyimser olabilene rastlamadım.
Geçen gün Talabani’nin memleketi Köysancak’ta sohbet ettiğim Osman Öcalan da iyimser gözükmüyordu. PKK’nın silah bırakma sürecine girebilmesi için, başlangıç noktası olarak Türkiye’de dağdaki lider kadrosunu da kapsayan köklü bir affı savunurken kendisine sordum:
“İyimser misin? Ankara böyle bir affı çıkarabilir mi? Hükümette böyle bir niyet, böyle siyasi irade var mı, olabilir mi?”
Sorumu açıkça yanıtlamadı.
Yüzüme zor gibisinden baktı.
Ama bu sırada gözüm, yeğenine takıldı, bana bakıp kıs kıs gülüyordu, “Zor dostum zor!” dercesine... Düğüm aynı soruda:
PKK’nın dağdan inmesi ve af ama nasıl olacak?..
Kuzey Irak notlarının dördüncüsü yarına.


milliyet



Bu yazı 994 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,772 µs