En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Şakası bile uygunsuz



“Türk siyasi hayatında genç yüzlere ihtiyaç var, bu sebeple Demokrat Parti (DP) genel başkanlığına adaylığımı koyuyorum” demiş 79 yaşındaki Hüsamettin Cindoruk... Hürriyet'in onunla aynı yaştaki başyazarı Oktay Ekşi, 'az bulunur bir özveri örneği' tespitiyle mukabele ediyor Cindoruk'a erken bir 'Merhaba' çektiği başyazısında...

Şaka gibi, değil mi?

Esas şakacının ne dediğini sona sakladım. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Kimse kendi iktidarsızlığını, güçsüzlüğünü devlete yüklemesin; eğer bozuk bir şey var idiyse düzeltselerdi” demiş, Genelkurmay Başkanlığı'ndan emekli Org. Yaşar Büyükanıt'ın “Devlette kurumlar arası güven kalmadı, devlet hasta” sözleri için...

Bunların hiçbiri şaka değil. Bugün 1 Nisan değil zaten. 79 yaşındaki Hüsametin Cindoruk DP genel başkanlığına gerçekten adaylığını koydu. Oktay Ekşi 'tutarlı bir siyasetçi' sıfatıyla övdü Cindoruk'u; davranışını 'özveri örneği' olarak göstermeyi de unutmayarak... Süleyman Demirel de “Bozuksa düzeltseydin” diye gerçekten payladı eski Genelkurmay Başkanı'nı...

Bir askerle ilgili en olumsuz cümleyi sarf etmiş oldu Demirel; 'beceriksiz' bulduğunu öğrendiğimiz asker kişinin 'emekli statüsü' kendisini rahatlatmış ve böyle konuşmasını sağlamıştır. 'Genç' Cindoruk da kendisi gibi 'genç' Ekşi tarafından övüldüğünü görünce genel başkanlığı çantada keklik görmeye başlamış olmalı.

Türkiye, 44 can alan Mardin/Bilge Köyü'ndeki vahşete müstahak olmadığı gibi siyasetteki bu görüntüyü de gerçekten hak etmiyor.

“Devlet bozuksa düzeltseydi” sözüyle payladığı komutan görevde olsaydı bugün ve eski Cumhurbaşkanının tavsiyesi istikametinde davranmak isteseydi, ne yapması gerekirdi dersiniz? Devletteki bozukluğu 'asker' nasıl düzeltir? O sözleriyle bugünkü askeri komuta kademesine ne tavsiye etmiş oluyor eski Cumhurbaşkanı?

Şaka gibi bir ülkeye çevirdiler Türkiye'yi... Nüfusunun üçte ikisi 30 yaşın altında bir ülkeye, hastaneden heyet raporu olmaksızın kendi hukuki işlemlerini göremeyecek insanların yönetimini lâyık görüyorlar. Bunu lâyık görenlerin ikisi de öve öve bitiremedikleri siyasetçiyle aynı durumdalar; biri yıllardır tuttuğu köşeden hergün herkese akıl veriyor, diğeri gördüğü her mikrofona bir şeyler söyleyerek varlığını hiç değilse kendisine ispat etme çabasında.

İyi işler de, tavsiyeleri ülke için iyilik taşımıyor.

Komutanlar bereket onların “Düzelt” kışkırtmalarına yüz vermeyip yaşları yasal sınırına erişince emekli oluyorlar; ötekiler ise milletin tasfiyesinin anlamını algılamaktan da âciz bir görüntü sergiliyorlar. Allah hepsine uzun ömürler versin, o ömrü kendilerine ve ailelerine daha hayırlı olacak işlere ayırsınlar... Kendilerinden gelebilecek en büyük yarar, eğer zamanında çekilme özverisini gösterebilirlerse, gençlere bu alanda örnek olmaktır.

Geriye dönüp şöyle bir bakalım: Süleyman Demirel'in Türk siyasi hayatındaki varlığı neredeyse 50 yıla yaklaşıyor; Hüsamettin Cindoruk ondan genç sayılır, ama siyasi hayatı Demirel'den de fazla... Oktay Ekşi de, gazeteci olarak, 60 yıldır kalem kullanıyor. Hadi kestirmeden gidelim: Ülkemizin son 50 yıllık siyasi hayatı onların adları geçmeden yazılamaz...

Yetmez mi? Daha ne isteyebilir bir insan? Bir politikacı? Bir yazar?

Şakalarını bundan sonraki 50 yıl boyunca da kaldırmak zorunda mı bu ülkenin insanları? Her seferinde, “Yine mi?” diye şaşkınlıktan şaşkınlığa sürüklemek zorundalar mı bizi?

Cem Yılmaz o işi hepsinden güzel başarıyor.

yenişafak



Bu yazı 1,141 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,221 µs