En Sıcak Konular

Ismet Berkan


Ismet Berkan
0 0 0000

Anayasa dansı



Türkiye, Avrupa Birliği yolundaki ilerleyişini sürdürmek için bazı Anayasa değişiklikleri yapma ihtiyacında.
Geçen yıl, yeni Ulusal Program belli olduğunda, Dışişleri Bakanı sıfatıyla Ali Babacan, hem UP’yi birinci elden anlatmak hem de UP gereği yapılması gereken yasa ve Anayasa değişiklikleri konusunda destek istemek üzere muhalefet partisi liderleriyle görüşmek istedi.
Ne ana muhalefet lideri Deniz Baykal ne de Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli randevu verdiler Türkiye’nin Dışişleri Bakanı’na.
Bu randevu vermeme hadisesi başlı başına bir siyasi gerginlik konusu haline geldi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu sebeple CHP lideri Deniz Baykal’la çok sert bir kavga yaşadı, iki lider birbirlerinin yüzüne bakmaz, el sıkışmaz hale geldiler. Ve elbette Anayasa değişikliği konusu da hiç konuşulamadan rafa kalktı.
Temelde iki önemli değişiklikten söz ediyoruz burada. Bunlardan birincisi, ombudsmanlık kurumunun Anayasal statü kazanması; çünkü geçmişte çıkarılan ombudsman yasası Anayasa Mahkemesi tarafından böyle konum Anayasa’da yer almadığı gerekçesiyle iptal edilmişti. İkincisi ise siyasi parti kapatmaları konusunda AB’nin Venedik Komisyonu raporlarına uyumlu hale gelmek.
Belki başka bazı değişiklik ihtiyacı da var ama onlar daha teknik nitelikte uyumla ilgili şeyler.
Ne var ki ne zaman Anayasa değişikliği gündeme gelse, biraz muhalefeti biraz da iktidarı yoklamak amacıyla ortaya gerçek amacın dışında bazı başka maddelerle ilgili değişiklik önerileri de atılır. Bu sefer de böyle oldu, iş hatta parlamento ve Cumhurbaşkanı’nın görev süresine açıklık getirecek bir madde talebi dedikodusuna kadar vardı.
Ancak gerek son türbanla ilgili Anayasa değişikliği macerasında yaşananlardan ve gerekse siyasi gerginliğin hükümetin işine hiç yaramadığının görülmesinden ötürü, Adalet ve Kalkınma Partisi Anayasa değişiklikleri konusundaki yaklaşımını değiştirdi. Hatırlayın eski yaklaşım, ‘Biz ortaya önerilerimizi koyarız, kabul eden eder, etmeyen etmez, kendi çoğunluğumuzla değişikliği yapar referanduma da götürürüz’ cümlesiyle özetlenebilecek bir yaklaşımdı.
Ak Parti’nin yeni yaklaşımı ilk kez hükümet sözcüsü sıfatını da taşıyan Cemil Çiçek açıkladı, mutlaka CHP ile uzlaşma arayacaklarını söyledi. Bu söz birkaç kez tekrar edildiği, hatta bir seferinde bizzat Başbakan Erdoğan tarafından da söylendiği halde düne kadar CHP’den Deniz Baykal seviyesinde bir cevap gelmemişti.
Ama dün Deniz Baykal partisinin grup toplantısında çıktı ve kendileri açısından kabul edilemez olan iki değişikliği açıkladı. Bunlar, parlamento ve Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin açıklığa kavuşturulması ile Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının tanınmasıyla ilgili değişikliklerdi.
Baykal’ı mefhumu muhalifinden okuduğunuzda, geri kalan konulardaki değişiklik önerilerine kategorik olarak karşı olmadığı sonucuna varabilirsiniz; nitekim biz Radikal’de öyle yaptık.
Anlaşılıyor ki Başbakan Erdoğan’ın özellikle yerel seçim sonuçları ertesinde ve hükümet değişiklikleriyle birlikte ortaya koymaya başladığı daha uzlaşmacı siyaset yaklaşımı Baykal’dan bir çeşit karşılık buluyor.
Şimdi büyük olasılıkla Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın devreye girmesiyle Meclis’te bir komisyon oluşturulup Anayasa değişiklikleri için bir zemin arayışı başlatılacak ve üzerinde uzlaşılan maddelerin değiştirilmesinin önü açılacak.
Siyasetin ilk büyük tıkanıklık noktasını aşmak için harekete geçmesi bence önemli ve kayda değer.

radikal



Bu yazı 859 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Temmuz 2012 ‘Tanrı Parçacığı’ bize neler vaat ediyor?
    • 10 Mart 2012 Tartışmayı içerikten biçime kaydırmak
    • 25 Haziran 2011 PKK dağdan nasıl iner
    • 26 Şubat 2011 1968 neden 68’de olduysa, şimdi de isyanlar ondan oluyor
    • 26 Aralık 2010 Seçim soruları: AK Parti kaç alacak, ya CHP?
    • 2 Kasım 2010 PKK’nın içine girdiği açmazı görmek
    • 31 Ekim 2010 ‘Kırmızı Kitap’efsanesinin sırları
    • 27 Temmuz 2010 Askeri vesayetin hukuki altyapısı
    • 24 Temmuz 2010 Enerji stratejimiz var mı?
    • 21 Temmuz 2010 Sahiden 12 Eylül'ü mü oylayacağız?
    • 14 Temmuz 2010 İran çelişkileri ve iç politika yansımaları
    • 7 Temmuz 2010 Liderler neden görüşecek, neyi görüşecek?
    • 5 Temmuz 2010 Dindar solcular
    • 3 Temmuz 2010 Kılıçdaroğlu, bu kafayla hiçbir şeyi çözemez!
    • 26 Haziran 2010 Hep aynı denklemin içine sıkışmak
    • 24 Haziran 2010 Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik cumhuriyet
    • 13 Haziran 2010 Karpuz gibi ortasından ikiye bölünmüş ülke...
    • 6 Haziran 2010 Mahkûmun açmazı: Hayattaki karşılığı
    • 24 Mayıs 2010 Maalesef bizde hattı muhalefet yoktur, sathı muhalefet vardır
    • 4 Mayıs 2010 Eski defterleri açmak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,213 µs