En Sıcak Konular

Taha Akyol


Taha Akyol
0 0 0000

Merkez sağ?



HÜSAMETTİN Cindoruk artık DP’nin lideri... Ama ancak üçüncü turda seçilebildi. Dahası, üçüncü tur oylamaya tek aday olarak girdiği halde 559’la seçilmesi, 400 kadar delegenin oy vermemiş olması parti içinde bir ‘karizma’ oluşturamadığını gösteriyor.
Demirel bizzat uğraşarak ancak bu sonucu almıştır.
Aslında DP son seçimde yüzde 3.5 oy almış bir parti. Öyleyse niye önemseniyor?
Önemsemek lazım, çünkü Demirel, Cindoruk vasıtasıyla sahaya inmiştir! Cindoruk gibi bir “hiciv ustası”nın AKP’ye yapacağı hücumlar kesinlikle çok ilginç olacaktır.
Daha önemlisi şudur: 1950’den beri Türkiye’nin en büyük siyasi damarını oluşturan “merkez sağ” bundan sonra nasıl bir yöne gidecek? AKP ile devam mı edecek? Yoksa Demirel ve Cindoruk, Özal’ın yüzde 47 oyunu 1992’de yüzde 22’ye indirip kendi oylarını yüzde 25’e çıkardıkları gibi önümüzdeki seçimde DP’ye oy patlaması yaptırabilecekler mi?
Bu soruların demokrasimiz için ne kadar önemli olduğu açık.

“Merkez” ne demek?
Evvela Demirel’le Cindoruk’un hiç de tesadüfi olmayan kavram farkına dikkat etmek gerekir. Demirel, “orta sağ” diyor; Cindoruk asla bu terimi ağzına almıyor, sadece “merkez” diyor, hatta “merkezin göbeği” diye vurguluyor.
Önemli mi bu?... Hem de çok önemli.
Maurice Duverger, “Halksız Demokrasi” adlı kitabında “merkez”in bir “partiler mezarlığı” olduğunu yazar: Partiler arasında sağ ve sol program farkları kalmaz, reform fikri ölür! Hâlbuki demokrasi asgariden güçlü “merkez sağ” ve “merkez sol” partileri gerektirir: “Merkez”, devletin ve sistemin ana değerlerinin ifadesidir. Bir ayağınız orada olur, öbür ayağınız sağdaki ve soldaki fikirleri, talepleri, kitleleri temsil eder.
Menderes ve Özal’ın partilerine ve 1960’ların AP’sine “devlet partisi” demek mümkün müydü?! İşte fark buradadır ve bu yüzden kavramlar önemlidir.
Demirel ve Cindoruk 28 Şubat’ta “merkez sağ” denilen kitleleri ve duyarlılıkları terkettiler. 28 Şubat’tan beri “merkez” terimi Demirel-Cindoruk çizgisi için daha doğrudur!
Demirel “orta sağ” derken, artık kendisinin temsil etmediği bir sosyolojik olgunun adını kullanıyor, o kadar.

AKP’ye alternatif?
Türkiye’de, “merkez sağ” deyinde akla gelen 1950’lerin Demokrat Partisi’dir, AP’dir, Özal’ın ANAP’ıdır... Bu ana damarın iki özelliği vardır:
-  Biri, “yeter söz milletindir” sloganıyla ifade edilen demokrasi anlayışıdır...
-  Öbürü, resmi ideolojiden ziyade ekonomik kalkınmaya öncelik vermektir...
İşte bu sayede halka yakındırlar. AKP’nin oyları da buradan geliyor.
Peki, Demirel ve Cindoruk 28 Şubat’ta “yeter söz milletin” mi diyorlardı?!
367 tartışmalarında, 27 Nisan muhtırası verildiğinde, anayasa değişikliğinde kimlerin yanındaydılar?!
Göreceğiz, bu çizgide, Demirel ve Cindoruk’un yeni partisi “merkez sağ” denilen halk kitlelerinin desteğini alamayacaktır!
1997’de kurdukları “merkez partisi” DTP zaten binde 5 oy almıştı!
Evet, alternatifsizlik AKP’de, bütün rakipsiz iktidarlar gibi, “sorumsuz güç” hırsı yaratıyor. Fakat AKP’yi kendi hataları ile gerçek bir sosyal demokrat hareketken iktidardan uzaklaştırabilir. Ya da henüz gwözükmeyen yeni bir gerçek “merkez sağ” hareket.
Cindoruk’tan hicivleriyle ilginç manşetler çıkabilir ama bir halk hareketi çıkmayacaktır.


milliyet



Bu yazı 872 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 7 Kasım 2011 KCK ve hukuk
    • 30 Temmuz 2011 Afrika kampanyası
    • 29 Temmuz 2011 Stalinist milliyetçilik!
    • 22 Temmuz 2011 AKP’li bakan İnönü’yü övüyor
    • 20 Temmuz 2011 ‘Makas açılıyor’
    • 18 Temmuz 2011 Totalitarizmi eleştirmek
    • 12 Temmuz 2011 Anayasa da böyle yapılır
    • 7 Temmuz 2011 ‘Usta’ kabine
    • 1 Temmuz 2011 CHP Meclis’e
    • 27 Haziran 2011 Anayasa yapmak
    • 7 Haziran 2011 AKP, CHP, MHP uzlaşır mı?
    • 30 Mayıs 2011 Kürt meselesi nereye?
    • 27 Mayıs 2011 Hukuk ve yargı açısından 27 Mayıs
    • 26 Mayıs 2011 Proje savaşı
    • 19 Mayıs 2011 Ergenekon ve PKK
    • 12 Mayıs 2011 Demirel ve CHP
    • 11 Mayıs 2011 MHP
    • 18 Nisan 2011 2023 Vizyonu
    • 2 Nisan 2011 ‘Bizden yana adalet!’
    • 25 Mart 2011 Türkiye’nin rolü?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,616 µs