En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Yeni medya düzenine doğru



Zaman gazetesinin Basın Konseyi'ni terk etme kararını herhalde duydunuz. Bu önemli bir karardır ve terbiye yoksunu bir tavra verilen öfkeli bir tepkiden ibaret olarak görülmemelidir. Türkiye'deki medya düzenini sarsacak sonuçları bile olabilir bu tepkinin...

Genelgeçer kabulün aksine, 'Basın Konseyi' ülkemizin en büyük medya grubunun çıkarlara hizmet etsin diye kurulmadı; Konsey'in kurulduğu dönemde 'en büyük medya grubu' diye bir durum ortada yoktu bile. Bugün de, serbest bırakılsalar, Doğan Grubu içerisinde yer alan bazı gazeteler ve çalışanları Konsey'i terk etmekte tereddüt göstermezler.

Bunun sebebi şu: Her ne kadar 1988 yılında kurulmuş olsa ve kuruluşunda farklı eğilimlerden meslektaşlar omuz verse bile, yapı taşları 27 Mayıs askeri darbesi sonrasında oluşmuş bir medya düzeninin koruyucusu olma amacında bir kadronun elindedir Basın Konseyi... Daha önce defalarca 'son kez' diyerek başkanlığı terk edeceği sözünü vermesine rağmen başında hâlâ 'eski medya düzeni'nin simge ismi Oktay Ekşi'nin bulunması bu anlamda göz açıcıdır: Düzeni o temsil ediyor çünkü...

İlk zamanlarda ne yapmış, nasıl yapmış olursa olsun, son zamanlarda, Basın Konseyi, kendi ahbap-çavuş ilişkileri içindekileri koruma-kollama görevini yerine getirirken, çember dışında kaldığı halde dik durmayı bilmiş meslek mensuplarına karşı acımasız davranmasıyla temayüz ediyordu. Bir noktada 'yansız' bile sayabiliriz: Kolladıkları ve karşı çıktıklarının hangi medya grubu içerisinde yer aldığını fazla önemsemiyor Basın Konseyi...

Her ülkede basın meslek ilkelerinin aşındırılmaması için görev yapmak üzere yapılanmalara ihtiyaç vardır. 'Gazetecilik' mesleği bir kamu görevidir ve gazeteci halkın haber alma hakkını halk adına kullanan insandır. Haberin gizlenmesi, çarpıtılması, tersine çevrilmesi, ya da gazetecilik adı altında kişisel ve zümresel çıkarlar peşinde koşulması, 'gazeteciyim' diye bürünülen postun insanların şeref ve haysiyetlerini ayaklar altına almak için kullanılması bir biçimde önlenmelidir; meslek kuruluşlarının temel görevi budur.

Zaman gazetesinin Basın Konseyi'nden çekilmesi işte bu sebeple bir dönüm noktası olabilir...

Bugünkü haliyle gözlerden titizlikle saklanmak istenen 'statükocu' görüntüsüne bürünecektir Basın Konseyi... Başkanı dahil önemli görevlerinde bulunanların 27 Mayıs sonrasında cuntacı askerler tarafından kurulmuş Öncü gazetesinden beri birliktelikleri daha fazla dikkat çekecektir sözgelimi. Karara muhatap edilen kişilerin mensup oldukları medya gruplarına değil de şikâyet edilen kişilerin eğilimleri göz önünde tutularak kararları üzerinde yapılacak bir inceleme sağlıklı bir tablo ortaya çıkaracaktır.

Daha önce Konsey'i terk eden diğer yayın organlarına Zaman'ın da katılması gerçeklerin daha kolay anlaşılmasını sağlayabilir.

Farklı bir gelişmeye de yol açmalı bu yeni durum ve Basın Konseyi dışında yeni bir mesleki yapılanmaya gidilmeli...

Gazetelerde 'okur temsilcisi' olarak görev yapan meslektaşlar var. Bulundukları her yerde mesleki kaygılarını terk etmemiş ve sürekli eleştirel konum almış saygın başka pek çok isim de bir çırpıda sayılabilir. Bir çekirdek kadro, mesleki hassasiyetlerine güvendiği daha kimler varsa onları da yanına alarak geniş kapsamlı bir hareket başlatabilir.

Hareketlenmenin Doğan Grubu'nu da köhnemiş Basın Konseyi konusunda yeniden düşünmeye sevk edeceğine emin olabilirsiniz.

Öfke iyidir, ama akıllı bir eyleme dönüşürse daha da güzelleşir.

yenişafak



Bu yazı 924 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,401 µs