En Sıcak Konular

İbrahim Karagül


İbrahim Karagül
0 0 0000

İran'da karşı darbe: Kelleler alınacak mı?



Dehşet verici bir kafa karışıklığı, bilgi kirliliği, zihin bulanıklığı pazarlanıyor. Tüm saçmalıkları içeren, aklı başında "uzman"ların bile alıklık örnekleri sergilediği, Batı ve Türk medyasının iddialarının ne kadar zayıf temeller üzerine bina edilebildiğinin çarpıcı örneklerini gösteren, İran'da doğru ve yanlış arasındaki mesafenin cehaletimiz kadar geniş olduğunu ortaya koyan bir tartışma bu.

Hayal kırıklığına uğrayanların hazımsızlığını, tahammülsüzlüğünü, bir yenilgiyi iç iktidar kavgasına dönüştürme gayretini, bir "karşı devrim"e dönüştürme çabasını, sistem içi hesaplaşmayı rejim değişikliği gibi sunmasını, İran içindeki değişim sancılarını yıkıcı Batılı bir proje formatına sokmasını izliyoruz. Sanki kaybeden Mir Hüseyin Musavi değil, değişim yanlıları değil, kendileri; Batı medyası, sivil toplum kuruluşları, başkentleri…

"Biz bu seçim sonucunu tanımayız" açıklamaları, Hamas seçildiği için Filistin halkını cezalandıran İsrail'in tavrından farklı değil. Cezayir'de iç savaş çıkaranların tavrından farklı değil. Demokrasi anlayışlarının, bu bölgede seçime indirgenmesine rağmen yine de önemli gördüğümüz demokrasi algılarını yerle bir olmasına aldırış bile etmeden seçim sonuçlarını küstahça reddetmeleri, İran halkını iç çatışmaya sürükleme denemeleri nasıl tanımlanabilir…

Yolsuzluk iddialarını önemsiyoruz. Seçim hilesi iddialarını önemsiyoruz. Muhaliflerin gözaltına alınmasını üzülerek izliyoruz, özgür iradelerini ortaya koyanlara ateş açılmasından endişe duyuyoruz. Yolsuzluğa bulaşan, mafyalaşan, gücü kötüye kullanan devlet tartışmalarını ciddiyetle ele almanın gerekliliğine inanıyoruz.

Ama "İran'ı karıştıracak mektup", "Ahmedinejad'ı yakacak mektup" olarak sunulan, seçim sonuçlarını tersine çeviren oranları anlamak mümkün değil. Diyelim yolsuzluk var. Birkaç puanlık bir oynama söz konusu olabilir. Yüzde 14'lük bir oy yüzde 63'e nasıl çıkarılabilir? Dünyanın neresinde böyle bir şey görülebilir. Hangi ülke, hangi devlet otoritesi böyle bir yolsuzluğu becerebilir? Bu mümkün mü? İçişleri Bakanı dini lidere mektup yazmış, Ahmedinejad üçüncü olmuş, ama İslami rejimi korumak için oranlar ters çevrilmiş! Bu mektuba göre; Mir Hüseyin Musavi 19 milyon, Mehdi Kerrubi 13 milyon, Ahmedinejad 6 milyon civarında oy almış! Milyonlarca oy yer değiştirmiş! Yolsuzluk yapılacaksa, birkaç yüz bin oy üzerinden yapılır, neden milyonlarca oy değiştirilsin? Hem bunu nasıl organize edebilmiş.

Dünyaca ünlü İngiliz gazetesi Guardian bu iddiayı ünlü Ortadoğu Uzmanı Robert Fisk'in kaleminden ortaya atıyor, Türkiye dahil bütün dünya aynı pencereden İran'a bakıyor. İran'ı tanımak gerekmez, İran uzmanı olmak gerekmez, hiçbir yerde bu oranda bir yolsuzluk söz konusu olamaz. Oluyorsa orası bir devlet olamaz. Ama biz, İran'ı "devlet" olarak biliyoruz. 2005'te yüzde 61 civarında oy alan bir liderin oylarını iki puan artırması neden mümkün olmasın!

Seçim öncesi ABD merkezli araştırma şirketlerinin yaptığı anketler var. Onlar sonuçları hemen hemen tahmin etmiş. Dünyaya; sonuçları kabul edin ve "alışın" çağrısı yapıyorlar. Onların kamuoyu anketleri Ahmedinejad'la Musavi arasındaki oy oranının iki katı olduğunu gösteriyor. Onlara göre Batı'nın yaşadığı şok, tamamen tercih ettikleri varsayımlara ve hayallerine dayanıyor.

Aklı başında olanların şu cümlelerinin hiç mi anlamı yok: "Bazı 'İran uzmanları', belki de İslam Cumhuriyeti'nin günümüzdeki siyasi dinamiklerini yanlış okumanın yarattığı pişkinlikle, devleti tamamen ele geçirmeye yönelik bir "muhafazakar darbe" ile karşı karşıya olduğumuzu iddia etti. Eğer bir "darbe" teşebbüsü varsa, bunun seçimlerin kaybedenleri tarafından düzenlendiğini savunmak daha makul. Sonuçta, daha sandıklar kapanmadan önce zaferini ilan eden Musavi'ydi. Ve sadece seçimlerden üç gün önce, Musavi'yi destekleyen Haşimi Rafsancani "hakaretler, yalanlar ve gerçek dışı suçlamalarla dolu çirkin ve günahkar" yöntemlere başvuran Ahmedinejad'ı dizginlemeyi başaramayan Ayetullah'ı eleştiren bir mektup yayınladı. Çoğu İranlı bu mektubu Musavi kampının kampanyanın son günlerinde geriye düşmesinden duyduğu kaygının bir göstergesi olarak gördü."

Evet, İran içinde keskin bir hesaplaşma başladı. Sistem içi hesaplaşma bu. Batı'nın taraf tutması sistemle hesaplaşanların elini daha da zayıflatıyor. Ahmedinejad işte bu yüzden bu kadar oy aldı. Söz konusu hesaplaşmayı birçok yanlışlıklardan hareketle tartışabiliriz. Ama muhalefetin elindeki kozlar bu mektup gibiyse yazık olacak.

Öteden beri varolan iktidar çatışması, seçim sonuçlarıyla tırmandı. Ama artık sonuçlardan bağımsız bir hal aldı. Dolayısıyla yeni argümanlarla ele alınması gerekiyor, böylesi saçmalıklarla değil. Eğer Batı, İran'ı böyle algılıyorsa şimdiden kaybetmiş demektir. Sadece kendileri değil, muhalefeti de etkisiz hale getirmiş olacaklar.

Eski Dışişleri Bakanı İbrahim Yezdi'nin gözaltına alınmasından sonra eski Cumhurbaşkanı Rafsancani'nin iki çocuğuna yurt dışına çıkma yasağı konuldu. Adres burada. Rafsancani'nin önderliğinde bir savaş başlatıldı. Savaş Rafsancani ve çevresiyle dini liderlik arasında. Muhalefet ve seçim sonuçları bu savaşın malzemesine dönüştürüldü. Bundan sonrasını seçim yolsuzluğu, oy oranları, saçma sapan mektup hikayeleriyle anlamak mümkün değil. Sadece rejimin kötülüklerini saymakla olmaz. Demokratik sonuçlara rıza göstermeyen muhalefetin de bir çeşit "karşı darbe" isteyebileceğine dikkat etmek lazım.

Çatışma bir süre sonra “vatan hainliği”ne kadar varırsa İran'da kelleler alınmaya başlar.


Not: Bugünlerde okunacak kitap önerisi: Karşı Darbe-CIA İran'da. (Kermit Roosevelt- Timaş Yayınları)

yenişafak



Bu yazı 1,088 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2012 Türk-Kürt-Sünni..
    • 30 Mart 2012 Suriye satrancı, İsrail'e askeri üs
    • 16 Şubat 2012 En tehlikeli ihtimal: Ya savaş tersine dönerse!
    • 10 Şubat 2012 Hesaplaşma: Kim kimi tasfiye edecek?
    • 2 Aralık 2011 Bitti Esad, gerçekten bitti..
    • 18 Kasım 2011 Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
    • 9 Eylül 2011 Evet, Tahrir'de konuş! Tarihi değiştir! De ki...
    • 18 Ağustos 2011 İran-Suriye ve PKK: O 'kart' yine masada..
    • 10 Ağustos 2011 Altı saat ne konuştular?
    • 27 Temmuz 2011 Ölüm koalisyonu Haçlı savaşçıları..
    • 22 Temmuz 2011 Avrupa Birliği parçalanıyor..
    • 29 Nisan 2011 Cuma, öfke, kan...
    • 10 Şubat 2011 Barış beklerken savaş gelmesin!
    • 31 Aralık 2010 Bir casusa bu kadar para veriliyor mu!
    • 29 Aralık 2010 İki not ve bir kirli ittifak!
    • 24 Eylül 2010 İsrail-PKK bağlantısı bu işi bozabilir mi?
    • 3 Şubat 2010 Bu toplantı hiç de hayra alamet değil!
    • 17 Aralık 2009 İran-Suudi savaşına doğru mu gidiyoruz?
    • 8 Aralık 2009 Reşadiye'den kim ne mesaj veriyor?
    • 28 Ekim 2009 Birileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,996 µs