En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Hilmi Özkök Paşa’nın Evren Paşa’yla ilgili ‘no comment’i...



Şahin Alpay Zaman’daki köşesinde, Kürt açılımıyla ilgili tutumlarından dolayı CHP ve MHP liderleri Baykal’la Bahçeli’yi eleştirirken şöyle demişti:
“Demokrasimizin en büyük zaafı, askerin siyasi rolü müdür, yoksa siyasi elitlerin insan hakları, hukuk devleti ve demokrasi ilkeleri üzerinde mutabakattan uzak olmaları mı? Bugünlerde üzerinde tekrar düşünülmeye değer bir soru...”(Zaman, 8.08.09)
Evet, düşünmekte yarar var.
Türkiye’nin asker sorunu, aynı zamanda ‘sivil sorunu’dur.
Bu bakımdan Kürt meselesi klasik bir örnek sayılabilir. Sorunun bunca yıldır çözümsüz kalmasında kim daha sorumlu?
Sivil otorite mi?..
Askeri otorite mi?..
Asker, Kürt sorununu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren kendi tekelinde tutmuş, ‘sivil’i bu işe fazla karıştırmamıştır. Bu sorunun derinleşmesinde ve PKK’nın sahneye çıkmasında, en başta 12 Eylül olmak üzere askeri darbe ve yönetimler belirleyici rol oynamıştır.
Fakat bu konuda yalnız asker suçlanamaz. Hükümetler de Kürt meselesini parmaklarının ucuyla tutmuşlardır. İşi askere havale etmenin rahatlığını yaşamışlardır.
Ayrıca, iktidara gelen liderlerin milliyetçilik anlayışları da askerinkinden pek farklı olmadığı için geçmişte siville askerin ortak bir yolda buluştukları söylenebilirdi.
1980’lerden itibaren liderlerin Kürt sorununa bakış açıları askere göre değişmeye başladı.
Ama o zamanda askere: 
“Dur bakalım, şunu şöyle yapalım” diyebilecek irade ve kararlılığa sahip siyasetçiler pek görülmedi siyaset sahnesinde ve Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında...
Kısacası:
Asker yine bildiğini okudu.
Evet, bu hem asker, hem de sivil sorunudur Türkiye’nin...
Asker sorunu, seçilmiş sivil otorite karşısında askerin başına buyruk davranması ise, sivil sorunu da askerin bu başına buyrukluğu karşısında sivil otoritenin çaresiz kalmasıdır.
2000’lerin başından beri bu çark ufak ufak da olsa değişiyor.
AB’ye uyum çerçevesinde atılan reformcu adımlar ve Cumhurbaşkanı Gül-Başbakan Erdoğan ikilisinin bazı konulardaki kararlılığı, sivil-asker ilişkilerini inişli çıkışlı da olsa doğru bir raya sokmaya başladı.
Bu açıdan askerin kendi içinden de değişim sinyalleri geliyor.
Ama bu da Türkiye’de hiç kolay olmayan bir süreçtir.
Bu arada, askeri darbeler dönemi Türkiye’de de kapandı artık sözü sık sık kulaklara çalınıyor.
Olabilir.
Ama asker sorunu, Türkiye’de sadece darbeyle sınırlı bir şey değil. Darbe olmaması, bu ülkede askerin siyasete karışmasını engellemiyor.
Askerin siyasete müdahalesinin yasal yollarının tıkanması şart. Ama aynı zamanda askerin politikaya karışmasını önleyecek zihinsel değişimin gerçekleştirilmesi zorunlu.
Bu da ‘eğitim‘den geçiyor.
Askeri okullardaki, askeri akademilerdeki ders kitaplarının demokrasiye göre yeniden yazılması ve milliyetçilik dozajında ince ayarlar yapılması gerekiyor.
Biliyorum, kolay değil.
Ama bunların konuşulması, tartışılması lazım, eğer Türkiye’de de birinci sınıf demokrasi ve hukuk devleti olabilecekse...
Bu satırları niye mi yazdım?
Fikret Bila’ya emekli Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök şöyle diyordu geçen gün Milliyet’te:
“Bir zamanlar Güney Amerika’da olsun, Afrika’da olsun erken kalkan general darbe yapıyordu. Darbeler, sebebi ne olursa olsun, yöntem olarak kaba kuvvettir ve o süreçte yapılan şeyler süratle kontrolden çıkar...  Evren Paşa’nın  yargılanmasıyla ilgili düşünceler mi?.. Burada ben ‘No Comment!’(Yorum yok) derim.”
Şu sözler de Özkök Paşa’nın:
“Asker de kendi işini, politikacı da kendi işini yapsın!”
İşte bu yazımın esin kaynağı, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Özkök’ün yukarıdaki sözleridir.

milliyet



Bu yazı 929 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,856 µs