En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Gel de çakma!



Eski bir makale... Nerede okuduğumu hatırlamıyorum. Kesip saklamışım. Makalenin altındaki imza Ahmet Çakmak’a ait...

Tanıdığım biri değil.

Rastladıkça yazılarını okuyorum. Fazla da bir malumatım yok.

Diyor ki Ahmet Çakmak, “Solculuğumun en fanatik dönemleri dahil, Atatürk’e şapka çıkarttım, ona yakınlık hissettim ve bundan dolayı hiç pişman olmadım.”

Şunu anlıyoruz.

Makale sahibi, Kemalizm’e (öyle aman aman sempati duymasa da), kuşkuyla yaklaşmayan biri...

Çakmak, kesip sakladığım yazısında, günümüz Kemalistlerinin küreselleşme koşullarında Türkiye’nin ekonomik bakımdan nasıl düze çıkacağına ilişkin bir “tezleri” bulunmadığını söylüyor ve biraz da hırpalıyor muhataplarını.

Öğretici bir yazı...

Nice zaman sonra bir kez daha okudum ve ayırt edici özelliklerinin “ulusal bağımsızlık hassasiyeti” olduğunu söyleyen günümüz Kemalistleri üzerine düşündüm.

Ne söylüyorlar?

Kürt meselesi konusundaki önerileri nedir mesela?

Kronik “ifade hürriyeti” ve “özgürleşememe” sorunumuz hakkında ne düşünüyorlar?

Hayatımızı nasıl kolaylaştıracaklarını sanıyorlar?

Söylemesi ayıptır, biraz okurum. Mümtaz Soysal’ın yazı ve kitaplarına bakarım... Emre Kongar, İlhan Selçuk, Yekta Güngör Özden, Bedri Baykam gibi “aydınlanma neferlerini” izlerim... “Kemalist retoriğe” ait olduğu söylenen yazı ve bilimsel makalelere mutlaka gözatarım.

Her defasında da kalp ağrıları ve hafakanlarla kalkarım yazıların başından.

Diyor ki Çakmak, “Günümüz Kemalistlerinin küreselleşme koşullarında Türkiye’nin ekonomik bakımdan nasıl düze çıkacağına ilişkin tezlerine; nasıl bilim ve teknoloji üreten bir ülke olacağız, bununla ilgili bir önerilerine rastlayamadım. Bilim ve teknolojinin yakıcı öneminden sözediyorlar ama, bu işin nasıl olacağı konusunda bir fikirleri yok. İç ve dış sermayeyle ilişkilerin nasıl düzenleneceği konusunda bir tez geliştirebilmiş değiller. Azgelişmiş ülke sosyal demokrasilerinin tıkanıklıklarını nasıl aşabilecekleri konusunda bir fikirleri yok.”

Evet, yok.

Demokrasi konusunda da bir fikirleri yok.

Demokrasiyi arkaik cumhuriyet düşüncesiyle yarıştırıyorlar ve aslan payını daima cumhuriyete ayırıyorlar.

İkisinin bir arada var olabilmesinin koşulları onlara göre henüz mevcut değil. Birinden vazgeçmemiz gerekirse, bu “demokrasi” olmalıdır.

Demokrasi, aynı zamanda “ertelenebilir” bir süreçtir.

Bu konuda Ahmet Çakmak çok önemli tespitler yapıyor: “Kemalistler, demokrasiyi refah sonrasına ya da kendi isteklerine hizmet edecek şartların oluşacağı zamana ertelenme eğilimindeler. Ulusal bağımsızlık kavramını sahiplenirken ülkemizi büyük devletlerin (emperyalist güçlerin) oyunlarından koruma bahanesine sarılmaları gibi, burada da özgürlük ve demokrasiyi, onu kötüye kullanacak olanlardan koruma bahanesinin arkasına gizleniyorlar.”

Şimdi gel de, “Türkiye’nin yol almasının, Cumhuriyet’in kurucusunun adını taşıyan bir düşünce ve siyaset kalıbından kurtulmakla mümkün olabilmesi tarihte pek az rastlanır bir paradoks olsa gerektir” diyen İdris Küçükömer’i anma...

Gel de, doktriner devlet anlayışıyla “çağdaş demokrasi”ye, daha da önemlisi “refah toplumu”na varılabileceği sanan Emre Kongar’a çakma...

star



Bu yazı 997 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,169 µs