En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Aman süreç Ankaralılaşmasın...



Dün sabah... İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın sakin, hoşgörülü, uzlaşmacı tavrını... Güven verici yumuşak ses tonundan izlerken... Daha ziyade “nelerin yapılamayacağını” anladım.

Anayasa değişikliği yapılmayacaktı. Genel af yoktu.

Hâlbuki...

Özellikle Güneydoğu olmak üzere bütün kamuoyu “nelerin yapılacağına” odaklanmıştı.

Sanırım, Ankara’da gittikçe daha fazla kostaklanan militarizm, “pedagojik” olarak önce “olumluları” sıralamak gerektiği halde, nelerin yapılmayacağı mesajının öne çıkmasını sağladı.

***

Asker korkusu...

MHP korkusu...

PKK korkusu...

“Demokratikleşme açılımını” gittikçe dar bir alana sıkıştırıyor.

Anayasa’ya dokunmayınca, parantezin bir yanını 12 Eylül faşizmi şekillendiriyor.

“MHP korkusu” ile “Türk modeli” deyince, AB’nin ve dünyanın pozitif enerjisinden istifade edemiyorsunuz.

“PKK korkusu” askerlerin kırmızı çizgilerini tekrarlatınca da, ortada idari kararlarla yapılacak cılız bir menü kalıyor.

***

Ben bölgeye 1989 yılında ilk kez rahmetli Erdal İnönü ile gittiğimde...

Sorun yereldi...

Sonra ulusallaştı...

Sonra uluslararasılaştı.

Son açılım müjdesi böyle bir ortamda ve beklentilerin çok yüksek olduğu bir sırada gerçekleşti.

Güneydoğu, “Birinci Cumhuriyet”in “asker-sivil” mutabakatının yenilenmesini isterken, radikal olmayan yaklaşım

Allah vermeye konuyu daha da olumsuza götürebilir.

Zaten önceki gün harekete geçerek, askerleri şehit eden provokasyonun kanlı eli de bunu ispatlamakta.

***

Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü...

DTP’nin Diyarbakır’da yığınsal bir toplantısı var.

Türkiye aculdur, beklemeye gelemez.

Beşir Atalay’ın açılımın bir süreç olduğuna dair vurguları, “nelerin olamayacağına” dair söylediklerinin altında ezilecek.

Ve korkarım Güneydoğu bugünkü toplantıda, dünkü basın toplantısından beklediği minimum pratik müjdeleri de bulamadığı kanısıyla, umuttan ziyade, umutsuzluğun sesini dillendirecek.

***

Resmi askeri bayramların Kuzey Kore, Çin ve Rusya gibi totaliter ülkelerdekine benzer kutlanmaya devam ettiği...

Genelkurmay Başkanı’na ülkenin “mutlak hâkimi” muamelesi yapıldığı Türkiye’de, demokratik açılımın çok radikal olması gerekmekte...

Bir yanım asker...

Bir yanım MHP...

Bir yanım PKK diye bakınca da, “nelerin yapılamayacağı” ön alıyor.

Süreç maalesef gittikçe Ankaralılaşma tehlikesiyle karşılaşıyor.

***

Kanaatim odur ki, tüm bu korkuları silip atacak formül AB ve onun İlerleme Raporu’ndaki pusulasıdır.

Asker, MHP, PKK dinlemeden ve “demokratik açılımı” asla ve asla Ankara’ya göre yapamayacağınızı bilerek, yüksek bir siyasal cesaretle gaza basmak lazım.

Cumhuriyet’i hızla demokratikleştirin ki, Kürt Sorunu bu çekimserlik iklimi altında pimi çekilmiş bombaya dönmesin.

Bakan’ın medeni üslubu...

Zaman ihtiyacı...

Konunun çetrefilliği...

Tüm bunları anlıyorum.

Ama Ankara ve Türkiye’ye muhalefet etmeden demokratik açılımın başarısı zor...

Adı üzerinde “demokrasi” buranın malı değil, dünyanın malı...

O halde Türk gibi tartışıp, dünyalı gibi çözemeyiz...

***

AB’nin İlerleme 2008 Raporu’nu elinize alın...

İlk baştaki “siyasi kriterler” bölümünü okuyun...

O 19 sayfadakileri gerçekleştirmeniz halinde, sadece Kürt Sorunu’nu değil, tüm Türkiye sorunlarını...

“Cumhuriyet’i demokratikleştirerek” çözmüş olursunuz.

Ve bu açılım için en büyük tehdit haline gelen “Ankaralılaşma” riskini de yok edersiniz.

star



Bu yazı 819 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,108 µs