En Sıcak Konular

Mehmet Ali Birand


Mehmet Ali Birand
0 0 0000

Son durumda kafalar karışık



Kürt açılımı ortaya atıldığından bu yana, hemen herkes görüş açıklıyor.
Bence son derece sağlıklı bir ortam yaratılmış durumda.
Kimse korkmuyor.
Kimse jandarma veya polisin kapısına dayanmasından kaygılanmıyor.
Kim ne düşünüyorsa açıkça söylüyor.
Federasyon isteyen de var, Bağımsızlık sinyallerı veren de...
Tartışmalar başladığından bu yana tüm yazılı ve sözlü açıklamaları bir araya topladım.
Ortak noktalarını aradım.
Ancak bu tasnifi yaparken, her iki tarafın aşırılarını dikkate almadım. Yani, Pkk militanı veya Kürt milliyetçiliğinin en uç noktasındakilerle, atılacak en masum adımın dahi Türkiye’nin bölünmesine yol açacağına inanan Türk fanatikleri bir kenara bıraktım. Aslına bakacak olursanız fazla sayıda da değiller, ancak sadece sesleri yüksek çıktığından dolayı dikkat çekiyorlar, o kadar...
Yapılan açıklamalar genelde üç bölümde yoğunlaşıyor.
1- Görüşme sürecinin kimle ve nasıl yapılması gerektiği...
2- Nasıl bir çözümün tarafları tatmin edeceği...
3- Sonuç konusundaki tahminler...                                       
Meğer insanlar Kürt sorunu ve Pkk terörünün yıpratıcı etkilerinden çok bıkmışlar. Türkler kadar Kürtler de bıkkınlar ve biran önce çözüm istiyorlar. Pkk teröründen belki için için memnunlar, ancak  “artık yeter,bundan böyle sulh olalım” yaklaşımı son derece yaygın.
Aşağıda bulacağınız toparlamanın bugün için geçerli olduğunu, yarın koşullar değiştiğinde bu görüşlerin de değişeceğini buraya eklemek isterim. Bugünlere ben ”cicim ayları “ diyorum. Herkes heyecan içinde. Yarın işler daha ciddiye bindikten, özellikle Ankara çözüm yaklaşımını ortaya koyduktan sonra, bu fikirlerin de değişebileceğini unutmayalım.
 
Kim muhatap olsun ve görüşmeler nasıl yapılsın
ÖCALAN İLE MÜZAKERE OLMAMALI:
Görüşmelerin nasıl yapılması ve kimin muhatap alınması konusunda Türk tarafında ortak bir görüş var. Bu kesim, PKK veya Öcalan’ın muhatap alınmaması gerektiğine inanıyor. Hatta İmralı ile müzakere ediliyormuş havasının yayılmasına dahi genel bir tepki var. Ankara, Öcalan ile müzakerenin söz konusu olmayacağını defalarca belirtmesine rağmen, hala genel bir kuşku var. Bu kuşkunun kolay kolay yok olmayacağını da bilelim. Pkk lideri bu ortamı çok iyi kullanıyor. Yaptığı açıklamalarla, kamu oyundaki kuşkuyu körüklüyor.
ÖCALAN’sız OLMAZ: Kürt çevreler ve son olarak DTP ise tam aksine, Öcalan’ı devrede tutmak istiyorlar, ancak bunun çok zor olduğunun da farkındalar.
GÖRÜŞMELER GİZLİ OLSUN: Görüşme olup olmayacağı veya olacaksa kimle görüşüleceği henüz belli değil. Ancak görüşlerini açıklayanlar arasında çoğunluk, muhatap olarak DTP’nin alınmasını ve bir şey yapılacaksa da, bunun Meclis çatısı altında gerçekleşmesini tercih ediyor.  Ancak DTP bu role soyunmak istemiyor. Öcalan ve PKK’yı ön plana itiyor. Bu ikilinin  desteği olmadan bir yere varılamayacağını biliyor.  Adeta, PKK ve Öcalan’ın DTP’yi bu role  atamasını istiyorlar.
Yine, görüşmelerle ilgili diğer ilginç bir yaklaşım, bunların kameraların önünde ve medya aracılığıyle yapılmaması, eğer gerekiyorsa kapalı kapılar ardında konuşulması ile ilgili.
Görüşmeler sürecinde hemen herkesin beklentisi, Pkk’nın ve Türk Güvenlik Kuvvetlerinin karşılıklı olarak ateş kesmeleri. Pkk’nın çekilmesi ve güvenlik kuvvetleriyle çatışma olasılığını sıfıra indirecek önlemler alması.

Nasıl bir çözüm?
Türk kamuoyundaki görüşleri özetlediğimiz zaman, karşımıza şöyle bir manzara çıkıyor.
- TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ: Genel görüş, otonomi-federasyon veya özerklik gibi formüllerin dışında, ülkenin toprak bütünlüğünü bozamayacak önlemler alınması şeklinde.Yerel Yönetimlerin bu çerçeve dahilinde güçlenmesi de ağırlık kazanıyor.
- ANA DİLDE SERBESTLİK: Yapılan açıklamalarda en çok üstünde durulan konu, ana dil. Kürtçe üzerindeki tüm kısıtlamaların kalkması kabul ediliyor. Buna karşılık, “Kürtçe Öğrenme Hakkı mı, yoksa Kürtçe eğitim mi? “ tartışmasında görüş ayrılıkları var. Hele Kürtçe’nin ikinci resmi dil olması yolundaki öneriler çok tepki çekiyor.
- DAHA FAZLA HAK VERİLSİN: Türk tartışmacıların ençok üstünde durdukları ve görüş birliğine vardıkları konu, Kürtlere daha fazla Demokrasi, daha fazla İnsan Hakkı ve siyasete daha fazla katılım sağlanmasıdır.

Sonuç alınabilecek mi?
Genelde hem bir iyimserlik, hem de “bundan birşey çıkmaz” yaklaşımı gözleniyor.
MHP’nin yaklaşımı, belirli çevreleri korkutmakla birlikte, doğal görülüyor. Parti’nin kendi içinde tutarlı olduğunu ve yıllardır sürdürdüğü yaklaşıma devam ettiğine inanılıyor.
CHP’nin yaklaşımı ise, çok kimseyi şaşırtıyor.
Buna rağmen, Kürt sorununa ilk teşhisi koyan bu partinin, şimdi sırf muhalefet olsun diye son açılıma tepki göstermesinin tamamen taktik nedenleri olduğunu ve işin sonunda tutumunu değiştireceğini söyleyenlerin sayısı giderek artıyor.
Anlayacağınız, henüz taşlar yerine oturmadı. Kafalar karışık. Hükümet, çözüm formülünü TBMM açılışında ortaya koyacağa benziyor. Tutumlar, bundan sonra çok daha netleşecek.
Bugünden kimse olası sonuç hakkında kesin bir öngörüde bulunamıyor. Zaten başka türlü olması da beklenmemeli.
Gerçekten de son derece zor ve ince bir yola girildi.
Ne olursa olsun, yola çıkılmış olması dahi doğru bir adım...

posta



Bu yazı 941 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Eylül 2012 Türkiye, Suriye'de frene basıyor...
    • 25 Temmuz 2012 Türkiye'siz İsrail'in eski etkinliği kalmadı...
    • 20 Temmuz 2012 Esad için yer aranmaya başlandı, ancak henüz kabul eden ülke bulunamadı...
    • 13 Temmuz 2012 Washington Ankara'yı yavaşlatmaya çabalıyor
    • 27 Haziran 2012 Türkiye karizmasını çizdirmedi...
    • 21 Haziran 2012 PKK, vurdukça devre dışı kalıyor...
    • 25 Nisan 2012 23 Nisan müsamelerinden kurtulamayacak mıyız?
    • 19 Nisan 2012 Böyle subay yetiştirirseniz, Darbe'ye hayret etmeyin
    • 2 Mart 2012 ABD raporu: Ermenistan ile ilişkiler açılmalı...
    • 21 Şubat 2012 Bu defa MİT kazandı, ancak dikkat...
    • 9 Şubat 2012 Bırakın dindar nesli, tablet nesli geliyor...
    • 23 Aralık 2011 Biz neden kızıyoruz, asıl Sarkozy utansın...
    • 15 Aralık 2011 Gül 2014'e kadar Çankaya'da...
    • 10 Aralık 2011 Erdoğan çekildi, partinin haline bakın...
    • 30 Kasım 2011 Başbakan'ın ameliyat sonucu saklanmamalı...
    • 27 Ekim 2011 Devlet ne yapsa, bir türlü yaranamıyor...
    • 20 Ekim 2011 Bu açık bir cinayettir, bir savaş ilanıdır
    • 29 Eylül 2011 PKK vuruyor, ancak kışkırtamıyor...
    • 21 Haziran 2011 Erdoğan'ı tarihe asıl Kürt sorunu geçirir...
    • 22 Nisan 2011 Türkiye, BDP'ye sahip çıktı

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,193 µs