En Sıcak Konular

Fikret Bila


Fikret Bila
0 0 0000

Baykal, Davutoğlu’yla neden görüşüyor?



CHP lideri Deniz Baykal, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Ermenistan dosyası”yla ilgili olarak görüşme talebini kabul etti. Hemen belirtmek gerekir ki, Baykal’ın Davutoğlu’yla görüşmeyi kabul etmesi, kamuoyuna “Ermeni açılımı” olarak yansıtılan hazırlıkları desteklediği, onayladığı anlamına gelmiyor. Baykal, Ermeni açılımına “evet” dedi yorumları gerçeği yansıtmıyor. Baykal’ın “evet” dediği Davutoğlu’nun randevu talebi, yoksa “Ermeni açılımı”nın içeriği değil.

Neden kabul etti?
“Kürt açılımı” konusunda İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın görüşme talebine olumlu yanıt vermeyen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gecikmeli de olsa, “Görüşmek isteriz” mesajlarına da koşullu yaklaşan Baykal, Davutoğlu’na neden randevu verdi?
“Kürt açılımına hayır, Ermeni açılımına evet” dediği için mi? Hayır, elbette değil.
Baykal, Davutoğlu’nun görüşme talebini kabul etti, çünkü Dışişleri Bakanı, Ermenistan konusunda hazırlığı olduğunu, birtakım protokollerin paraf edildiğini, somutlaşan bu proje konusunda kendisini bilgilendirmek ve görüşünü almak istediğini iletti de ondan...
Yoksa içeriğini onayladığı için değil. Baykal, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgali sona ermedikçe kapıların açılmaması gerektiği görüşünü kamuoyuyla paylaşmıştı. Bu görüşünü koruyor.
CHP lideri Deniz Baykal, aktif siyasetteki en kıdemli lider ve devlet adamlığında da en deneyimli siyasetçidir. Türkiye’nin ulusal çıkarları söz konusu olduğu zaman devlet adamlığı ön plana geçer. Bunun birçok örneğini vermiştir. Avrupa Birliği yolundaki reform sürecinde takındığı tutum, hükümete TBMM’de verdiği destek bunun en yakın örneklerinden sadece biridir.
Baykal, ulusal çıkarlara aykırı gördüğü adımlara da -oy kaygısı gütmeden- hep karşı durmuştur. ABD’nin Irak’ı işgali öncesindeki 1 Mart sürecinde olduğu gibi Kürt açılımı adıyla başlatılan süreçte de sık sık iktidarı uyarması, bölünme konusunda kaygılarını dile getirmesi de bu anlayışının yansımasıdır.
Böyle önemli bir konuda Baykal’ın görüşmekten, görüş ve önerilerini iletmekten kaçınması söz konusu değil. Nitekim bu konudaki görüşlerini kamuoyuyla açık biçimde paylaşmıştır. İktidarın -neden sonra- dile getirdiği görüşme taleplerine sıcak bakmayışının nedeni, başlangıçta yapılan ağır usul hataları bir tarafa, ortaya somut bir çerçeve, bir proje konulmaması, ne yapılacağının bilinmemesi veya gizlenmesidir.

Gürsel Tekin’in feryadı
Baykal’ın, Kadir Topbaş’ın açıklamalarına verdiği yanıtı dün yansıtmıştım. Bu konuda CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in feryadına da kulak vermek gerekiyor.
Tekin, doğru bulduğu konularda parti bağnazlığı yapmayan, doğruya doğru eğriye eğri diyebilen bir siyasetçi. İstanbul için çalışmalarını diğer partilerden uzmanları da davet ederek, onların da katkılarını almaya gayret ederek yürütüyor. Bu tür çalışmalarından biri de 26-28 Haziran’da yaptığı “Su Sempozyumu”ydu. Bu sempozyumda İstanbul’daki dere yataklarına yapılan inşaatların yarattığı riske, muhtemel sel felaketlerine ve alınması gereken önlemlere yer verilmişti. Tekin bu raporu, Topbaş dahil ilgili tüm kişi ve kurumlara da göndermişti.
Topbaş, şimdi CHP’yi suçluyor. CHP dava açtığı için gerekli çalışmaları yapamadığını söylüyor. Tekin, felaketin yaşandığı gün gazetecilerin ısrarlı sorularına karşın, felaketten siyaset yapılmaz anlayışıyla Topbaş aleyhine tek kelime etmemişti. Sonraki iki gün de sustu. Ta ki, Topbaş, “CHP dava açtı da ondan çalışmadık” dediği güne kadar. Gürsel, şimdi bir tek dava göstersin, diye Topbaş’a çağrı yapıyor.

milliyet



Bu yazı 836 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ankara’nın müzakere planı nedir?
    • 26 Eylül 2012 Özkök: Bektaşi fıkrasına döndü
    • 19 Eylül 2012 PKK, BDP’yi boşa çıkardı
    • 9 Eylül 2012 PKK’nın yerleştirmeye çalıştığı dil
    • 7 Eylül 2012 Bomba sayımı vardı
    • 5 Eylül 2012 PKK’nın ‘ele geçirme’ ısrarı
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek’in mutabakat çağrısının muhatabı
    • 28 Ağustos 2012 Çiçek’ten ulusal mutabakat çağrısı
    • 26 Ağustos 2012 Kuzey Irak-Kuzey Suriye çelişkisi
    • 25 Ağustos 2012 ''Çözüm'' denilince ne anlaşılıyor?
    • 23 Ağustos 2012 Sadece cenazede değil
    • 19 Ağustos 2012 PKK’nın ''kontrol bende'' mesajı
    • 15 Ağustos 2012 PKK ile ilgili yanılgılar
    • 8 Ağustos 2012 Şemdinli’de neler oluyor?
    • 6 Ağustos 2012 PKK saldırılarının şifreleri
    • 5 Ağustos 2012 Büyük tasfiye
    • 29 Temmuz 2012 Kuzey Irak’ta ağzı sütten yanan Türkiye
    • 27 Temmuz 2012 Ankara’nın Barzani tercihi
    • 26 Temmuz 2012 PKK ve Kürt sorunu boyut değiştiriyor
    • 22 Temmuz 2012 Esad’ın tutunması artık çok zor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,560 µs