‘Kalem’ olmasaydım, ‘yazı’ olmasaydı, nasıl koşacaktım her bunaldığımda Cenab-ı Allah’a… Kelimeler beni, Allah’a daha çok yaklaştırdı her zaman, kalbimde… Her ‘şey’den kaçıp kalbime sığındığım o her an…
Şimdi, yine o anların birinin içindeyim… Her ‘şey’den kaçıp kalbime sığındım… Allah’a yalvarıyorum bana yardım etmesi, bir yol göstermesi ve beni affetmesi için… Muhakkak ‘ben’imde bir hatam var, bugünlerde bu zorlu anların böylesine çok artmasında… Nefes alamıyorum ‘hiç’… Anlar birer birer kalbime saplanıyor… Kelimelerimle birlikte korunmaya çalışıyoruz kalbimde, birbirimize sıkıca sarılıp…
Ey kalbim!
Dua denizinde bile korunamıyor mu yoksa bu kalb gemisi, şeytandan? Dualarım arttıkça şeytanın anları beni daha çok sıkıştırıyor… Nefessiz bırakıyor… Ve sonrası ‘hiç’ işte!
Düşüyorum ‘kalb’den!
Anların içinden diğer anlara… Hepsi saplanıyor kalbime… Dursun bu an diyorum, ne olur dursun, artık saplanmasın kalbime…
Ey en makul an! Dingin an! Sükûnet içinde bizi bekleyen, şadırvan avlusuna alacak o en tenha an! Ve şefkatle, merhametle üzerinde namaza duracağımız o okunmuş toprak… Ne olur kabul et bizi… ‘Kalb’im sen de yeniden kabul et bizi huzura… O kadar yalnız kaldık ki sensiz… ‘Kalb’ olmadan, kaybolduk vücutta… Sonsuz bir kâinatın ortasında küçük bir nokta gibi çaresiz kaldık…
Ve bekledik… Tüm anların yeniden ‘bir’leneceği zamanı bekledik, kalbimizde… Kelimelerin ‘bir’ olacağı zamanı… Tek bir olacağı ‘insan’ı bekledik…
Ve şimdi!
O ‘insan’ gelecek mi diye soruyor herkes birbirlerine? Gelecek misin Ey Mehdi?
Ağaçlar, ırmaklar, çocuklar, dağlar seni bekliyor… Tüm mazlumlar… Hepimiz, şeytanın yakıcı işkenceleri altında kaldık… Her tarafımızdan kuşatıldık… Dumansız ateşin içinde hiç farkında olmadan yandık, kavrulduk, yavaş yavaş sinsi bir ölüme mahkûm edildik…
Şimdi işte, şimdi! Gelecek misin Ey Mehdi? Bizi o tek bir anın içine alacak mısın? Hidayete erdirecek misin tüm secde kardeşlerini?
Çünkü dünya zamanı bitiyor artık… ‘İnsan’ı yakıyor… Hiçbir an kalmıyor ki insan sessiz bir anın içinde huzura ersin… ‘Kalb’inde Allah’ı bulsun…
Her dağın ‘kalb’inde masum bir çocuk vardır… O dağ o çocuğun ‘kalb’ini korur… Çocuk büyüdükçe o dağ çocuğun kalbine sığar… Bir gün kalb ters yüz olur… Zaman durur… ‘Mehdi’ görünür işte… Dünyanın ‘kalb’ine iner!
Kelimelerin hepsi secde eder ona… ‘Söz’ secde eder… ‘Nur’ içinde kalır ‘kalb’ o zaman… Başka bir ‘an’ kalmaz… Tek bir an olur…
Tekbir an…
Ve secde kardeşleri birbirlerine sarılırlar büyük bir mutlulukla… Geldi derler ‘Mehdi’, geldi işte! Hepimizin kalbi nur içinde kaldı…
Ve herkesten önce biz bildik ‘Mehdi’yi…
Biz!
Secde kardeşleri…
‘Kalem’in kelimeleri…
‘Söz’ün başlangıcı…
Mazlumların zamanı başlıyor işte!
Hakikat ‘söz’e geliyor!
Ve ‘Mehdi’ görünüyor artık!
Kalbi olan herkese!
‘Kalb’in dağında…
Ey kalbim! Ey!
EY!
O ‘zaman’ bu zaman mıdır yoksa?
O ‘kalb’ bu kalb midir?
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle