En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Genelkurmay orduyu yıpratıyor



Bir Silahlı Kuvvetler Komutanı, çalıştığı katta hazırlandığı ispatlanan “askeri darbe yapmaya yönelik bir cunta çalışmasının” ortaya çıkmasını isteyenleri rahatça “orduya karşı asimetrik psikolojik harekat” yapmakla suçluyor.

Aradan dört ay geçmeden, aslında bunun askeriyenin neredeyse tüm yönetim katını saran “demokrasiye karşı asimetrik bir fiili harekât” olduğu anlaşılıyor.

Şaşılık mı?

Körlük mü?

Art niyet mi?

Yetersizlik mi?

Generallerin demokratlara karşı çok sevdikleri üslupla “maksatlı bir çarpıtma” mı?

Neyse ne, ama “doğruları” işaret edenleri böylesine ağır ve fütursuzca suçlayan üsluba rağmen dört ay ilerisini bile öngöremeyen bir zafiyetin varlığı ortada.

En tepe yönetimdeki bu eksiklikler orduyu yıpratmaz mı?

***

Ayrıca...

Genelkurmay’ın kendi yönetim katında oluşturulan bir belgeyi, “askeri savcılık” araştırması üzerinden “kâğıt parçası” olarak sunması ve büyük bir iştahla bunu savunması da kendi başına bir skandal, “orduyu çok ağır yıpratan” bir “yönetim beceriksizliği” değil midir?

Genelkurmay katında olup bitenden bu kadar habersizsek, sınırlardaki güvenlik nasıl sağlanacak?

Yok, haberliysek ve üzerini örtüyorsak, bu nasıl “demokrasiye ve hukuka” bağlı bir zihniyet?

Genelkurmay’ın bu açmazı orduyu yıpratmaz mı?

***

Üzücü olan...

Gerekeni yapmak yerine, doğruların peşine koşanlara hakaret etmenin ve onları korkutmayı yeğlemenin...

Belgenin ortaya çıktığı gün yazdıkları ile dün yazdıkları arasındaki fark ile “milli dansözlere” dönen TSK gazetecilerine güvenerek cuntacılığı unutturmaya kalkmanın, gittikçe toplumsal eleştiri ve güvensizlik dozunu artırması.

Genelkurmay’ın Dursun Çiçek’i korumaya kalkmasının, o nedenle de orduyu çok yıpratan bir yanlış olduğu görülmekte.

***

Tabii aynı mantıkla kaleme alınan önceki günkü bildiri...

“Türk Silahlı Kuvvetleri, hukuk devleti ve demokrasi ilkelerine bağlıdır ve saygılıdır.”

“Bu ilkelere aykırı düşünce içinde olan ve davranışlarda bulunan personelini Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde barındırmaz.”

“Türk Silahlı Kuvvetleri, her ortamda, hukuk devleti ilkelerine, hukukun üstünlüğüne, soruşturma usul ve yöntemlerine bağlı olduğunu söylem ve eylemleriyle ortaya koymuştur ve koymaya da devam edecektir.”

Bunlar uykudan önce çocuklara anlatılan masallara döndü.

Örneğin bu söylenenlere “27 Nisan Muhtırası” dâhil mi, değil mi?

Ya da...

Dursun Çiçek Belgesi sonrasındaki tavır bildiriye dâhil mi, değil mi?

Genelkurmay’ın matrağa alınan bu tür bildirileri de “orduyu” yıpratıyor, kurumun ciddiyetini ve ağırlığını yok ediyor.

***

Doğrusu, son olup bitenlerle, artık ayyuka çıkan skandallarla kendi ordusunu böylesine yıpratan bir yönetim görmedim.

Ordu çok önemli bir kurum olduğu için “yönetim yanlışlarını” eleştirip duruyoruz.

Cuntacı zihniyetin de “gerçek bir ordu” isteyenlere nasıl yaklaştığı, nasıl rezilane bir psikolojik savaş yönettiği en iyi bu son belge sürecinde ortaya çıktı.

Artık sadece hukukun değil, siyasi iradenin de gerekeni yapmasının zamanı geldi.

Orduyu yıpratan bu yönetim anlayışına hiç birimiz daha fazla tahammül edemeyiz çünkü...

star



Bu yazı 867 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,254 µs