En Sıcak Konular

Şamil Tayyar


Şamil Tayyar
0 0 0000

Erdoğan, Başbuğ’u neden görevden almıyor?



Islak imzalı belgeden sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un pozisyonu, tartışma konusu oldu. Özellikle liberal ve muhafazakar kesimde, Başbuğ’un görevden alınması konusunda giderek artan talep var.

Samimi olmak gerekirse, gönlümden geçen de budur.

Star Yazarı Berat Özipek’in Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı bir toplantıda yüzüne baka baka, “Özal yaşasaydı, gereğini yapar, Genelkurmay Başkanı’nı görevden alırdı” demesi ve bu sözlerin uzun süre alkışlanması, tartışmaya farklı bir boyut kazandırdı.

Sözün sahibi bir akademisyendi, ancak söz akademik değildi. Toplantıya katılanların hissiyatına tercüman olduğu için karşılık buldu. O tablo, akademisyenlerle siyasetçiler arasındaki yaklaşım farklılığını ortaya koyması bakımından da önemlidir.

Akademisyen teorisyendir, siyasetçi uygulayıcıdır. İlkinde kimi zaman entelektüel fanteziler, ikincisinde realiteler ağır basar. Genellikle akademisyenlerin siyasette neden başarılı olamadığı sorusunun cevabı da kısmen yukarıdaki önermede gizlidir.

Evren patentliydi

Özal, gazeteci olarak yıllarca yakından izlediğim devlet adamı ve siyasetçidir. Ters düştüğüm anlar olsa da sevabını günahından fazla bulan, cumhuriyet tarihinin en önemli devrimcilerinden biri olarak gören biriyim. 

Şu anda çalışma odamda resmi bulunan Atatürk’ten sonraki tek siyasetçidir. Bu fikri yakınlık, sapla samanı birbirinden ayırmamıza engel olmamalıdır.

1983 yılında sandıktan tek başına iktidar çoğunluğunu elde eden Özal, ara rejim döneminden sıyrılıncaya kadar iktidarı Kenan Evren ve arkadaşlarıyla paylaştı. Bakanlar Kurulu listesini bile yıllarca birlikte yaptı. Mesut Yılmaz da Evren kontenjanından kabineye girmiş isimlerdendir.

O günlerde tıpkı Berat gibi sert tepki gösteren ve “darbecilere hesap soralım” diyenlere Özal’ın cevabı şöyle oldu: “Hükümet olmak ve iktidar olmak aynı değildir.”

Fantastik değil realist bir yaklaşımdı. Tümden kaybetmektense bir şekilde masanın kenarında oturmayı yeğledi.

Evren ve arkadaşlarının etkisiyle Demirel, Türkeş, Erbakan ve Ecevit’in siyasi yasaklarını referanduma götürecek kadar rotadan çıktığı dönemler oldu.

1988 yılı Temmuz ayında başına talih kuşu kondu. Genelkurmay Başkanlığı’na hazırlanan ve henüz kararnamesi imzalanmadan davetiye bastırıp sevenlerine dağıtan Orgeneral Necdet Öztorun, emekliye sevk edildi.

Berat’ın Erdoğan’a gönderme yaparken yaslandığı hadise de budur.

Oysa, operasyon Özal’a ait değildi, Evren patentliydi. Cumhurbaşkanı Evren, Öztorun’un Genelkurmay Başkanı olmasını istemiyordu. Özal’dan Necip Torumtay’ın Genelkurmay Başkanlığı kararnamesini kendisine getirmesini istedi. 

Öztorun, “Davetiye bastırdım, komutanlığıma engel olmayın, istiyorsanız bir gün sonra istifa ederim” dese de Evren’i ikna edemediler. 

İşte Kenan Evren sağ, sorun kendine. O sürece tanık olmuş önemli isimlerden Vehbi Dinçerler Ankara’da, arayın, anlatsın size.

Özal’ı takdir ettiğim tarafı, durumdan vazife çıkarmasını iyi bilmesi ve sivil siyaset adına kullanım becerisidir. Şu bir gerçek, Evren istemeseydi, Öztorun gitmezdi.

Nitekim Başbakan Erdoğan’ın dün bir TV kanalında, Genelkurmay Başkanı’nın görevden alınma prosedürünü anlatırken Bakanlar Kurulu ve Çankaya’ya gönderme yapması, bu realitenin başka türlü ifadesidir.

Torumtay’ın istifası

Necip Torumtay’ın Genelkurmay Başkanlığı’ndan istifası ise başka bir hadisedir. Torumtay’ın neden istifa ettiğini daha iyi anlamak için “Pusu” isimli son kitabımda da yer verdiğim şu anekdotu aktarmak isterim.

Özal, 1990 yılı Ağustos başında ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden bir süre sonra Çankaya Köşkü’nde mini zirve yaptı. Özal, hükümetten yanına sadece ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner’i aldı. Masadaki diğer konuklar Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay, Kara Kuvvetleri Komutanı Doğan Güreş, Deniz Kuvvetleri Komutanı İrfan Tınaz, Hava Kuvvetleri Komutanı Siyami Taştan ve Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis idi.

Musul ve Kerkük’e girerek Kuzey Irak’la federasyon tezi geliştiren Özal, toplantıda komutanlara sordu: “Musul ve Kerkük’e girersek zayiatımız ne olur?”

Torumtay sessiz kalınca devreye giren Taner, “30-40 bin arasında asker zayiatımız olur” dedi. Torumtay şaşkındı, kinayeli bir üslupla cevap verdi: “Sayın bakan bilginiz karşısında şaşırdım.”

O toplantı, sonun başlangıcı oldu. Cumhurbaşkanı Özal’ın federasyon projesine tepki olarak görevinden ayrılmayı tercih etti. Koltuğunu Doğan Güreş’e bıraktı. 

Ehven-i şer

Sorunun bir önemli boyutu ise operasyon sonrası durumdur. Torumtay sonrası Güreş dönemi, şiddet politikalarının demokratik açılımlara ağır bastığı bir dönem oldu.

Siyasetçi, operasyona karar vermeden önce, muhtemel sonuçlarını da değerlendirmek durumundadır. Sözgelimi, Başbuğ’u aldığınız zaman TSK üst yönetiminde oynayacak taşlar, büyük önem verdiğiniz sivilleşme ve demokratikleşme politikalarını nasıl etkiler, buna cevap bulmak zorundadır.

Örnekle devam edecek olursak, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın Genelkurmay Başkanı olacağı bir dönemi, pek hayra yorumlamam. Eğer başbakan olsam ve yapacağım operasyonun Iğsız’a bu yolu açacağını görsem, Başbuğ’la çalışmayı tercih ederim.

Akademisyenlerin, biz gazetecilerin fantezi lüksü var ama siyasetçi o kadar şanslı değildir. Siyaset, sonuç alma sanatıdır, aksi halde sandıkta bedel öder, akademisyenler ve gazeteciler ise bedelsiz fantezilere devam ederler.

Erdoğan akademisyenlere uysaydı, bugün partisi yoktu, kendisi de siyasi yasaklıydı. Doğru zamanda doğru yerde olmayı bilmek gerekir. 

Erdoğan’ın dün dediği gibi, kilidi belgedeki ıslak imza çözecek. Belgenin gerçekliğine paralel olarak İlker Paşa’nın talimat verdiği iddiası kesinleşirse, artık siyasi hesabın bittiği yer orasıdır. 

O koltukta oturamaz. Oturmaya devam ederse, faturayı başbakan öder.

NOT: Sevgili gönül dostları, dinlenmek için mola verelim dedik, bronşite yenik düştük. Boş duracağımıza hasta yatağında yine de yazalım istedim. TÜYAP Fuarı’na da gidemedim. Herkesten özür dilerim.

star



Bu yazı 1,374 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ağustos 2012 Hüseyin Aygün vakası
    • 8 Ağustos 2012 Atatürk yaşasa ismini değiştirir miydi?
    • 1 Ağustos 2012 Hatay’da neler oluyor?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye’ye PKK operasyonu
    • 25 Haziran 2012 Vurulan jet değil çünkü...
    • 18 Haziran 2012 Başbakan’ın başka seçeneği yok
    • 14 Mayıs 2012 Kim bu üst komutanlar?
    • 7 Mayıs 2012 CHP’de derin çatışma
    • 28 Mart 2011 Kalemim size emanet
    • 16 Mart 2011 Arşiv bir açılsa görürsünüz
    • 9 Mart 2011 Sen de yoğunlaş, koçum benim
    • 7 Mart 2011 Ergenekon’da neler oluyor?
    • 4 Mart 2011 1 Mart operasyonu
    • 23 Şubat 2011 Olmadı sayın Bakan
    • 22 Şubat 2011 O mektubu kim verdi?
    • 18 Şubat 2011 Kılıçdaroğlu-Yalçın pazarlığı
    • 16 Şubat 2011 Yeni Türkiye nasıl kurulacak?
    • 7 Şubat 2011 CHP’yi yıkmaya mı geldi yoksa?
    • 4 Şubat 2011 Böyle terbiyesizlik olmaz
    • 28 Ocak 2011 Asılacakların listesi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,792 µs