Hükümetin Meclis gündemine taşıdığı 'milli birlik projesi' öngörüşmeleri sırasında CHP sözcüsü Onur Öymen'in içinde 'Dersim' sözcüğü de geçen ve 'Kürt sorunu' için çözüm aramak yerine 1920'li yıllarda alınmış tedbirlere başvurulmasını tavsiye eden konuşmasından şaşıranlardansanız, sizin için “Allah size açık bir zihin ve gören bir göz versin” temennisinde bulunmak dışında yapabileceğim fazla bir şey yok.
CHP'de lider konumunda bulunanların önemli bir bölümünün idraki hâlâ o dönemde ve uygulamalarında kalmış durumda çünkü... 'Atatürkçü' olmayı 1920'ler ve 1930'ların şartlarında belirlenmiş tavır ve davranışları günümüze taşımak sananlar, elbette 'tenkil ve tehcir' ile birlikte darağaçları kurmayı ve kentler üzerinden uçak uçurup gerektiğinde birkaç bomba bırakmayı 'çözüm' sayacaklardır.
Kahve sohbetlerinde çok bilmişlerin “Sallayacaksın birkaçını, gör bakalım diğerleri tıpış tıpış hizaya girmez mi?” cümlesinin yeni bir versiyonu Onur Öymen'in Meclis kürsüsüne taşıdığı; gerçekten de o dönemde “Analar ağlamasın” diye barışçı formüller arayan çıkmamıştı.
Aslına bakılırsa Ak Parti halktan büyük destek görerek iktidara gelene kadar ülkeyi yöneten değişik eğilimden hükümetlerin büyük çoğunluğu anaların gözyaşlarını düşünerek akan kanı durdurma yolunda fazla bir çaba göstermedi bu ülkede. Turgut Özal vefatının hemen öncesinde bir arayış içerisindeydi; sonradan 'savaşı tırmandırarak terörü bitirme' batağına saplanan Tansu Çiller işe 'Bask modeli' söylemiyle başlamıştı.
Hepsi bu kadar... Son çeyrek asırda 30 binlerin çok üstüne çıkan insan kaybı en az o kadar ananın süregiden savaş yüzünden ağlamasına yol açtı. Yüz milyarlarca dolar heba oldu. Türkiye'yi geri bıraktıran müdahalelerin özünde de 'teröre muhatap olan' bu yüzden de 'güvenlik öncelikli' politikalar üretmesi gereken bir ülke olduğumuz 'bahanesi' yatıyor.
Bütün bunlar olur, beşeri ve mali kaynaklar heba edilir, Türkiye'nin demokrasisi teklerken CHP'yi yöneten kadrolar hep vardılar; ya iktidarda ya da seyirci olarak...
Yürekli birkaç CHP'li (ya da SHP'li) tarafından hazırlanan raporları bugün büyük bir 'ayıp' imiş gibi gözlerden saklıyor CHP; buna karşılık diplomat kökenli bir politikacıyı kürsüye çıkartıp içinde 'Dersim' sözcüğünün de geçtiği tehdit kokan konuşmalar yaptırıyor.
Sözcüsü ağzıyla Meclis kürsüsünden 'tehdit' savuran CHP'nin, hükümet tarafından 'demokratik açılım' yoluyla çözülmeye çalışılan soruna uygun gördüğü 'çözümü' böylece belli olmuş sayabilir miyiz: Tenkil, tehcir ve bombalarla bastırma...
İyi de, bugünün dünya şartlarında Türkiye'nin terörle mücadelede zorlanması, biraz da geçmişin şartlarına özel politikaların günümüzde de sürdürülmesi yüzünden değil mi? 1950'ye kadar sürdü 'tenkil ve tehcir' politikaları; bölge insanlarından önemliler zorla Batı illerine göç ettirildi. 'Bombalama' ise bugün de devam ediyor; hiç değilse başka ülkelerin toprakları bombalanıyor bugün...
Arzulanan, Türkiye'de yaşayan insanların birbirleriyle ve kendisiyle barışık hale gelmesi... 'Demokratik açılım' hamlesiyle varılmak istenen sonuç, kimsenin yerinden yurdundan edilmeyeceği, teröre muhatap olunmayan bir ülkeye dönüşmek...
Geçmişin şartlarında başvurulmuş, anaların ağlamasına aldırmama üzerine kurulu politikaların bir alternatif olamayacağını CHP de sonunda anlayacak.
Onur Öymen diplomat kökenli bir politikacı, eski alışkanlığıyla sözcükleri tartarak kullanıyor... Daha 'dobra' birini kürsüye çıkarsaydı CHP, herhalde o zaman büsbütün şaşırırdınız.
CHP ne yaparsa yapsın, sakın ola şaşırmayın.
yenişafak
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle