En Sıcak Konular

Mehmet Ali Birand


Mehmet Ali Birand
0 0 0000

Gül, politikacıdan devlet adamlığına yükseliyor...



Cumhurbaşkanlığına adaylığı açıklandığı zaman, Gül’ün köşkü dolduramayacağı yolunda benim hiçbir kuşkum yoktu. Aslında genelde kamuoyunun da pek kuşkusu yoktu. Adaylığına karşı çıkanların önemli bölümünün tek itirazı, eşinin türbanlı olmasıydı. Ancak kısa sürede hem eşi, hem de kendisi Çankaya’yı doldurmayı bildiler.
Gül, eşinin türbanını insanların gözüne sokmadı. Siyasi bir simge olduğunu ve herkesin bunu kabul etmesi gerektiğini göstermek için çaba harcamadı. Aksine, özellikle ilk dönemde Hayrunnisa hanımın bir adım geride kalmasına dikkat etti.
Bu tutumu benimseyebilmek kolay değildir. Yüzde 47 oy almış bir partiyi arkasına almış bir Cumhurbaşkanı olarak, tepesini attırmadı. Tepesi atmış olsa dahi, içine atmasını bildi.
Sürekli şekilde, yumuşak bir üslup kullandı.
Bugüne kadar hiçbir zaman sesinin yükseldiğini duymadık.
Sert eleştiriler yapan, Köşk’ün noteri olduğunu söyleyen muhalefeti de hiçbir zaman ötelemedi. Aksine, diyalogunu kesmedi, eleştirileri daima anlayışla karşıladı.
Başbakan ne kadar fevri ve sert ise, Gül o kadar sabırlı ve yumuşak davrandı. Herkesle diyalog kurdu, kimseleri uzaklaştırmadı.

Siyaseti hem yönlendirdi, hem de toparlayıcı oldu...
Cumhurbaşkanı’nın bence en önemli katkısı, iç ve dış konularda son derece aktif bir rol alması oldu. Yaptığı çıkışları alt alta yazdığımız zaman, çok ilginç bir manzara ile karşılaşıyoruz.
-DIŞ POLİTİKA’ da çok aktif oldu. Başbakan veya Dışişleri Bakanının  önüne geçmedi. Onlara destek veren bir içinde davrandı. El Beşir olayındaki gibi, üslup farkını çok net şekilde  ortaya koydu ve önemli bir sorunu  önlemesini bildi.
-KÜRT AÇILIMININ biran önce başlatılmasını isteyen ve hükümeti sıkıştıran, hatta gecikildiği yolunda sürekli uyaran kişi oldu. Hatırlayacaksınız, “Tarihi fırsat karşımızda...Güzel şeyler olacak” diyerek ilk işaret fişeğini attı. DTP’lilerin devre dışı bırakılmaması için çaba harcadı. Devlet kurumları arasındaki uyumu ön plana çıkardı.
-ERMENİ AÇILIMINI başlatan da yine o oldu. Erivan’daki maça giderek, Ermenistan konusunda ilk adımı attı. Sarkisyan ile son derece ılımlı bir diyalog kurdu ve bugüne gelinmesini sağladı.
-ALEVİLER konusunda atılan adımlarda da çok önemli bir rol oynadı. Tunceli’ye yaptığı ziyaret ve Cem evinde sergilediği manzara son derece rahatlatıcı bir görüntüydü.
-ASKERLERLE ilişkilerinde de, yavaş yavaş ve sabırlı bir tutum sergiledi. İlk aylardaki sert tepkilere yaklaşımı çok anlayışlı oldu. Sinirlenmedi, kızmadı. Resepsiyona eşi türbanlı olduğu için gelmeyen askeri, resmi karşılama veya uğurlamada Hayrunnisa hanımın elini sıkmayan askeri dahi görmezden geldi. Sorun yaratmadı. Herhalde Milli Güvenlik Kurulundaki tutumuyla olsa gerek, sonunda askerin de güvenini kazanmış olacak ki, bu yıla komutanlar meclis açılışına dahi katıldılar.
-AVRUPA BİRLİĞİ başta olmak üzere, dış ilişkilerde son derece aktif bir tutum takınması, seyahatleri ve konuşmalarıyla destek vermesi de dikkatlerden kaçmadı.
-TOPLUMA da el uzatmasını bildi. Kendi dünya görüşünü kabul etmeseler dahi, Çankaya’yı toplumun tüm kesitlerine açmasını bildi. Yaşar Kemal’e ödül verişi, Nobel’i kazandıktan sonra Orhan Pamuk’u ilk tebrik eden kişi oluşu, çok kültürlülüğü vurgulaması ve herkesin Cumhurbaşkanı olduğunu göstermesini bilmesi önemliydi.

Siyasetçiydi devlet admı oldu ve 2inci dönemi garantiledi...
Abdullah GÜL, Çankaya’ya çıktığı sırada siyasetçiydi.
Her siyasetçi gibi, içinde bulunduğu partiyi ön planda tuttu. Zamanında eleştiri yağmuruna tutuldu. Hatalar da yaptı, ancak hiçbir zaman kibarlığını ve yumuşak davranışını kaybetmedi.
Çankaya’daki GÜL ise, giderek Devlet adamı niteliğine kavuşuyor.
Bu tutumuyla da, 2012’deki Cumhurbaşkanlığı adaylığını daha şimdiden garantiliyor. Başbakan’ın ne zaman Çankaya’ya çıkmak isteyeceğini kimseler bilmiyor. Bilinen ise, Gül’ün Köşk’teki hayatının daha devam edeceğidir.

posta



Bu yazı 963 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Eylül 2012 Türkiye, Suriye'de frene basıyor...
    • 25 Temmuz 2012 Türkiye'siz İsrail'in eski etkinliği kalmadı...
    • 20 Temmuz 2012 Esad için yer aranmaya başlandı, ancak henüz kabul eden ülke bulunamadı...
    • 13 Temmuz 2012 Washington Ankara'yı yavaşlatmaya çabalıyor
    • 27 Haziran 2012 Türkiye karizmasını çizdirmedi...
    • 21 Haziran 2012 PKK, vurdukça devre dışı kalıyor...
    • 25 Nisan 2012 23 Nisan müsamelerinden kurtulamayacak mıyız?
    • 19 Nisan 2012 Böyle subay yetiştirirseniz, Darbe'ye hayret etmeyin
    • 2 Mart 2012 ABD raporu: Ermenistan ile ilişkiler açılmalı...
    • 21 Şubat 2012 Bu defa MİT kazandı, ancak dikkat...
    • 9 Şubat 2012 Bırakın dindar nesli, tablet nesli geliyor...
    • 23 Aralık 2011 Biz neden kızıyoruz, asıl Sarkozy utansın...
    • 15 Aralık 2011 Gül 2014'e kadar Çankaya'da...
    • 10 Aralık 2011 Erdoğan çekildi, partinin haline bakın...
    • 30 Kasım 2011 Başbakan'ın ameliyat sonucu saklanmamalı...
    • 27 Ekim 2011 Devlet ne yapsa, bir türlü yaranamıyor...
    • 20 Ekim 2011 Bu açık bir cinayettir, bir savaş ilanıdır
    • 29 Eylül 2011 PKK vuruyor, ancak kışkırtamıyor...
    • 21 Haziran 2011 Erdoğan'ı tarihe asıl Kürt sorunu geçirir...
    • 22 Nisan 2011 Türkiye, BDP'ye sahip çıktı

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,980 µs