En Sıcak Konular

Tamer Korkmaz


Tamer Korkmaz
0 0 0000

Püf noktası…



Tokat-Reşadiye'deki provokasyonu PKK'nın üstlenmesinden sonra “Bütün komplo teorileri çöktü” diye babalananların durumuna bir göz atalım, öncelikle...

Başta Deniz Baykal olmak üzere CHP'liler, Tokat'taki eylemin perde arkasına dikkat çeken herkesi özellikle de hükümeti “PKK'yı aklama, kollama veya koruma çabası” içinde gösterdiler.

“İşte PKK üstlendi, Ergenekon falan diyordunuz, gördünüz mü değilmiş!” gibi bir değerlendirme ile de toplumu yanıltmaya çalıştılar.

Tam da burada bir çaba-bir gayretkeşlik var!

Kamuoyunu ters köşeye yatırmayı amaçlayan bu gözbağcı tavrın temelinde, “Tokat'taki provokasyonu Ergenekon örgütünden uzak tutma, Ergenekon'u koruma ve kollama” gayesi yatıyor.

PKK'nın gecikerek üstlenmesi hususunu da geçtim; Tokat'taki eylemi terör örgütünün gerçekleştirmiş olması arka planda olup bitenler açısından neyi değiştirir?

Taşeron örgütün adının PKK veya bir başka örgüt olması arka plandaki mekanizmayı, yani eylemi PKK'ya yaptırtanı değiştiriyor mu? O temeldeki mekanizmayı yok mu sayacağız?

PKK, Ergenekon Ahtapotu'nun en kanlı koludur:

Ergenekon davası sürecinde gün ışığına çıkan çok çarpıcı bağlantılar bu gerçeği aklı başında olan herkese fazlasıyla gösterdi.

Hal böyle iken, “Gördünüz mü PKK yapmış, eylemin Ergenekon'la alakası yokmuş” tavrı…

Müslüm Baba'nın yıllar önce bir filminde “Asla cinayet işleyemem, ama adam öldürebilirim” diye konuşmasına benzer vahim bir yaklaşımdır.

(Baba, yıllar sonra ekranda o replikle yüzleştiğinde “Ben de şimdi fark ettim, kabahat senaryoyu yazan arkadaşlarda, ben ne yapayım?” demişti!)

Baykal, alacakaranlık kuşağı eylemlerinde işin doğası gereği “perde arkası” aranmasından huysuzlanıyor diye veya Doğan Medyası'nın illüzyonist eşik bekçileri “Komplo teorisi” etiketi yapıştıracaklar diye kaçışı olmayan Ergenekon örgütü gerçeğini ortaya koymaktan vazgeçecek değiliz.

*

Şimdi gelelim, DTP'nin kapatılması olayına…

Anayasa Mahkemesi'nin iki yıl bekledikten sonra DTP'nin kapatma davasını çok ilginç bir konjonktürde ele almasının zamanlaması asla göz ardı edilemez.

DTP'nin sokağı taammüden hareketlendirdiği bir vasatta, demokratik açılım sürecini vurmayı hedefleyen PKK'nın üstlendiği bir provokasyon gerçekleştiriliyor ve aynı zaman diliminde kapatma davası AYM'de ele alınıp kapatma kararı veriliyor.

Bütün bu resim, tesadüfle açıklanamaz.

*

Bakınız, AYM'nin kapatma kararından “ılımlı” isimlere siyasi yasak çıkıyor; gel gelelim “şahin” Emine Ayna yasak kapsamı dışında kalıyor.

Bu noktada, “Yargıtay Başsavcılığı AYM'ye iki yıl önce başvurmuştu, o vakit haklarında siyaset yasağı istenenler arasında Emine Ayna yoktu” diye verilen cevapların tümü “ek iddianame” hususunu “usluca” göz ardı etmemizi istiyor!

Ardından da, “Ek iddianame hazırlanıp Ayna da listeye dahil edilseydi, bu durumda kapatma davası gecikirdi” savunması ile karşılaşıyoruz!

Sadece bu örnek bile, “zamanlama” diye bir kaygının var olduğunu gösteriyor…

“Hayır, yoktu” dediğinizde; bu defa da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın Emine Ayna'yı neden dışarıda bıraktığını izah etmeniz gerekir ki, edemezsiniz!

*

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, gayet tabii “AYM, Yargıtay Başsavcısı'nın sunduğu bilgi ve belgelere göre hareket eder. Bize Emine Ayna ile ilgili herhangi bir belge gelmedi, neye göre yasaklayacaktık ki?” diyor.

Püf noktası da, burada zaten:

Emine Ayna'nın kapsam dışında kalmasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın “ciddi kusuru” var.

Dolayısıyla, “Başsavcının unutkanlığı” hikayelerini falan yemez, kimse…

*

Özellikle DTP'li radikaller, partilerinin kapatılması için çok uğraştılar!

Netice, sürpriz değildi.

Kimlerin çözümü istemediği bir kez daha görüldü.

Emine Ayna'nın -DTP kapatılmadan önce- “Açılım bitti” diye konuşması tek başına fevkalade açıklayıcıydı, aslında…

Açılımdan geriye dönüş, söz konusu dahi olamaz da…

Buna mukabil, Emine Ayna açılımın bitmesini canı gönülden istediği için, açılımın sonucundan korktuğu için böyle konuşuyordu.

Ezcümle, DTP-PKK hattının Ergenekon mekanizmasındaki konumu bir defa daha deşifre olmuş durumdadır.

*

“Açılım sürüyor olsaydı, DTP kapatılmazdı” şeklindeki yorumlar da gerçeği yansıtmıyor…

Bu tür değerlendirmeler, kamuoyunu açılım konusunda yanıltmayı ve ümitsizliğe sürüklemeyi amaçlıyor.

Ankara, 'DTP kapatıldı' diye açılım sürecinden vazgeçecek değil; büyük resmi çok iyi okumak lazım!

*

DTP'nin kendisini kapattırmak için ciddi çaba sarf etmesi ve neticede kapatılması hadisesi ile “açılımı engellemek” isteyenlerin hedefleri arasında birebir bağlantı var.

Diğer yandan…

Türkiye Demokrasi'sinde artık “parti kapatma”ların sona ermesi için hükümetin bunca gecikmeden sonra bir an önce harekete geçmesi gerekiyor…

AYM Başkanı, 30 Temmuz 2008'de, AKP'nin “kapatılmama” kararını açıkladığı gün “Çözüm yerinin Meclis olduğunu” hatırlatmıştı; Haşim Kılıç, DTP'nin kapatıldığını açıklarken de siyasi partilerle ilgili yasal düzenlemelerin yapılmadığı serzenişinde bulunuyordu!

yenişafak

 



Bu yazı 1,072 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 18 Eylül 2012 Otuz beşe bakla
    • 24 Ağustos 2012 Arkadakiler
    • 17 Ağustos 2012 ''Düğme''li olsun!
    • 10 Ağustos 2012 Kumpas
    • 3 Ağustos 2012 Yıldızın parladığı o sahne
    • 20 Temmuz 2012 Steril
    • 6 Temmuz 2012 Bir ıslık da biz çalalım!
    • 3 Temmuz 2012 Hava sahamıza giren Wall Street J'eti
    • 5 Haziran 2012 Hayal Teknesi!
    • 15 Mayıs 2012 Büyük Satranç Sahnesi!
    • 8 Mayıs 2012 Hükümete ''Tomahawk'' atmışlardı!
    • 4 Mayıs 2012 Gözlerimiz tamamen kapalı!
    • 24 Nisan 2012 ''ABD Karışmadı'' Yalanı
    • 10 Nisan 2012 Kime, ne lazımmış?
    • 6 Nisan 2012 Şapkanın Altındakiler
    • 20 Mart 2012 Hokus, pokus...
    • 6 Mart 2012 Kafasını koparalım, diyorlardı!
    • 28 Şubat 2012 28 Şubat'ın Balans Ayarları!
    • 17 Şubat 2012 Anahtar
    • 14 Şubat 2012 Hedef tahtası

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,762 µs