En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

'YEM'EN: I-II



Arap yarımadasının denize dökülen eteğinde yer alan Yemen’in, hayli tartışılacak bir sürece yuvarlandığı anlaşılıyor.

Mâlum, bizde Yemen konusu açıldığında ülkede uzun yıllar süren1  Osmanlı hakimiyeti akla gelir.

Halihazırda 'yeni Osmanlıcılık' da ‘in’ olduğundan, Yemen olaylarına bu mâna da gönderme yapan çok olacaktır.

Biz daha ‘uluslararası ilişkiler bağlamı’nda ve gazeteci gözüyle bakalım yaşananların perde arkasına…

Sana’a rejimi yıllardır kendine diklenen ‘Husiler’le2  uğraşıyor. Son dönemde sertlik hızla tırmandı ve kimi bilgilere göre sadece iki-üç hafta içinde 2000’den fazla ölüden bahsedilir hale geldi.

Yemen hükümetine destek Suudi Arabistan’dan geldi. Riyad Fiilen müdehalede bulundu ve hava kuvvetleri Husileri bombaladı. Çoğu bilgiye göre Yemen’e yardım Arabistan’la sınırlı değil.

Yemen mütevazı bir orduya sahip. Hatta mühimmat stoku bile sınırlı. Bu nedenle Mısır’ın silah, cephane taşıdığı söyleniyor.

Elbette Mısır’ın arkasına da ABD “motivasyonu ve parasını” koyanlar var.3 

Peki, ABD-Mısır-Suudi Arabistan4  (sanki burası bir dördüncü istiyor?) Yemen de kime karşı?

Yine aynı okumalar, Yemen’in, İran ile Batı arasında bir çekişmenin merkezi, bölgesel hakimiyet kavgasının arenası olduğunu vâzediyor. Öyle mi değil mi dikkatli bakmak lazım!

Doğal olarak ilk soru şu: Yemen neden önemli?

Yemen’in tüm tarihinde ülke üzerinde derin etki bırakmış, bırakmaya da devam eden dört ülke var.. İngiltere5, Sovyetler6 , Mısır ve Suudi Arabistan.

Yemen’in karışık öyküsü kronolojik açıdan ne denli geri çekilirse çekilsin, nihayetinde 20 yaşında7  bir ülke.

Yemen önemli çünkü: buradaki kriz nasıl çözülürse çözülsün, Kızıldeniz, Fars Körfezi ile bunların bağlantılı olduğu tüm coğrafyalarda, ABD-İsrail-Mısır-Suudi Arabistan’ın, “İran’a göre” konumlarını belirleyecek.

Şimdi de Husiler’in arkasına askeri ve maddi destek açısından İran’ı koyabiliriz!

Neden?. Çünkü Husiler bölgede İran’ın karşı olduklarına direniyor ve dengeleri bozuyor.

Peki Husiler neden İran’a yaslanıyor?

O da Şii bağından geliyor. Deniyor! Evet Husiler Şii ama İran Şiiler’i ile çok ortak noktaları yok. Şiiliğin Zeydi8  mezhebine bağlılar.

İran ile Husiler arasındaki ilişkiyi tanımlamak için, Hizbullah benzetmesini yapanlar var. Yani İran, “Yemen’de de bir Hizbullah istiyor” gibi.

Bu paralellik İsrail basınında kurulduğundan, Suudi Arabistan’ın iç terazilerinde hangi kefeye denk geldiği tam görülemiyor!

Husiler 1960’lı yıllardan kalma bir sevdanın, 1962’de yıkılan imamet rejiminin peşindeler.9 Olur olmaz ayrı konu ama, bu kadarcık cümleden çıkan sonuçlar inanılmaz olabilir!

Suudi Arabistan’ın fiili reaksiyonunu, İran’la “hep örtülü” götürdüğü rekabetin parçası saymak mümkün.. İse de, bu sefer daha farklı bir “korku”dan bahsedilmeli.

Zaten, İran-Arabistan rekabetinin “yüzeye çıkması”nda da bu korku rol oynuyor.

“Zeydi-Husi etkisi”, Yemen’le sınırlı değil. Sınır aşıp Arabistan’a geçiyor! Özellikle de eskiden beri bu konuda Riyad tarafından “sabıkalı” görülen “Asir” bölgesi kritik. Buna “Necran” da eklenebilir.

11 Eylül saldırılarını gerçekleştiren 19 kişiden 15’i Suudi Arabistan kökenliydi. Bunların 10 tanesi Asir bölgesinden çıktı!10 

Geri gidersek 1979’da Mekke’de yaşanan isyan girişiminin altından da Asirliler’in bulunduğu söylenir. Riyad’ın bu bölge üzerinde politik etkisi az. Vahabilik ile ilgili keskin sorunlar da bulunuyor.

Daha uzatmayayım.. Ancak şu söyleniyor: “Eğer Suudi Arabistan bölünürse, kopacak ilk parça Asir olur.”11

Görüldüğü gibi, Yemen dosyasının bir bölümü Arabistan’ın ulusal güvenliği ile ilgili ve hayli oyuncaklı (!) bir konu12, 13.

Yani, Yemen krizinin nedenleri arasında gösterilen, El Kaide’nin eylemleri için gerekli silanların sınırdan geçirilmesini de ABD, İsrail ve Arabistan’ı bir cephe sayarak çatışmanın sebebi sayabilirsiniz.

Suudi Arabistan’ın bölünme korkusunu tahrik eden Yemen üzerinden de.

Çünkü bugüne kadar Arabistan’ın homojenliği pek tartışılmayan bir konuydu.14

YARIN: YEMEN-II: Kriz adayının küresel ayakları, ABD Yemen’den kaçacak mı, kaçarsa kim ortada kalacak? ABD’yi ‘tutmak’ için Avrupai oyunlar. Peki Türkiye ne diyor?

1 1539’dan 1918’e değin yüzyıllar süren inişli çıkışlı bir tarihin o zamanki olayları içinde, bugün hisse çıkarılması gereken benzerlikler var. Alanımız değil ve tarihçilerden umalım.
2 Husiler’in ismi, 2004 yılında öldürülen ve hareketin kurucusu olan Bedrettin el Husi’den geliyor.
3  ABD’nin bu konuda ‘şaşırtıcı’ tutumlar takındığını söylemek lazım. Önemli ve işin bamteline basıyor. İleride değineceğiz.
4 Geçtiğimiz Ağustos’ta Beyaz Saray’da biraraya gelen Mısır ve ABD başkanlarının Yemen’e ekonomik destek açması da bu ekseni tanımlamada değerlendirilebilir.
5  Üzerinde güneş batmayan imparatorluk Kızıldeniz’in ağzını tutmak için 1839’da bölgeye ağırlığını koydu ve Aden’e yerleşti. 1967’ye kadar ‘fiziki’ varlığı sürdü.
6  1967’de İngilizler ayrıldığında Güney Yemen bağımsızlığını ilan etti. SSCB müttefiğine dönüştü.
7  Tam tarih 22 Mayıs 1990 ve ‘kuruluş’ değil, ‘birleşme’ demeliyiz. O tarihe kadar bir değil iki Yemen var. Kuzey (Yemen Arap Cumhuriyeti) ve Güney (Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti). Ve zaten öykünün özü de bu ikilikte.
8 Zeydiler vakt-i zamanında Osmanlı’nın da başını ağrıtmış bir mezhep. 1500’li yılların sonunda bölgede çıkan iç çekişmeler yüzünden 1635’e kadar bölgeye “beylerbeyi” atanamadı.
9 “Yemen rejimine yönelik Husi isyanlarının bu altıncısı. Önceki 5 isyan Saada, Arman ve San’anın bazı kısımlarının geniş çaplı yıkımlarıyla sonuçlandı. Örgütün kurucusu Hüseyin el-Husi, üyeleri ‘inançlı gençler’ halinde örgütledi. Başlangıçta, Şeyh el-Waide liderliğindeki Selefi Sünni grubun etkisini dengelemek isteyen Yemen rejiminin desteğini aldı. 2004 yılında çatışmanın ilk aşaması başladı.” El Ahram, 3 Eylül 2009.
10  Le Monde Diplomatique, Eylül 2009,Sayı: 8, Say: 29.
11  Saarbrücken-Saarland Üniversitesi’nden Gerd Rüdiger Puin’in bu açıklamasına, “S.Arabistan’ın başağrısı Asir” başlıklı bir metinde rastladım. Kaynak görünmüyordu. İslam ilimleri ve Yemen uzmanı Puin’in bir çalışması hayli tartışılmıştı! 6.yy’dan kalma Kuran üzerinden geliştirdiği yorumda Puin, kutsal kitabın zaman içinde değişikliğe uğradığını söylüyordu. Bu durum ‘Alman’ bilim adamının Asir’e ilişkin kehanetine halel getirir mi?
12 “Suudi Prens’e sarayında suikast”,  29 Ağustos 2009, Anadolu Ajansı, “Kraliyet ailesi üyelerinin çok sıkı koruma altında olduğu Suudi Arabistan, dün meydana gelen bir suikast girişimiyle şoka uğradı. Resmi haber ajansı SPA’nın haberinde, İçişleri Bakanı’nın terörle mücadeleden sorumlu yardımcısı Prens Muhammed bin Nayef’in, Cidde’nin Kızıldeniz limanında bulunan ofisinde ramazan ayı nedeniyle ziyaretçileriyle bir arada bulunduğu sırada bir adamın üzerindeki patlayıcıları ateşlediği kaydedildi. El Kaide’nin Suudi kolunun üstlendiği saldırıda bombalı suikastçi ölürken, Prens ise hafif yaralandı. Eylem, El Kaide’nin Suudi yönetimine karşı 2003’de başlattığı saldırılarda Kraliyet ailesinden birinin ilk kez doğrudan hedef seçilmiş olması açısından önem taşıyor. Uzmanlar, El Kaide üyelerine karşı yıllar süren tutuklamaların ardından, tam da bu operasyonları yürüten ismin hedef alınmış olmasının, El Kaide’nin Suudi Arabistan’daki etkinliğinin sanılandan çok daha fazla olduğu şeklinde yorumlandı.
13 “İngiliz polisi, Suudi Kralı ölümden kurtarmış”,  27 Şubat 2008 Çarşamba, Star Gazetesi. "İngiliz polisi, Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ı, geçen yıl İngiltere ziyareti sırasında öldürme planını engellediklerini açıkladı. İngiliz Ulusal Terörizm Finansal Soruşturma Birimi Başkanı Mark Holmes, geçen yılki olayda, Heathrow havaalanında önemli bir miktarda nakit parayı İngiltere'ye sokmaya çalışan bir kuryeyi yakaladıklarını söyledi. Holmes, ele geçirilen 330 bin dolar civarındaki nakit paranın, Kral Abdullah'a İngiltere ziyareti sırasında suikast düzenlenmesi için muhalif Suudilerden oluşan bir hücreye ödenmesinin planlandığını tahmin ettiklerini anlattı. Mark Holmes, yeterli delil bulamadıkları için kuryenin tutuklanmadığını, ancak paranın İngiltere'deki Suudi muhaliflerine dağıtılmak üzere getirildiğini söyledi. Holmes, 'Bunun, Veliaht Prens Abdullah'ın öldürülmesine yardımcı olmak üzere kullanılacağından şüpheleniyoruz' dedi. Kral Abdullah'ın, ekim sonu ve kasım başındaki İngiltere ziyareti yoğun güvenlik önlemleri altında geçmişti.”
14 Bu konuda son zamanlarda okuduğum özlü makalelerden birisi, S.Arabistanlı araştırmacı-yazar Hamza el-Hasan’ın “Arabistan’ın Mezhebi Haritası” başlıklı makalesiydi. Arabistan’ı dört bölgeye ayırarak, ülkenin homojenliği üzerine yaratılan havanın bir yanılsama olduğu ama şu an için çok büyük risk de içermediği Hasan tarafından sade biçimde anlatılıyor. Meraklısına tavsiye ederim.



Bu yazı 3,136 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,752 µs