En Sıcak Konular

Ali Bayramoğlu


Ali Bayramoğlu
0 0 0000

Türkiye o sayfayı gerçekten açabilecek mi?



Pazar günü bir televizyon yayınında ilk adım atıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan, "EMASYA diye bir şey olamaz, olmayacak" diyordu.

Şunu bilin ki bu söz tarihi önemdedir. EMASYA kaldırıldığı gün Türkiye karanlık bir sayfayı kelimenin gerçek anlamıyla geride bırakmış olacaktır.

İki anlamı vardır EMASYA'nın kaldırılmasının.

İlkini şöyle anlatalım:

Bugüne kadar Türkiye'nin AK Parti eliyle sivilleşme istikametinde attığı adımlar ortada. Bunlar önemli ve keskin adımlardı. Bu adımlar yasama faaliyeti ile JİTEM'den Ergenekon'a kadar uzanan yargısal işlemler üzerine oturdular.

EMASYA Protokolü'nün kaldırılması ise bu açıdan, sivilleşme istikametinde tek yanlı ilk önemli idari işlem olacaktır. Protokolün siyasi iktidar tarafından tek taraflı bir eylemle kaldırılması askeri otoriteye yüksek sesle "bir adım daha geri at ..." anlamını taşır.

Siyasi karar, siyasi irade ve siyasi hamle...

Bunların önemini kimse göz ardı edemez.

İkinci anlama gelince...

Türkiye'deki askerî otoritenin devlet içindeki özerk alanı sağlayan iki araç vardır.

İlki yasalardır. Sivilleşme süreci bu katmanı bir ölçüde kırmıştır.

İkincisi, özellikle 28 Şubat döneminde tahkim edilmiş olan yönetmelik ve protokoller katmanıdır. Sivilleşme süreci bu ikinci kademeye hemen hiç ulaşmamıştır. Bu noktada mesele karşımıza, devlet iç işleyişinin, sivil asayiş alanının askerîleştirilmesi olarak çıkar.

28 Şubat bir anlamda askerin topluma, polise, mülki amirlere güvensizliğini ve bu güvensizlik üzerine yapılanmasını ifade eder.

28 Şubat süreci Başbakanlık Kriz Masası gibi yönetmeliklerle devlet işleyişini askerileştirerek siyasete, sivil kurumlara ve topluma olan güvensizliğe karşı, "militan, aktif, müdahale edici" garip bir militan demokrasi anlayışı hayata geçmiştir.

Bunun temel aracı da EMASYA'dır.

Türk Silahlı Kuvvetleri iç güvenlik doktrinini bu protokole göre yapılandırmıştır. Tedbir alma gerekçesiyle asker merkezli fişleme, istihbarat ve operasyonlar böyle yaygınlaşmıştır. 2001 yılından 2007 yılına kadar birçok gelişmede karşımıza EMASYA yapılanması çıkmıştır.

EMASYA'nın kaldırılacak olması 28 Şubat'ın Türkiye toplumu üzerinde bıraktığı tortuların sonuncusunun da bitmesidir.

Malum tortular sadece 28 Şubat'a ait değil.

Kökler daha derinde, özellikle 12 Eylül'de...

Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, MGK Kanunu'nda yer alan milli güvenlik tanımı, jandarmayı mülki amir denetiminden uzak tutan yönetmelik eksikliği, kazınması gereken diğer önemli tortulardır.

Türkiye'nin ilk meselesi askeri otoriteyi siyasi karar alanının dışına itmek olmalıdır.

İkinci mesele ise, tüm demokratik ülkelerde olduğu gibi askeri alanın ve faaliyetlerin sürekli ve etkili sivil denetimidir...

"EMASYA protokolü diye bir şey olamaz, olmayacak" dediği gün Erdoğan, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ve anayasanın değişeceğini de söylüyordu. Ve ekliyordu: "Anayasayı da millete götürelim".

Hedef bu olmalıdır...

yenişafak



Bu yazı 1,012 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Eylül 2012 Sorgulama vakti...
    • 28 Ağustos 2012 Kürt sorununda yeni safha...
    • 25 Ağustos 2012 Kürtlerin şiddeti...
    • 30 Haziran 2012 Anter'in katili yaşlanmış mı?
    • 12 Mayıs 2012 Solun şiddetle hesaplaşması
    • 3 Mayıs 2012 Yeni Türkiye'nin doğum belgesi...
    • 21 Şubat 2012 Dink davası ''sil baştan''...
    • 18 Ocak 2012 İkinci cinayet zamanı
    • 17 Ocak 2012 Hrant'a sözüm var...
    • 21 Aralık 2011 Soykırım ve yasa
    • 3 Aralık 2011 Dönme dolap...
    • 30 Eylül 2011 Yazıcıoğlu ve jandarma...
    • 8 Eylül 2011 Aydının şiddetle sınavı...
    • 1 Ağustos 2011 İstifaların anlamı ve yarını: Pek iyi...
    • 28 Temmuz 2011 Parlamentoda bir terörist...
    • 5 Temmuz 2011 Futbolda temizlik, ülkede temizliktir
    • 10 Haziran 2011 Yeni CHP ha! Hadi oradan...
    • 24 Mayıs 2011 MHP'de yaşananlar ve perde arkası
    • 19 Mayıs 2011 Askere ''leş'' toplatmayan generaller iş başında
    • 19 Nisan 2011 Militarist-ulusalcı batak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,788 µs