En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Ben korktum bu yargıçtan!



Muhammet Önder Tekin... Danıştay Tetkik Hâkimi imiş... İsmini ilk kez duyuyorum. Ama galiba bundan sonra daha sık duyacağız.

Değerli Hâkim Muhammet Önder Tekin, eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun “güvensizlik” nedeniyle liste dışı bırakıldığı Genel Kurul’da, YARSAV Genel Sekreterliği’ne seçilmiş.

Hayırlı olsun...

Daha önce de, “Genel Sekreter” sıfatıyla bazı açıklamalar yapmıştı ama, bunlar pek dikkat çekici değildi. Ya da Muhammet Bey’in açıklamalarına biz yeterli dikkati veremedik. Neyse...

Dün bir açıklama daha yaptı...

Bir hukukçudan, bir yargıçtan, bir meslek kuruluşu mensubundan duymaya alışık olmadığımız türden, sert, öfkeli, (militan tavırlı demek istemiyorum), “dik duruşlu” bir açıklama.

Kızıyor Muhammet Bey...

Her şeye kızıyor.

İktidara, siyaset kurumuna, bir kısım yargıya, medyaya, Ergenekon soruşturmasına. Her şeye...

Bazı konularda haklı... “Hukuk devletinde tutuklama bir önlemdir ve asla ceza niteliğine bürünmemelidir. Tutukluluğun devamında sürenin azlığına değinilmesi ise sadece ve sadece tutuklamanın bir ceza olarak kabul edildiğine delalet edebilir”  cümlesi, sanırım, pek de itiraz görmeyecektir.

Muhammet Bey bazı şeylere kızarken, “kızılması iktiza” bazı konuları da, niyeyse, es geçiyor.

Mesela, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’i aramış olmasını eleştiriyor, ama İlhan Cihaner’in gözaltına alınması sırasında HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek’in aynı Cihaner’i ve aramayı gerçekleştiren savcıyı aramasını hiç sorun yapmıyor... “Gizli tanık” uygulamasını anayasaya aykırı buluyor, ama “anayasaya aykırı” olarak elde edilmiş gizli tanığa yönelik ana muhalefet partisi CHP’nin özel ilgisinden hiç rahatsızlık duymuyor.

Muhammet Bey, birçok konuda, bir önceki başkan Ömer Faruk Eminağaoğlu gibi düşünüyor.

En az onun kadar celadetli...
İtiraz kalemleri de Eminağaoğlu’nunkilere benziyor...

Mesela, Türkiye’de uzun zamandan beridir “anayasal yargı erkine karşı planlı, kapsamlı ve dozu artan oranda yıpratma, kuşatma ve egemen olma çabalarının sürdürüldüğünü” iddia ediyor.

Bunu kim yapıyor?

Muhtemelen siyaset kurumu...

Eminağaoğlu da siyaset kurumundan şekvacıydı...

Bir Başbakan’a sallıyordu... Dönüp, bir parlamentoya... Bir bakanlara... Bir Cumhurbaşkanı’na...

Herkes payını alıyordu söylediklerinden.

Muhammet Bey daha da öteye geçiyor, “siyaset kurumunun hesaplaşmasının sadece sandıkla olamayacağını” söylüyor.

Nasıl mı?

Buyurun okuyalım: “Hiç kimse bize, siyaset kurumunun hesaplaşmasının sadece sandıkta yapılacağı gibi çağdışı bir anlayışı dayatmaya kalkmasın. Bugün millet iradesi diye ortaya çıkanlar, bağımsız yargıyı yok etme girişimi ile demokrasiye verdikleri telafisi imkânsız zararların her seçim döneminde sandığa giderek hesabını verebileceklerini mi sanıyorlar?”

Sizi bilmem ama, ben korktum bu açıklamadan.

Ne demek istiyor Muhammet Bey?

Siyaset kurumunun hesaplaşması sandıkta olmayacak da, nerede olacak?

Memlekette (ve bu arada yargıda) ne olup biteceğine parlamento karar vermeyecek de, kim karar verecek?

Muhammet Bey’in, konuşmasının sonunda, “Cübbelerimizi çıkarmamızı isteyenler, YARSAV cübbesine daha sıkı sarılacağımızı bilmeliler” şeklinde bir meydan okuyuşu var ki, bütün korkularımıza tuz biber ekiyor.

Bütün mesele de bu zaten...

Hukukçunun kuşanacağı şey “hukuk cübbesi” mi olmalı, YARSAV cübbesi mi olmalı?

star



Bu yazı 2,028 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,263 µs