En Sıcak Konular

Taha Akyol


Taha Akyol
0 0 0000

Bahçeli tarzı siyaset



MHP lideri Bahçeli’nin salı günkü grup konuşmasında üç önemli konu vardı... Önce, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’la Belediye Meclisi üyesi Mustafa Tuncer’i istifaya davet etmesi...
Şehirleşen bir toplumda arazi rantının nasıl korkunç vurgun kaynağı haline geldiğini gösteren bir ‘örnek olay’dır bu. Belediyelerde yüksek bir ahlaki titizlik, tam bir şeffaflık ve denetim olmazsa, rant milyarderi olmanın nasıl kolay olduğunun da bir örneğidir bu.
Bahçeli bu yüksek ahlaki titizliği göstermiştir, sözleri şöyle:
“Uzun yıllardan beri Adana Belediyesi’nde beraber görev yapan bu şahısların birbirleri hakkında isnat ettikleri suçlar, MHP’nin asla kabul edemeyeceği ahlaki alanlardır. İstifa etmelidirler.”
Halbuki fırsatçı bir lider, bu rant kaynağından “davaya yardım” yahut “seçimler için partiye katkı” falan isteyebilirdi! Hayır, Bahçeli ahlaki titizliğiyle “dava”sına daha büyük manevi destek kazandırmıştır. Kutluyorum. Tabii nihai kararı yargı verecek.

Taş atan çocuklar
Bahçeli’nin konuşmasındaki diğer önemli konu “suça itilen çocuklar”dı. Bahçeli’nin ortaya koyduğu politika şu:
“Bugün çocukken polise taş atanın, yarın büyüyünce Mehmetçiğe kurşun atmayacağından emin olacak bir çözüme, şayet ikna olursak elbette ki yanında yer alacağız.”
Peşinen reddetmek yerine kapıyı açık tutmasını olumlu buluyorum. Bahçeli’nin kaygısı haklıdır fakat bu garantiyi kimse veremez.
Mesele şudur: ‘Taş atan çocuklar’ yıllarca ceza evinde kalırsa ‘ıslah’ mı olacaklar, yoksa daha da bilenmiş mi olacaklar?!
Peki, çocuklar için uyarıcı olacak ama hayatlarını da yakmayacak, çıktıklarında hayata sarılmalarına imkân verecek nitelikte bir yaptırım uygulanması daha yararlı olmaz mı?
Ben ikincisini düşünüyorum.
Asıl düşünmemiz gereken, çocuk yaşta militanlaşmış bir neslin gelmekte olmasıdır. “Etnik milliyetçilik” çok zor bir sorundur.

Dış politikada dil
Bahçeli’ye göre Haçlı seferleri bin yıldır devam ediyor ve “Türk milleti her yönden kuşatılmaya çalışılıyor...”
‘Soykırım’ tasarılarına karşı büyükelçilerimizi çağırmak yeterli değildi...
Peki ama, bir sorun çıktığında ilişkilerimizi tümden bozarsak, o ülkeyle olan ortak çıkarlarımızı kendimiz tahrip etmiş ve orada Türkiye’nin önemini savunanları da itmiş olmaz mıyız?!
Atatürk, Erzurum ve Sivas kongrelerinde bildirilere İngiltere’yi suçlayan ifadelerin girmesini engellemişti. Kendisi bir tek defa “en alçak düşman İngiltere” demiştir, o da 16 Mart 1922 günlü gizli oturumda!
Çünkü hem cepheyi daraltmak hem İngiltere’de gelişen savaş karşıtı muhalefeti Türkiye lehine etkilemek istiyordu. Başarılı da olmuştur.
Her milletin diplomasi tarihinde böyle örnekler çoktur.
Bugün Avrupa’da yapılan PKK operasyonları kötü mü? Avrupa ile yoğun ilişkilerimizin ve ABD katkısının bundaki rolünü görmemek mümkün mü?
Bahçeli dış politika söylemine hâkim olan “düşman” kavramının yanında bir de “ilişkileri geliştirme” boyutunu eklemelidir. Çağımızda birçok diplomatik sorun, hatta ‘düşmanlık’ bile bu yolla çözülüyor.
Başbakan Erdoğan’ın “Kaçak yüz bin Ermeniyi çıkarırız” sözünü de yanlış buluyorum. “Türkiye’de yüz bin Ermenistanlı kaçak çalışıyor, mutlular, birbirimizi seviyoruz; soykırım diyerek araya nifak sokmayın” gibi bir söz daha etkileyici olmaz mıydı?

milliyet




Bu yazı 1,017 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 7 Kasım 2011 KCK ve hukuk
    • 30 Temmuz 2011 Afrika kampanyası
    • 29 Temmuz 2011 Stalinist milliyetçilik!
    • 22 Temmuz 2011 AKP’li bakan İnönü’yü övüyor
    • 20 Temmuz 2011 ‘Makas açılıyor’
    • 18 Temmuz 2011 Totalitarizmi eleştirmek
    • 12 Temmuz 2011 Anayasa da böyle yapılır
    • 7 Temmuz 2011 ‘Usta’ kabine
    • 1 Temmuz 2011 CHP Meclis’e
    • 27 Haziran 2011 Anayasa yapmak
    • 7 Haziran 2011 AKP, CHP, MHP uzlaşır mı?
    • 30 Mayıs 2011 Kürt meselesi nereye?
    • 27 Mayıs 2011 Hukuk ve yargı açısından 27 Mayıs
    • 26 Mayıs 2011 Proje savaşı
    • 19 Mayıs 2011 Ergenekon ve PKK
    • 12 Mayıs 2011 Demirel ve CHP
    • 11 Mayıs 2011 MHP
    • 18 Nisan 2011 2023 Vizyonu
    • 2 Nisan 2011 ‘Bizden yana adalet!’
    • 25 Mart 2011 Türkiye’nin rolü?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,365 µs