En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

Darbeci generaller nükleer bombalara el koyarsa? (*)



Emekli Büyükelçi Taner Baytok’un ülkemizde bulunan nükleer silahlara ilişkin açıklamaları, bu kadar ‘flash’ haberin döndüğü zamanda hayli yer bulabildi medyada.

Tabii yorumlanarak değil.. Kopyalanıp, yapıştırılarak.

Tüm gazeteler-genellikle ufak da olsa-gördü Baytok’un açıklamalarını.. İzleyebildiğim kadarı ile iki gazete birinci sayfasına aldı.. Haber siteleri ise hallice verdi.

Her iki memba arasında içerik açısından önemli farklar da oldu!

             *   *   *

Baytok bu konular için yetkin bir isim. Kariyeri bu hakkı ona veriyor.

Ancak internet ortamında haberi aktaranların söylediği gibi; ne Türkiye’de bulunan nükleer varlık hakkında konuşan ilk kişi ne de nükleer silahları doğrulamasına gerek var.

Çok söylendi, yazıldı bunlar. (Sözlerim Baytok’a değil. Haberi bilmeden ‘köpürtenlere’.)

Ne haber sitelerinde ne de gazetelerde “tırnaklı” yazılmadığı için, Baytok’un ağzından mı çıkmış, yoksa kulaktan dolma gazeteci bilgisi mi bilmiyorum.. Ama ortada bir “100” rakamı dolaşıyor.

Yani Türkiye’de 100 adet taktik nükleer silah bulunuyormuş…

Ben de kendi bildiğim rakamları yazayım…

ABD’ye ait 480 nükleer silah Avrupa’da bulunmakta.

Örneğin Almanya en çok nükleer varlık barındıran ülke (150).

Türkiye’de ise 90 adet bomba bulunmakta.

Taner Baytok işte bu silahların İstanbul’da bulunduğunu söylüyor ki, gerçekten huzursuz edici bir iddiadır.

Ancak bu bilginin kaynağını bilmiyoruz. Yeni bir bilgi ama Taner bey dipnot düşmemiş.

Bu durumda bilginin geldiği yer için ancak tahminde bulunabiliriz.

1) Bizatihi kendi bürokratik tecrübelerinden beslenmektedir, 2) Barack Obama’nın nükleer silahlara ilişkin bildik politikalarını analiz ederek güçlü kestirmelerde bulunmuştur, 3) Eski veya yeni bir kaynağı vardır.

Ama herhalükârda Sayın Baytok milyonlarca kişiyi ilgilendiren bilginin kaynağını-mümkün ise-kamuoyuyla paylaşmalıdır.

Çünkü bu bilginin doğru olmama ihtimali var…

Yani 100 dersiniz 90 çıkar önemli değil ama İstanbul derseniz ve İncirlik çıkarsa, insanların neden kaygıya sürüklendiği sorgulanır.

Peki neden İstanbul?..

Baytok amacın; “sıcak sulara inmek isteyen SSCB’ye karşı” biçiminde açıklıyor.. Katılmak mümkün gözükmüyor.

Eski bilgi… Öyle ise dahi çoktan taşınmış olabilirler.

Amerikan bombalarının 300 tanesi Sovyetler’e karşı Kuzey Avrupa’ya zaten yerleştirilmişti.

Güney Avrupa’daki 180 silah ise (İtalya 90 adet.) Ortadoğu bölgesinden kaynaklanacak riske yönelikti.

Bu durumda İstanbul'a konuşlandırılmalarına ihtiyaç var mı?

Üstelik ABD tarafından nükleer tehdit sıralamasında ilk sırada bulunan İran’a en yakın ve tek NATO üssü de İncirlik.

Aslında Baytok’un da bu konudan emin olmadığını düşünüyorum..

Hürriyet’teki haberde şöyle ifadeleri var: “Sovyetler eğer Türkiye’ye girme planı yapmışsa, ses getirici en stratejik yer olan İstanbul Boğazı’nı tercih etmiştir. Bu nedenle silahlar sanıldığı gibi İncirlik’te değil, İstanbul Boğazı’na yakın bölgelerde. İstanbul da olur, Sinop da.

Hürriyet’in internet sitesinde bu bölüm hiç yok.

Yok ama orada şu cümleler var; “İstanbul’da 12 milyon kişi nükleer bombaların üzerinde oturuyor. Bir patlama anında, silahlar boğazın altını üstüne getirecek güçte.”

Garip.

             *   *   *

“İstanbul veya Karadeniz’de bir yerde” bilgisinin zamanı da önemli.. Zira kimi Amerikan kaynakları 1990’lı yılların ortalarında Türkiye’deki nükleer bombaların ana üsse, yani İncirlik’e çekildiğini söylüyor.

Ama bahsedilen şehirlerden değil; Akıncı (Mürted)  Hava Üssü ve Balıkesir’den.

Bu taşıma işleri 1998 yılında tamamlanmış ve İncirlik 90 adet B-61’e ev sahipliği yapmaya başlamış.

Zaten Türkiye’nin ulusal üslerinde nükleer silah bulundurma işinden hoşlandığını söylemek de zor.

Tersine, İran ve Irak konularında Ankara’nın hislerini bilen ABD’nin de bu silahları İncirlik’te depolamayı yeğ tutacağı da kestirilebilir.

 Türkiye’deki nükleer varlığın hatırlanışı; ABD’nin nükleer silahlara ilişkin müstakbel politikaları, Türkiye’dekileri geri çekeceği haberleri, ve işte nihayet bu tartışmalarla oldu.

Yani bir eş zamanlama var.

Baytok’un bize bir mesajı olmalı ama ne?

‘İstanbul’un altı nükleer bomba’ diye başlık attığınızda kimse devamındaki şu satırları okumuyor..

“Nükleer silahlar konusunda alınan tek hükümet kararı 1972 tarihini taşıyor. Kararda, gereği olmadığı taktirde Türkiye’deki nükleer silahlar konusunda hiçbir değişiklik yapılmayacağı yer alıyor. Bunun anlamı da şu; ne yeni nükleer silah isteriz, ne de eskileri veririz…”

Burada bir ‘mâna’ var ise, “12 milyon kişi nükleer bombaların üzerinde, patlarsa Boğazın altı üstüne gelir” mealindeki cümlelere gerek yoktu.

(*) Başlık, “Turquıe Diplomatique’nin” 15 Mart - 15 Nisan tarihli nüshasından alınmıştır. Sayı: 14, Say: 1, 36, 37. Bu çalışmada ABD Doğal Kaynaklar Savunma Konseyi Nükleer Silah Planlama Uzmanı Hans M. Kristensen’in gayet öğretici bir raporu yer almaktadır. Bu yazımda hayli faydalandım. Sayın Baytok’a da tavsiye ederim. Özet raporun devamında bu sefer Turquıe Diplomatique tarafından kaleme alınmış, “Türkiye’de darbeci generaller nükleer bombalara el koyarsa ne yapacağız” başlıklı bir diğer çalışma sunulmuş. Başlık her ikisinin ortak çatısı yapılıp, manşete taşınmış. Bu söz Amerikalılar’a ve tarihi de 27 Mayıs darbesinden sonraya ait. ABD Dışişleri Bakanlığı Toplantı Zaptı’ndan alınmış.



Bu yazı 3,430 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,242 µs