En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Uyku apnesi teşhisi ve tedavisi



Uykuda Solunum Durması Sendromu düşünülen hastalar, akciğer ve kalp muayeneleri dışında mutlaka kulak-burun-boğaz uzmanı tarafından da değerlendirilmelidir. Bu şekilde üst solunum yollarında hava akımını kısıtlayan bademcik, geniz eti, dil ve küçük dilde büyümeleri gibi anormallikler saptanır.

Uyku apnesi ile karışabilecek ya da onunla beraber bulunabilecek uyku sorunları için bir psikiyatri uzmanın da görüşleri alınmalıdır. Depresyon teşhisi ile tedavi gören pek çok uyku apneli hasta olduğu unutulmamalıdır. Bazı hastaların ise kas hastalıkları bakımından nöroloji uzmanınca da muayenesi gerekir.

Hastalığın tanısında altın standart yöntem uyku laboratuarlarında yapılan polisomnografidir. Bu yöntem sayesinde, apnelerin tipi, süresi, sıklığı, uykunun hangi döneminde ortaya çıktığı gibi özellikler belirlenir.

Polisomnografi ile hastanın uyku sırasında beynin, çene ve bacak kaslarının, gözlerin ve kalbinin işlevleri EEG (elektroensefalografi), EMG (elektromiyografi), EOG (elektrookülografi) ve EKG (elektrokardiografi) yapılarak izlenir. Ayrıca,  burundan hava akımı, trakeada solunum sesleri, kanda oksijen yoğunluğu ve göğüs duvarı ile karın hareketlerinin de kaydedilmesi gerekir.

Üst hava yollarındaki bozuklukların görüntülenebilmesi için uygulanan radyolojik yöntemlerin başlıcaları akciğer röntgeni, sefalometri, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonanstır. Akustik refraktometre ile üst solunum yollarındaki çaplar ölçülebilir.           

Birçok hastada kırmızı kan kürelerinin sayısı artmıştır. Bazı hastalarda solunum fonksiyon testlerinde anormallikler olabilir.            

İlerlemiş hastalığı olanlarda arter kanında oksijen basıncı azalmış, karbon dioksit basıncı artmış olarak bulunabilir.

TEDAVİ HAYAT KURTARICI         

Tedavide ilk yapılması gereken risk faktörlerinin ortadan kaldırılması ya da azaltılmasıdır.

Obez hastaların mutlaka kilo vermeleri sağlanmalıdır. Bunu diyetle ve egzersizle başaramayan hastalarda cerrahi yöntemler de denenir. Hormon bozukluğu olanlarda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Yatma pozisyonunun düzeltilmesi: Hastaların sırtüstü yatmaları engellenmelidir. Bu amaçla kullanılan özel yastık ve yataklar da varsa da, hastanın sırtına pijamasının altına bir pinpon topu konması da sırtüstü yatmayı engelleyebilir.

Sigara içilmemelidir. Sigara üst solunum yollarında kanlanmayı artırarak buraların daha da daralmasına yol açar.

Alkol ve sakinleştirici ilaçlar da apneyi artırdığı için kullanılmamalıdır.

Bazı hastalarda solunum sistemini uyararak apnelerin azalmasını

sağlayan ilaçlardan yarar elde edilebilir. Solunum stimülanı ismi verilen ve bu amaçla kullanılan pek çok ilaç vardır, ancak bunların etkileri çok sınırlıdır. Bazı özel durumlarda oksijen tedavisi de etkili olabilir.

Bu hastalarda en çok etki gösteren tedavi yöntemi, özel bir maske aracılığı ile ve burun yoluyla solunum yollarına pozitif basınç uygulanmasıdır. Buna kısaca CPAP ismi verilmektedir. Bu şekilde, oda havası sürekli olarak pozitif basınçla verilerek solunum yollarının açık kalması sağlanır. Basınç yüksekliği 5-15 cm H2O arasında olup uyku laboratuarında elde edilen verilere göre ayarlanır. KOAH’ lı hastalarda nefes alırken ve nefes verirken farklı basınçlar sağlayan sistem ise BPAP adıyla bilinir.

CPAP oda havası ile uygulanabileceği gibi oksijen basıncı yeterince yükselmeyen hastalara oksijen verilmesi de gerekebilir.

Birçok hastada maskeye uyum sorunu sağlanır, ancak ısrar edildiğinde maskeyi doğru şekilde kullanmayı öğrenirler. Maskeye uyum sağlayan hastalarda tedavinin etkinliği hemen ortaya çıkar.

Hafif olgularda, basit horlamalarda ve CPAP tedavisini başaramayan hastalarda, dili ve alt çeneyi öne doğru çekerek üst hava yollarındaki tıkanıklıkları gideren ağız içi aygıtlar kullanılabilir.            

CERRAHİ GİRİŞİMLER DE GEREKEBİLİR

Bu amaçla uygulanan çeşitli cerrahi girimler var.

Solunum yollarındaki tıkanıklığın ortadan kaldırılması: Büyük bademcik ve geniz etinin alınması ve burun kemiğindeki eğriliğin düzeltilmesi bazı hastalarda, özellikle de çocuklarda çok etkilidir.

Küçük dilin kısaltılması: Az sayıda hastada tek sebep küçük dilin uzun ve/vaya kalın olmasıdır. Bu hastalarda küçük dilin kısaltılması etkili olabilir.

Somnoplasti: Yumuşak damağın ve küçük dilin radyofrekans dalgaları kullanılarak küçültülmesi işlemidir. Muayenehane şartlarında da uygulanabilen bu teknik sadece hastalığın hafif olduğu durumlarda etkilidir.

UPPP: Kısaca UPPP denilen bu girişimin amacı küçük dili kısaltmak ve yutak etrafındaki yumuşak dokuları çıkararak solunumun daha rahat olmasını sağlamaktır. Bazı hastalarda ise dil kemiğinin yerine doğru şekilde yerleştirilmesi de etkili olabilir.

Trakeostomi: Ana nefes borusuna bir delik açılmasıdır. Günümüzde artık fazla uygulanmayan bir yöntemdir, çünkü birçok komplikasyonu vardır.



Bu yazı 3,439 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,707 µs