En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Türkiye Batı'dan kopuyor mu: 'HAVET'



"Türkiye Batı'dan kopuyor mu?" sorusunun en yüksek perdeden sorulduğu günlerdeyiz. Türkiye'nin Brezilya'yı da yanına alarak kurduğu 'savaşsız ve yaptırımsız oyun planı' Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nden (GK) döndü; Türkiye ile Brezilya 'Hayır' oyu kullandıysa da güçleri daha ötesine yetmedi.

Kimileri Türkiye'nin 'Evet' bloku içerisinde yer almamasını "Batı'dan kopuş" olarak görme hevesinde...

1 Mart (2003) tezkeresi öncesi ve sonrasında da benzer yakıştırmalar dinlemiştik; Irak'ı işgale kararlı ABD'nin istediği kolaylıklara karşı çıkarak, Türkiye, o zaman da Batı ülkelerinden farklı bir tavır takınmıştı. Sonrasında meydana gelen gelişmeler herkesin gözü önünde yaşandı.

"Türkiye Irak batağından uzak durmalı" tezini savunanların dedikleri birer birer gerçekleşti: Irak'ta bir milyondan fazla insan hayatını kaybetti... Dört milyon Iraklı ülkesinden göçetmek zorunda kaldı... ABD trilyonlarca dolar harcadı ve bir an önce bataklıktan kurtulmaya çabalıyor...

Bizim ülkemiz o yanlış tablonun içerisinde yer almadığı için itibarını artırdı.

İran'ı silâhla veya yaptırımlarla dize getirme projesi de yanlıştır; bölgedeki dengeler ancak Türkiye'yi daha ön plana çıkartacak ve düğümleri çözebileceği bir konumu ona sağlayacak formüllerle sağlıklı bir zemine oturtulabilir.

Geriletilmesi gereken ülke İsrail'dir bölgede; bugünkü haliyle İran'ı fazlaca önemsemek hatadır.

Sözün kısası şu: GK'da İran'a uygulanacak yaptırımlara karşı çıkmakla Türkiye, kendisi için belirlediği konuma uygun davranmış oldu; bugün bu davranışı eleştirenler yarın Türkiye'nin bu sayede artan manevra kabiliyetinin ürünlerinden yararlanacaklardır.

Tıpkı Türkiye'nin 1 Mart tezkeresine 'Hayır' demesi sayesinde elde ettiği itibarın bugün işe yaraması gibi...

Kendi ülkesinin çıkarından çok başkalarının ne diyeceğini önemseyenler hiç merak etmesinler: GK'da yaptırımlara 'Hayır' dediği için Türkiye Batı'dan kopmuş olmadı. Ancak bir başka alanda Türkiye fena halde dünyanın gittiği istikametten kopuyor ve bu kopuş Ak Parti hükümeti için çok ciddi sonuçlara yol açabilir.

Anlaşılmaz bir yanlış tutum yüzünden, AK Parti tarafından en başta belirlenmiş ülkemizi bir 'bilişim toplumu haline getirme' idealini kaybediyor Türkiye... Yargının internete uzanan kolu her geçen gün biraz daha uzuyor ve yargıdan gelen yanlışlara hemen her konuda 'yanlış' diyebilen hükümet, bu konuda yargıya alkış tutuyor.

Çağdaşlık yolundan sapmanın hükümetin tercihi mi olduğu kuşkusu buradan doğuyor.

En son örnek, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın internet kullanıcılarının ağzının payını verdiği 'Google'u engelleme ayıbı' vesilesiyle yaşandı. Atatürk hakkında Türklerin yanlış düşünmelerini önlemeye yarayan, buna karşılık bütün dünyanın aynı tezviratı görüp dinleyebildiği You Tube'a erişim yasağı, birilerine 'Google' ile uğraşma fırsatı da vermişe benziyor. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı Türkiye'nin uluslararası internet ağına erişimini bu yolla yavaşlatıverdi.

Sebebi şu: Google yasaklı You Tube'un IP adreslerini paylaşmaktaymış...

Hangi sebeple olursa olsun, halkın yarıya yakınının günlük kullanımına giren internetin böylesine sudan gerekçelerle engellenmesi Türkiye'yi çağdaş toplum olma beklentisinden süratle uzaklaştırır.

Güvenlik Konseyi'nde konulan tavır yüceltir, internete tavır ise küçültür.

yenişafak



Bu yazı 1,243 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,073 µs