En Sıcak Konular

Taha Kıvanç


Taha Kıvanç
0 0 0000

Sırlar diyarı Afganistan'dan son notlar



Geçen gelişim biraz asker tarzı olmuştu. "Biraz" dememe bakmayın, Brüksel'deki NATO karargâhında bütün gazetecilere birer kamuflaj üniformasıyla asker kaskı dağıttılar ve Afganistan'da sürekli onları giymemizi istediler. Vardığımızda gösterdikleri yataklar da asker koğuşundaydı.

NATO Başkomutanıyla birlikte seyahat eden gazetecilere uygun görülen kisve ile yaşam tarzı buydu.

Bu defa serbestçe dolaşma umuduyla geldim Afganistan'a, kimse özel bir kıyafet giymemi istemedi, bizdeki beş yıldızlılardan farksız bir uluslararası otelde kaldım; ancak bu defa burnumu bile dışarıya çıkartmam mümkün olmadı. Kabil'de kaldığımız ilk gün iki kez dışarıya çıktım; ikisinde de istikamet Türkiye Büyükelçiliği oldu ve olağanüstü güvenlik tedbirlerini hissede hissede bomboş sokaklardan geçerek menzile ulaştım.

Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliği rezidansı buranın en muhteşem ikametgâhı... Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk ile Emanullah Han arasında kurulan dostluk sayesinde toprağı Türkiye'ye bağışlanan ikametgâh, uçsuz bucaksız bir bahçeye sahip. Yemyeşil uzanan bahçe içerisinde bir misafirhane var ve savaşın ilk yıllarında, henüz lüks otelden mahrum olan Kabil'de, pek çok yabancıyı da konuk etmişti misafirhane. NATO'nun sivil temsilcisi olarak atandığında Hikmet Çetin de orada kalıyordu.

Mezar-ı Şerif Afganistan'ın kuzeyinde bir eyalet. Kabil'e konferansa gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Özbekler ile Türkmenlerin yoğun yaşadığı bu bölgeyi de programına aldırtmış. "Ben" dedi Davutoğlu, "Gittiğim ülkelerde bizim için özelliği olan bir bölge varsa, hangi amaçla gidersem gideyim, o bölgeyi de ziyaret programına koyduruyorum."

Şibirgân/Cevizcan savaştan etkilenmiş etkilenmesine, ancak gündelik işlerin mümkün olduğu kadar etkiden uzak yürüdüğü bir merkez. Mevlana Celalettin Rumi'nin doğum yeri olan Belh'e de çok yakın. Türkiye hayatının büyük bölümünü Konya'da geçirmiş Mevlana'nın doğduğu evi şimdiki harabe halinden kurtarmak için yapılmış bir projeyi destekliyor.

Sovyet işgali sırasında yerlerini yurtlarını terk ederek ülkemize sığınan Özbek ve Türkmenler evlerine dönmüşler. Heybetli yerel giysiler içerisinde kalabalığa karışmış nice Özbek genci ve aksakalı mükemmel Türkiye Türkçesiyle konuşuyordu. Aynı biz görüntülü bir grupla karşılaştım Cevizcan'da, sözcüleri "Biz Tokat'lı Özbekleriz" dedi bana.

Cevizcan Valisi Alim Sayi de eğitimini Türkiye'de almak üzere savaşın en koyu günlerinde yurtdışına gönderilmiş gençlerden. Bakan Davutoğlu'nu konuk ettiği Vali Konağı'nda halka konuşurken yerel dille hitap etti, tercümeyi profesyonel çevirmene bıraktı; ancak tercümedeki aksaklıkları düzeltmeden de duramadı Vali Sayi.

Türkiye'nin yurtdışına uzanan ekonomik ve teknik yardım kolu TİKA'nın Cevizcan'da da bir merkezi var. TİKA, Amerika'nın USAID örgütünün bir zamanlar Afrika ve Üçüncü Dünya ülkelerinde üstlendiğine benzer bir işleve sahip; ama bulunduğu her yerde, seçkin elemanlarıyla ülkenin kalkınmasına bilfiil katılıyor. Başka benzer örgütlerin 'miş gibi' tavırlarına karşılık, TİKA elemanları, tam bir gönüllü seferberlik neferi gibi çalışıyor.

Afganistan'ın kuzeyinde Türkiye'nin resmen veya çeşitli sivil toplum örgütlerinin girişimiyle hizmete açtığı okulların sayısı 40'a yaklaşıyor. Vali Sayi'nin verdiği öğle yemeğinde bizlere hizmet eden genç de Türkçe eğitim görenlerdendi. Okul hizmeti o kadar yaygın hale gelmiş ki, Ahmet Davutoğlu'nu karşılayan gruplar arasında değişik okul projelerinde görev alanların birbirlerini tanımadıklarını keşfettim.

Burası Abdürreşid Dostum'un bölgesi. Türkiye'de iyi tanınan Dostum'un taraftarları ellerinde pankartlarla her yerde karşımıza çıktı. Kendisi biraz rahatsızmış, Bakan Davutoğlu'yla ilgilenenler arasında kardeşi Kadir Dostum ön plandaydı. Görebildiğim kadarıyla Afganistan'da barışa ulaşmayı amaçlayan yeni dönem ülkenin kuzeyinde de yeni siyasi liderler ortaya çıkartmaya başlamış.

Her yerde yakında yapılacak Meclis seçimlerine katılacak adayların kocaman posterleri var. Sadece Kabil'de değil Cevizcan'da da... Nedense garip bir sistem benimsemiş Afganistan: Partiler kurulmasına kuruluyor, ama seçimlere partiler değil adaylar katılıyor ve seçmenler çarşaf liste içerisinden tercihte bulunuyor. Böylece partiler değil adaylar önemli oluyor ve herkes seçmene kendisini beğendirme yarışına giriyor.

Neden böyledir, neden partileri güçlendirmek düşünülmüyor, kimse bu soruların cevabını bilmiyor.

Mezar-ı Şerif'ten Cevizcan'a otomobille gidildi, helikopter yerine... Sebebi yolda anladık: Kum fırtınası eşliğinde ortalığı yorgan gibi kaplayan toz... Önünü görmeyi engelleyen tozlar arasından geçerken, heyetin bir kadın üyesi, "Bütün vücudu baştan ayağa örten 'burka' giyme âdetinin sırrını şimdi keşfettim" dedi.

Afganistan hâlâ sırlarla dolu bir ülke.



Bu yazı 1,235 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Eylül 2012 Hem okudum, hem de yazdım
    • 4 Eylül 2012 CIA başkanı neden geldi?
    • 16 Temmuz 2012 Vicdanım buna da elvermiyor
    • 2 Temmuz 2012 Suriye nasıl bir ülke, Suriyeliler nasıl insanlar...
    • 21 Mayıs 2012 Bir geziden ilk notlar
    • 15 Mayıs 2012 ‘Yeni CHP’ nihayet sözcüsünü buldu
    • 16 Nisan 2012 Hangi patron, hangi yönetici, hangi yazar içeri alınır?
    • 23 Mart 2012 Ben demedim, o dedi
    • 13 Mart 2012 Köşemi bugün Cumhurbaşkanı Gül’e bırakıyorum
    • 9 Mart 2012 TR325 kodadlı becerikli uzman...
    • 20 Şubat 2012 ‘Operasyon’ diye ben buna derim
    • 30 Ocak 2012 Davos’ta Türkiye dersi
    • 27 Aralık 2011 Bu yılın Cumhurbaşkanlığı büyük ödülü...
    • 12 Aralık 2011 Ak Parti üzerine hesaplar
    • 9 Aralık 2011 Gül vetoya ne zaman karar verdi?
    • 14 Kasım 2011 Kriz çıkaranlar gidiyor, ama yerlerine gelenler de yabancımız değil
    • 24 Ekim 2011 Kaddafi’nin son demleri...
    • 3 Ekim 2011 Dr. Sallaso’nun kunduzunun izinde
    • 29 Ağustos 2011 Ben meraklı bir insanım, özür dilerim
    • 26 Ağustos 2011 Bütün kepazeliklerin anasını açıklıyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,039 µs