En Sıcak Konular

Mahmut Övür


Mahmut Övür
0 0 0000

Kontrgerilla'dan Hatay Dörtyol'a



Hatay'ın Dörtyol İlçesi'nde dört polisin öldürülmesiyle başlayan olayların öncesinde yaşananlar hiç de görmezlikten gelinecek gibi değil.
Araştırma derinleştirilirse neler çıkacağını göreceğiz ama şu andaki bilgiler bile şüpheyi aşan bulgular içeriyor.
Çünkü olayda birden fazla karanlık nokta var. Polis katliamda kullanılan arabanın sahibi MHP Payas Belediye Meclis üyesi Bestami Kılıç, olayı önce şöyle anlatıyordu:
"Maden ocağından ayrıldıktan sonra 5 kişi otomobilimi durdurup gasp etti. Hepsi silahlıydı. Beni ormana götürdüler. 2'si benimle kaldı. 3'ü arabayı alıp gitti."
Bu anlatımda ilk bakışta bir sorun yok.
Arabası gasp edilen biri, olayın nasıl gerçekleştiğini anlatıyor. Ancak olayın öncesinde yaşananlar ortaya çıkınca işin rengi değişti.
Peki, ne olmuştu öncesinde?
Öncesini son yıllarda yazdığı haberlerle gündem belirleyen Taraf muhabiri Mehmet Baransu anlatıyor.
Baransu'ya göre Hatay İl Jandarma Komutanlığı'nın hazırladığı raporda; "Biri Jandarma İstihbarat Şube'de görevli Astsubay, ikisi Uzman Çavuş üç görevlinin Kılıç'a ait Kozludere yakınlarındaki maden ocağına giderek (aynı gün) saat 14.00-14.30 arası kendisiyle görüştükleri" bilgisi yer alıyor.
Bu kafa karıştıran bilgiler ortaya çıkınca ister istemez şu birkaç sorunun cevabı da merak ediliyor. Acaba üç Jandarma istihbarat personeli Bestami Kılıç'la niçin ve ne görüştü?
Görev emirleri var mıydı?
Bu görüşmeden kısa bir süre sonra Kılıç'ın rehin alınması bir tesadüf müydü?
O rehin alınırken, istihbaratçılar neredeydi?
Aslında bu soruları uzatmak mümkün...
Ancak bu olay bana 70'li yıllarda karşılaştığımız Kontrgerilla'yla sivillerin ilişkisini hatırlattı.
1978'de Bülent Ecevit başbakan olarak Sarıkamış'ı ziyaret ettiğinde Tümgeneral Sabri Yirmibeşoğlu ile Orduevi'nde bir yemek yedi.
Yemekte Özel Harp Dairesi hakkında bilgi almak istedi. Çünkü, kendisine de Çiğli Havaalanı'nda suikast yapılan Ecevit, o günlerde Özel Harp'a bağlı sivillerin toplumsal olaylarda yer aldığından şüpheleniyordu. Bu şüphesini Yirmibeşoğlu'na iletince şu cevabı aldı:
"Kuşkularınız yersiz"
Bunun üzerine Ecevit, şu soruyu sordu:
"Farz-ı muhal, buradaki MHP il başkanı, aynı zamanda Özel Harp Dairesi'nin sivil uzantısındaki gizli elemanlardan biri olamaz mı?"
Yirmibeşoğlu, kendinden emindi:
"Evet, öyledir ama kendisi çok güvenilir, vatansever bir arkadaşımızdır."
MHP yönetimi 12 Eylül darbesiyle hesaplaşmaya girer girmez o ayrı bir konu ama ortaya çıkan bu gerçeği göz ardı etmeyip mutlaka araştırmalı.

'Erbakan'ın eli uğurludur'
Saadet Partisi'nde sular durulmuyor. 11 Temmuz kongresinden yaralı çıkan Numan Kurtulmuş'u yere düşürmek için "Milli Görüş"ün kurucusu Erbakan ve Ak Saçlılar grubu ellerinden geleni esirgemiyor.
Olağanüstü kongre isteyerek Kurtulmuş'u bir kaşık suda boğmak istiyorlar.
Bunun böyle olacağı Erbakan'ın salona gelmesinden belliydi. Kongre salonundayken protokol sıralarını dolduran o Aksaçlılar grubunu uzun uzun izledim.
Erbakan 83 yaşındaydı. Ayakta zor duruyordu.
Yanındaki Recai Kutan, Şevket Kazan, Oğuzhan Asiltürk, Fehim Adak da ondan 3 veya 5 yaş küçüktü.
Yani hepsi 75 yaşın üzerindeydi...
Bu manzarayı görünce, "Bu ne hırs?" demekten kendimi alamadım. Saadet Partisi'ni, Demirel'in DP'yi alması gibi geri alsalar da sonuç değişmeyecek.
Yeni Türkiye'nin siyasi aktörü onlar değil, Numan Kurtulmuş olacak.
Erbakan ve çevresinin bu girişimini sorduğum deneyimli bir siyasetçi şöyle diyordu:
"Erbakan'ın eli uğurludur. Baksanıza daha önce bir başbakan çıkardı. Şimdi de yeni bir lider yaratıyor. İnsanların hırsı aklının önüne geçerse böyle oluyor..."
Peki, kongre ne zaman olur?
Kongre 12 Eylül referandumundan sonra olur ama o zamana kadar siyasette çok şey değişebilir.

sabah



Bu yazı 1,100 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 AK Parti kongresi ve Barzani
    • 28 Eylül 2012 AK Partili Babuşçu iddialı: Yüzde 55
    • 23 Eylül 2012 CHP'nin 'Balyoz' ikilemi
    • 20 Eylül 2012 Otobüste 200 er
    • 18 Eylül 2012 CHP günahlarından arınıyor
    • 11 Eylül 2012 CHP hâlâ derdini anlatamıyorsa
    • 1 Eylül 2012 Ya silah ya siyaset
    • 30 Ağustos 2012 CHP neden Kürt raporu yazamıyor?
    • 19 Ağustos 2012 Barışı kirletmemek lazım
    • 14 Ağustos 2012 Aygün'ün kaçırılmasında garip sorular
    • 10 Ağustos 2012 Diyarbakır'dan Şemdinli'ye bakmak
    • 24 Temmuz 2012 Üç CHP'li anlaşamıyorsa...
    • 19 Temmuz 2012 CHP'de 'maymuncuk liste' savaşı
    • 18 Temmuz 2012 CHP, zamanın ruhunu yakalar mı?
    • 17 Temmuz 2012 CHP kurultayı gölgede mi kaldı?
    • 8 Temmuz 2012 Siyasetin yeni aktörleri
    • 6 Temmuz 2012 CHP'de kurultay pazarlamacıları
    • 3 Temmuz 2012 Zana'nın demokratik yolu
    • 24 Haziran 2012 Uçak düşürme bir tuzak mı?
    • 19 Haziran 2012 Gülen'in kararı neyin sinyali?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,917 µs