En Sıcak Konular

Şamil Tayyar


Şamil Tayyar
0 0 0000

YAŞ krizini çözen rest



Başbakan Erdoğan, geçen yıl, uyumlu çalıştıkları ve Genelkurmay Başkanı sıfatıyla ilk kez şuraya katılacak Orgeneral İlker Başbuğ’a inisiyatif tanıdı, toplantıya pek ilgi göstermedi. Ancak, şura kararları siyasi iradenin güvenini incitici boyuttaydı. Albay Dursun Çiçek’in emekliliğine bile gerek görülmemişti.

Bu yıl, daha kararlı, inisiyatif üstlenen ve yasal haklarını arayan bir siyasi otoriteyle karşılaştık. Kamu bürokrasisinin askeri bölümündeki atama keyfiliği ortadan kaldırıldı, siyasi otorite denklemin etkin faktörü haline geldi.

Burada şaşırtıcı olan, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un kaybedeceği bir oyun planı üzerinden bilek güreşine tutulmasıydı. Oysa, başbakanı, cumhurbaşkanını çok iyi tanıyordu. Sanıyorum, duygularına yenik düştü.

Hesap hatası

Hükümet, şura öncesi Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül üzerinden mesajlarını çok net olarak iletti. Ergenekon, Balyoz, internet andıcı gibi dava ve soruşturma konularına adı karışmış generallerin terfileri ile 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanma önerisine kapalı olduklarını, hukuki gerekçeleriyle birlikte bildirdi.

Buna rağmen Başbuğ kumar oynadı, Hasan Iğsız’ın adını yazarak kararnameyi Milli Savunma Bakanlığı’na gönderdi. Kararnamenin başbakanlığa sunulması için Bakan Vecdi Gönül’ün inhası gerekiyordu. Hemen başbakanı aradı, tepkisi üzerine kararname bakanlıkta rafa kaldırıldı, başbakanlığa bile gönderilmedi.

Zirve karıştı, trafik yoğunlaştı, ama Başbuğ ısrarlıydı.

Asker cephesi

Kulislere yansıyan bilgilere göre, Başbuğ, dört kuvvet komutanıyla özel bir toplantı yaptı; Iğsız konusundaki ısrarını belirterek, geri adım atmama konusunda desteklerini istedi,  nihai çare olarak “toplu istifa” kartını gündeme getirdi. İşin ilginç tarafı, bu kart, dolaylı olarak hükümetin kulağına fısıldandı.

Bu durum, kimilerince, “komutanlar istifa edebilir” yorumlarına yol açarken, kimilerince “blöf yapıyorlar” şeklinde değerlendirildi. Karşılık bulmadı.

Bu kez Başbuğ, 2.Başkan Orgeneral Aslan Güner ve 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız’la üçlü zirve yaparak yeni bir stratejiyi devreye soktuğu haberi kulislere yansımaya başladı. Toplu istifa seçenek olmaktan çıktığına göre, Kara Kuvvetleri için adı geçen Jandarma Genel Komutanı Atilla Işık emekliliğe zorlanarak yeni kart açılacaktı.

Öyle de oldu. 5 Ağustos’ta Işık Paşa emekliğini istedi. Bu sürpriz gelişmeyi Star’da manşetten duyurduğumuzda Işık Paşa bir özel TV kanalına yazılı açıklama yaparak, emeklilik kararını baskıyla almadığını duyurdu. Paşanın bu açıklaması hiç inandırıcı değildi.

Hükümet cephesi

Her oyun planı, hükümet tarafından değerlendiriliyordu. Sürecin uzaması ciddi rahatsızlık konusuydu. Bu arada büyük provokatif bir eylemin yaşanması halinde, Türkiye çok farklı mecralara sürüklenmek istenebilirdi. Ayrıca,

kriz sürdükçe hükümetin acz içinde gözükme ve yaşananların referandumu baltalama riski mevcuttu.
Sürecin kısa sürede sonlandırılması için radikal önlemler masaya yatırıldı. Tüm bakanlara iki boş kararname imzalatıldı. İhtiyaç duyulduğunda kullanılacaktı. Birincisi Genelkurmay Başkanı’nı görevden almak, ikincisi yerine yenisini atamak içindi.

Görevden alınması halinde Başbuğ’un yerine düşünülen Koşaner’di. Onun da emekliliğini istemesi halinde B Planı, sırasıyla Hava Kuvvetleri, olmazsa Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın atanmasıydı.

Çankaya cephesi

Bu süreçte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de aktif şekilde devreye girdi. Daha çok “arabulucu” rolündeydi. Atilla Işık’ın istifa ettiği gün Başbakan, Ankara dışındaydı. Cumhurbaşkanı, Işık Koşaner’i Çankaya Köşkü’ne davet etti. Burada İlker Başbuğ’un tercih edilmemesi, örtülü mesajdı.

Bize ulaşan bilgilere göre, Cumhurbaşkanı, Koşaner Paşa’dan sorunun aşılması için inisiyatif üstlenmesi istedi. Birkaç gün sonra Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturacak olan Koşaner’in, Başbuğ’un gölgesinde ezilmesi rahatsızlık vericiydi. Gül’ün bir diğer önerisi, Atilla Işık Paşa’yı emeklilik kararından vazgeçmesi için ikna etmesiydi.

Başbuğ’a son mesaj

Sorun kilitlenince Başbakan, Cuma günü Eskişehir’e doğru yola çıkmadan önce nihai kararını verdi. Bir bakan, “Gece yayımlanacak Resmi Gazete’nin mükerrer sayısını takip edin” dedi. Başbuğ’un görevden alınmasına ilişkin kararname yayımlanabilirdi.

Öncesinde Milli Savunma Bakanı Gönül, son uyarı için Genelkurmay Başkanı’na gönderildi. Gönül, karargahtan ayrılmadan önce Erdoğan, Eskişehir treninde bombayı patlattı, Başbuğ’a ilettiği mesajları örtülü olarak kamuoyuna açıkladı.

Dedi ki: Başbuğ’dan Kara Kuvvetleri Komutanlığı için öneri bekliyorum. Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanlarından biri olabilir.

Başbuğ’un randevusu

Gönül’ün ziyareti ve Erdoğan’ın mesajları adrese ulaşmıştı. Başbuğ, sürpriz şekilde başbakandan randevu istedi ve aynı gün gece saat 23.00 sularında bir araya geldiler. Başbuğ’un Hasan Iğsız yerine önerisi Necdet Özel’di, Jandarma’ya ise Aslan Güner’in getirilmesini istedi.

Erdoğan itiraz etti. Bu arada Çankaya ile irtibat kuruldu. Yaklaşık bir saat süren görüşme sonunda Hasan Iğsız yerine Erdal Ceylanoğlu formülüyle sorun aşıldı.

Gece yarısı zirvesinden sonra alınan kararların kamuoyuna açıklanması planlandı. Ancak, her ne kadar bilgisi olsa bile Cumhurbaşkanı Gül’ün imzası alınmadan yapılacak bir açıklamanın nezaketsizlik olacağı düşüncesiyle açıklama ertelendi. Pazar günü açıklanan karar, Cuma gecesi netleşmişti.

Olan, Atilla Işık’a oldu. Şimdi çok pişman olduğunu duyuyorum ama nafile...

star



Bu yazı 1,268 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ağustos 2012 Hüseyin Aygün vakası
    • 8 Ağustos 2012 Atatürk yaşasa ismini değiştirir miydi?
    • 1 Ağustos 2012 Hatay’da neler oluyor?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye’ye PKK operasyonu
    • 25 Haziran 2012 Vurulan jet değil çünkü...
    • 18 Haziran 2012 Başbakan’ın başka seçeneği yok
    • 14 Mayıs 2012 Kim bu üst komutanlar?
    • 7 Mayıs 2012 CHP’de derin çatışma
    • 28 Mart 2011 Kalemim size emanet
    • 16 Mart 2011 Arşiv bir açılsa görürsünüz
    • 9 Mart 2011 Sen de yoğunlaş, koçum benim
    • 7 Mart 2011 Ergenekon’da neler oluyor?
    • 4 Mart 2011 1 Mart operasyonu
    • 23 Şubat 2011 Olmadı sayın Bakan
    • 22 Şubat 2011 O mektubu kim verdi?
    • 18 Şubat 2011 Kılıçdaroğlu-Yalçın pazarlığı
    • 16 Şubat 2011 Yeni Türkiye nasıl kurulacak?
    • 7 Şubat 2011 CHP’yi yıkmaya mı geldi yoksa?
    • 4 Şubat 2011 Böyle terbiyesizlik olmaz
    • 28 Ocak 2011 Asılacakların listesi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,421 µs