En Sıcak Konular

Taha Akyol


Taha Akyol
0 0 0000

Ordu yıpranmasın!



‘ORDU yıpranmasın’ sözüne yürekten katılıyorum. Çünkü Türkiye’nin coğrafyasını biliyorum, terör meselesinin boyutlarını biliyorum. Yine biliyorum ki, 21. yüzyılda uluslararası işlevlerin rolü artacaktır. Disiplinli ve dinamik bir ordu Türkiye’ye büyük diplomatik avantajlar sağlayabilecektir, işte, Afganistan’daki askeri misyonumuz birçok alanda elimizi güçlendiriyor.
Fakat sorun şu: Ordunun yıpranmaması için ne yapmalı? Sorunların üstü mü örtülmeli, yoksa ortaya çıkarılıp düzeltilmeli mi?
Osmanlı ordusunu yakından tanıyan Alman Generali Golç Paşa, 1909 yılında “Osmanlı ordusunda disiplinin çok bozuk olduğunu, Osmanlı ordusunu faal bir savaş gücü haline getirmek için gereken disiplin, sevk ve idarenin ancak 3-4 yılda kurulabileceğini” Babıali’ye rapor etmişti. Ahmet İzzet Paşa gibi aklı başında bazı Osmanlı generalleri de bu görüşteydi.
Fakat hem Meşrutiyet’in siyasi çalkantıları, hem “şanlı ordu” hamasetiyle üzerinde durulmadı. Hatta 12 Balkan Harbi çıktığında, Başkumandan Nâzım Paşa ordumuzun bir haftada Sofya’ya gireceğine inanıyordu. Aksine, Bulgar Ordusu iki haftada Çatalca’ya dayanmıştı!
İsmet Paşa da anlatır, bu utanç verici yenilginin baş sebebi “disiplin, sevk ve idare zafiyeti” idi.

Bu nasıl disiplin?
Şimdi bugüne gelelim. Dikkatlerden kaçan çok önemli bir ayrıntıyı, Sedat Ergin emsalsiz dikkatiyle gün ışığına çıkardı: “Balyoz semineri” sadece dehşet verici senaryolardan ibaret değilmiş! 2003 Martı’nda Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman, “bu seminerde ‘iç tehdit’ konusuna girmeyin” diye emir verdiği halde, Birinci Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan bu emri dinlemeyerek “irticai kalkışma” konulu ‘semineri’ yapmış! (Hürriyet, 4 ve 10 Ağustos)
Bu nasıl disiplin?!
Ve “emre rağmen niye yaptın?” diye disiplin soruşturması açılmamış!
Böyle disiplin olur mu?!
Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’ü “kuşatma” çalışmaları disiplinsizlik değil miydi?.. Sarıkız, Ayışığı yapılanmaları disiplinsizlik değil miydi? Niye disiplin soruşturması bile yapılmamış veya yapılamamıştı?..
Bu konularda Hasan Cemal’in tarihe ışık tutan “Türkiye’nin Asker Sorunu” adlı yeni kitabını muhakkak okumak lazım.
Türkiye’yi de ordunun kendisini de yıpratıyor bu müzmin sorunlar.

Profesyonel disiplin
Gerçekten müzmin olan bu sorunlar, eskiden beri ordu içindeki ‘ideolojik’ düşünce ve davranışlardan kaynaklanıyor. Başarılı, başarısız bütün cunta ve benzer yapılanmaların temelinde ideolojik radikalizm vardır: Kuvvet kullanarak toplumu zorla bir kalıba sokmak, bir şeylerin toplumdaki köklerini kazımak!
Balyoz dosyasındaki “halka karşı acımasız davranmalıyız” sözü her şeyi anlatıyor, daha doğrusu ifşa ediyor.
Bu ideolojik tavır her defasında hem orduyu yıprattı... Hem ‘kazıdığı’ geniş toplumsal kesimlerde orduya karşı tepkiler yarattı.
Elbette Türk Ordusu eskisine göre ideojik radikalizmden uzaklaşıyor. Bunu eğitim düzeyinde kurumlaştırmak ve profesyonel disiplin fikrini ideolojik anlayışların üstünde bir değer haline getirmek gerekir.
Dünyada da böyle; modern ordular ülke içindeki siyasi, sosyal ve kültürel sorunlardan uzak duruyorlar, gittikçe daha profesyonel hale geliyorlar.

milliyet



Bu yazı 1,226 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 7 Kasım 2011 KCK ve hukuk
    • 30 Temmuz 2011 Afrika kampanyası
    • 29 Temmuz 2011 Stalinist milliyetçilik!
    • 22 Temmuz 2011 AKP’li bakan İnönü’yü övüyor
    • 20 Temmuz 2011 ‘Makas açılıyor’
    • 18 Temmuz 2011 Totalitarizmi eleştirmek
    • 12 Temmuz 2011 Anayasa da böyle yapılır
    • 7 Temmuz 2011 ‘Usta’ kabine
    • 1 Temmuz 2011 CHP Meclis’e
    • 27 Haziran 2011 Anayasa yapmak
    • 7 Haziran 2011 AKP, CHP, MHP uzlaşır mı?
    • 30 Mayıs 2011 Kürt meselesi nereye?
    • 27 Mayıs 2011 Hukuk ve yargı açısından 27 Mayıs
    • 26 Mayıs 2011 Proje savaşı
    • 19 Mayıs 2011 Ergenekon ve PKK
    • 12 Mayıs 2011 Demirel ve CHP
    • 11 Mayıs 2011 MHP
    • 18 Nisan 2011 2023 Vizyonu
    • 2 Nisan 2011 ‘Bizden yana adalet!’
    • 25 Mart 2011 Türkiye’nin rolü?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,758 µs