En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

JİTEM’le görüşen HSYK üyesi



HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, dün yine bir basın toplantısı düzenledi ve Adalet Bakanı’yla müsteşarına verip veriştirdi.

Hadi verip veriştirsin...

Hadi HSYK’nın “günah keçisi” ilan edildiğini söylesin.

Eteğindeki taşları döksün.

Fakat, gerçekleri çarpıtmak koskoca HSYK üyesine yakışıyor mu?

Mesela, Bakanlığın toplantıyı terk etmesine ilişkin olarak (mealen) şunları söylüyor: “Referandumda evet çıkması halinde, hâkim ve savcıların kaderi Adalet Bakanı’nın iki dudağı arasından çıkacak talimatlara göre şekillenecek... O nedenle atamaları bize yaptırmadılar.” 

Birincisi, Adalet Bakanlığı toplantıyı terk etmedi.

Ne yaptı?

Son saniyede kararnameye ilave edilen ve kamuoyunda “korsan liste” olarak bilinen isimlerle ilgili idari işlemi durdurdu. Yapılacak şey belliydi: Ergenekon davasına bakan hâkim ve savcıları değiştirmek. Yani, nokta atamalarla “yürümekte olan bir davaya müdahale etmek...”

Bakan bunu engelledi.

İyi yaptı.

İkincisi, referandumda “evet” çıkması durumunda, hâkim ve savcıların kaderi Adalet Bakanı’nın iki dudağı arasında olmayacak. Çünkü, Bakan’ın ve Müsteşar’ın kuruldaki temsil yüzdeleri azalıyor. Eskiden 7’ye 1 ağırlıkları vardı, bundan sonra 22’ye 1 olacak. Bilakis, hâkim ve savcıların kaderi 20 üyenin iki dudağı arasında olacak.

Diyor ki Ertosun Bey, “HSYK, hâkim ve savcıları korumakla görevli bir mekanizma değil. HSYK, Türk yargısının daha iyi çalışmasını hedefleyen bir kurul. Biz, meslektaşlarımıza karşı daha haşin davranıyoruz, adalet duygusunun zarar görmemesi için...”

İyi hoş...

Bazı meslektaşlara karşı daha haşin davran

dıklarını, Sacit Kayasu ve Ferhat Sarıkaya örneklerinden biliyoruz.
Ertosun Bey bize, bu iki isimle ilgili HSYK kararının hangi hukuka istinat ettiğini açıklasın.

Kayasu, 12 Eylül darbecileriyle ilgili bir iddianame hazırlamıştı.

Meslekten atıldı.

Sarıkaya, “Şemdinli bombacılarını” mahkeme önüne çıkarmaya yeltenmişti.

Meslekten atıldı.

Meslekten atılmakla kalmadılar. Avukatlık hakları da ellerinden alındı.

Kayasu, AİHM’e başvurdu... AİHM, HSYK’yı haksız buldu ve “mesleğe iade” kararı verdi.

Ertosun Bey’in de üyeleri arasında bulunduğu HSYK bu kararı takmıyor.

Neden?

Madem “adalet duygusunun zarar görmemesi için” çalışıyorlar ve meslektaşlarına karşı olabildiğince haşinler... Neden başka meslektaşlar söz konusu olunca bu “haşinliklerinden” eser kalmıyor? 18 Mart Davası zamanaşımına uğradı. Katiller ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. Yüksekova Çetesi Davası, uygun bir mahkeme bulunamadığı için düştü. Katiller ve uyuşturucu kaçakçıları ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor.

Ertosun Bey’e soruyorum:

Neden bu davaları zamanaşımına uğratan hâkim ve savcılarla ilgili haşin tedbirler almadınız?

Bir sorum daha olacak:

Sabancı’nın katili Mustafa Duyar öldürülerek susturulmuştu... Önemsemediniz.

Duyar’ı “susturan” Ergin kardeşler bu kutsal görevi bir devlet görevlisinden aldıklarını açıklamışlardı... Önemsemediniz.

Bu cinayeti müteakip, Ergin kardeşler, “infaz merkezi” olarak da anılan bir başka cezaevine sürülmek istenmişti... Önemsemediniz.

Hadi hiçbirini önemsemediniz.

Bir HSYK üyesi ne diye Ergenekon sanıklarıyla görüşür? Ne diye JİTEM’ci komutanlarla bağ evlerinde buluşur? Onlarla neyi paylaşır?

Lütfen açıklar mısınız?

star



Bu yazı 1,131 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,312 µs