En Sıcak Konular

Halim Selim


Halim Selim
0 0 0000

Allah’ın ipine sarılmanın şimdi tam zamanıdır!



 

Dünyanın kendi bileceği iş! Nefsi azdırsın mı, yoksa kalbi mi yüceltsin? Bu sorunun cevabını ‘insan’ bilebilir diyor, dünya! İnsan bilir kim olduğunu! Kalbinde taşıdığı emaneti… Ve Rabbini…

Dağları sever o… En yüksek dağların zirvelerini… Ve mağaraları… Kalbin zümrüt tepelerinde tefekkür etmesini…

Nefsin hayatını yaşamak istemez o… Sınırsız bir özgürlükten korkar… Ne de olsa tek bir insanız der bu koskoca kâinatta… Elbette bizim de sınırlarımız var…

İnsanın sınırlarında başlar işte bu dünya hayatı… O sınırları ihlal ederseniz Cehennem’e düşersiniz… Yanarsınız, nefsinizin bu sınırsız özgürlük taleplerinin içinde…

Hayatı zora sokan ‘şey’, insanın kendi sınırlarını tam olarak bilememesinden kaynaklanır… Hiç durmadan zorlar onu bu tüketim ‘şey’leri! Ve sonra da bu dünya hayatını tükettirebilir ona kendi elleriyle! Sınırsız özgürlük, kaynakları sınırlı olan bir dünyayı yok eder… Cehennem’e dönüştürür…

Cennet’te tüketebileceğimiz hiçbir ‘şey’ yoktur… ‘Bir’ sınır yoktur! Nefsin bir talebi yoktur artık sizden! O zaten ne isterse o olur… Ve dünya hayatı çok geride kalmıştır şimdi… Hakikati tersyüz edenler, Cehennem’de unutulmuşlardır…

Cennet’te yeniden özgür olabilmek için bu dünyada değil miyiz? Dünya imtihanının asıl gayesi bizim Cennet’te yeniden özgürlüğümüze kavuşmamız değil mi?

İnsan ancak Allah’a kul olunca özgür olmaz mı? İster bu dünyada, isterse Cennet’te…

Cehennem, kibrin sahibi ile eş anlamlıdır… Kendi ateşini, insandan üstün görmüştü o… Ve bu yüzden işte hep Cehennem ateşi ile için için yanacaktır!

Yakıtını insanların oluşturacağı bir ateş!

Dünyadaki sınırların seni Cennet’e taşıyacaktır… Ey secde kardeşim! Kalbini temiz tutabilirsen, kalbin hiçbir sınırı yoktur! Sadece kalbinin temizliği götürebilir seni vücudun bu dünyanın sınırları içinde kalsa bile ruhunu alıp Cennet’e…

İşte o zaman vahyin yurduna, kalbine dön yeniden… Aklını, kalbinin emrine ver… Nefsini zapted… Ve bu dünyadayken bile Cennet’e yüksel… Kalbinin taşıdığı emaneti sahibine geri ver… Sen de Cenab-ı Hakk’ın o ‘emin’ kullarının arasına gir…

Ve her secde ettiğinde, Cennet’e biraz daha yaklaş… Mutmain bir ‘kalb’le dön sonra yeniden dünyaya… Herkes senin yüzüne bakıp o eşsiz ‘nur’u fark ettiklerinde işte o sınırsız ruhu taşıyan mutmain ‘kalb’ budur desinler…

Ey insan! Ey ‘kalb’! Ey nurlar nuru! Kalbin tek sahibi! Sevgili Efendim…

Senin ümmetin olmakla nurlanmıştı daha o en başında bu dünya hayatında yüzlerimiz… Ama biz sınırlarımızı bilemedik… Ve yandık… Yandıkça tövbe ettik… Kelimelerin farkına vardık… Gözyaşları içinde yıkanarak o tertemiz kelimelere tutuna tutuna şimdi yeniden Cennet’e yükselebildik…

Duaların içinde yüzen ‘bir’ ‘kalb’ eninde sonunda buluyor, yolunu… Yeter ki hiç kimse bir an için bile olsa ümitsizliğe düşüp bırakmasın Cenab-ı Allah’ın ipini…

( Şu zorlu günlerde şeytanın tüm isteği dünyanın her yanına bir karamsarlık yayıp, insanı ‘kalb’inden tamamıyla koparabilmektir…

Oysa ‘kalb’ini koruyan, vahyi korur… Vahyi kalbinde tutan ve ‘oku’yabilen ‘bir’ insan ise Allah’ın ipini hiçbir zaman bırakmaz…

Cenab-ı Allah’a her an yakın olur…

Ve şeytanın tüm oyunlarını boşa çıkarır…

Vesselam…



Bu yazı 4,171 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Eylül 2014 İnsanlık tehlikede! Ey mazlumlar!
    • 5 Eylül 2014 Bilinmeyiz biz! Görünmeyiz! ‘Bir’ işaret bekliyoruz!
    • 1 Eylül 2014 Kalbe çağrı! Günah işlemişseniz de gelin! Yeter ki günahı terk edin!
    • 27 Ağustos 2014 Ey ‘nar’ kardeşlerim! Yol bitti!
    • 22 Ağustos 2014 Ey Mehdiyet! Kaldır başını secdeden!
    • 18 Ağustos 2014 Şeytanın ‘Dünya Krallığı’ kime hizmet eder?
    • 11 Ağustos 2014 Kıyam-et!
    • 6 Ağustos 2014 Terk edin sahte şeyhleri, mürşitleri! Kur’an’a dönün yüzünüzü!
    • 31 Temmuz 2014 Ey kabalist sufiler! Süslü cinler! Bildik sizi!
    • 25 Temmuz 2014 Kalbin cihadı başladı!
    • 21 Temmuz 2014 Belki de Ahir Zaman! Ey zalimlerin en zalimi! Hesap zamanı!
    • 14 Temmuz 2014 İşte ‘Mehdiyet’ sırrı! Kur’an ve ‘hidayet’!
    • 9 Temmuz 2014 Fırat, Dicle ve ISIS! Kıyamet alametidir!
    • 4 Temmuz 2014 Ramazan! ‘Oku’duk mu? Kur’an’ı anladık mı?
    • 29 Haziran 2014 Ey Mehdiyet! Kalbimiz ağlıyor!
    • 25 Haziran 2014 Ey mazlumlar! ‘Hakikat’ vakti artık!
    • 21 Haziran 2014 Şam, Kudüs ve İstanbul için fazla zaman kalmamıştır!
    • 17 Haziran 2014 Şirk-etlerin zombileri kapımızda! ‘İslâm’ adına hem de!
    • 12 Haziran 2014 Zaman yaklaştı! Zulme karşı ‘tuğrul kuşu’!
    • 7 Haziran 2014 Rabbim affet!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,639 µs