En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Ölüm sebebi enerji içeceği mi?



Ölüm nedeni enerji içeceği mi? başlıklı haber aynen şöyle:
“Trabzon'da 18 yaşında bir üniversite öğrencisi aniden rahatsızlanarak hayatını kaybetti. Gencin ölümüne, içtiği iki kutu enerji içeceğinin yol açtığı iddia ediliyor. Bu yıl Karadeniz Teknik Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı bölümünü kazanan Fidan, dün akşam yurtta arkadaşlarıyla biraraya geldi. İddiaya göre iki kutu enerji içeceği içen genç aniden fenalaştı. Arkadaşları tarafından Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan Fidan hayatını kaybetti. Gencin ölüm nedeni otopsi sonucuyla netleşecek.”

Elbette hiç tanımadığımız, hakkında hiçbir ilgiye sahip olmadığımız bu genç insanın ölüm sebebi hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değil. Bir hastalığı var mıydı, ilaç kullanıyor muydu, olay günü başka neler yaptı, neler yiyip içti… bilmiyoruz. Gencin ölümünden enerji içeceklerini sorumlu tutmamız da doğru değil. Ölüm sebebi ancak yapılacak ayrıntılı bir otopsiden sonra ortaya çıkacak.

Bize ne Amerikalı Coni’ lerin içeceğinden demeyin
Bu vesile ile tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her geçen gün özellikle gençler arasında çok rağbet gören enerji içecekleri ile ilgili sağlık sorunlarını hatırlatmak istiyorum.

İlk olarak 1987’ de Avusturya’ da ve 1997’ de Amerika ve diğer ülkelerde satılmaya başlanan enerji içeceklerinin bugün 140 ülkede 200’ den fazla isim altında satıldığı biliniyor ve bu içecekleri tüketen gençlerin sayısı her geçen gün katlanarak artıyor.

Bazıları bunları kahvaltıda, öğle ve akşam yemeklerinde ve aralardaki atıştırmalarda adeta su veya soda gibi içiyor.
Amerika’ da yapılan bir araştırma 12-17 yaş arası gençlerin yüzde 31’ inin düzenli olarak enerji içecekleri içtiklerini gösteriyor. İster inanın ister inanmayın, 4 yaşındaki çocuklar için pazarlanan enerji içecekleri bile var!

Fortune Dergisinde 2006 yılında yayınlanan bir rapora göre enerji içecekleri pazarı Amerika’ da 2000 yılından beri yüzde 700 oranında büyümüş ve yıllık satış rakamları 5.4 milyar dolara ulaşmış durumda.
Bizde vaziyet henüz o kadar vahim olmasa da, bunlar küçük Amerika olma yolunda hızla ilerleyen ülkemiz için önemli uyarılar.

Enerji içeceklerinde fazla miktarda kafein var
Enerji içeceklerinde gazoz, kola, soda gibi benzeri alkolsüz içeceklere göre çok daha fazla kafein bulunuyor. Bunların çoğunun 250 mililitresinde 80 miligram kafein olmakla beraber içlerinde kutu veya şişe başına 505 miligrama varan miktarlarda kafein ihtiva eden enerji içecekleri de var.

Kafein tıpta merkezi ve çevresel sinir sistemini uyaran bir ilaç olarak kullanılıyor ve makul miktarlarda genellikle emniyetli bir madde olarak biliniyor. Kafein, aynı zamanda çocuklarda kullanılabilen tek psiko-aktif ilaç. Fazla miktar kafein sinirlilik, huzursuzluk, uykusuzluk, mide-bağırsak problemleri ve çarpıntı gibi şikâyetlere yol açabiliyor.

Kanun ve yönetmelikler yetersiz
Amerika’ da besinlerde ne kadar kafein bulanabileceğini bildiren yönetmelikler var. Buna göre 12 ons yani bir kutu kola hacminde en fazla bulunabilecek kafein miktarı 71 miligram. Bir kutu kola 35 miligram kafein ihtiva ediyor. Benzer durum ilaçlar için de söz konusu. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’ ne göre reçetesiz satılan ilaçların bir tabletinde 100-200 miligram kafeine izin var ve üstelik bunun ilacın kutusu üzerinde bir uyarı ile belirtilmesi gerekiyor.

Ancak enerji içecekleri ilgili kanun ve yönetmelikler yetersiz. İçeceklerin üzerinde muhtevalarının bildirilmesi ve sağlıkla ilgili uyarılar konması gerekiyor, ama bunlara fazla uyulmuyor. Bazılarında çok küçük harflerle ‘günde bir kutudan fazla içmeyin’ yazıyor görebilenler için. Yönetmelikler yeterli olmadığı için de bunların ‘performans artırıcı’ ‘uyarıcı’ ve psikoaktif’ etkileri vurgulanarak özellikle genç erkeklere dönük müthiş pazarlama kampanyaları yürütülüyor. 

Enerji içecekleri ne besin ne de ilaç sınıfına giriyor; bunlar ‘besin desteği’ olarak değerlendiriliyor ve bundan dolayı da besinler ve ilaçlar için geçerli yasalar bunlara işlemiyor. Üreticiler bunlara ‘kafalarına göre’ kafein koyabiliyorlar. Nitekim enerji içeceklerinin bazılarının bir şişesinde ancak 14 kutu kola içmekle alınacak miktarda yani 505 miligram kafein mevcut.

Birçok ülkede yasak veya uyarılar var
Enerji içecekleri İsveç’ de 15 yaşından küçüklere satılamıyor ve ayrıca kutuların üzerlerinde egzersizden sonra ve alkollü içeceklerle karıştırılarak kullanılmaması konusunda uyarılar yer alıyor. Norveç’ te sadece eczanelerde satılmasına izin var. İngiltere’ de enerji içeceklerinde 16 yaşından küçükler, gebeler ve süt veren anneler ve kafeine duyarlı kişiler için uygun olmadığına dair etiketler bulunması zorunlu.
Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde yasak, bu içeceklerin ‘besin desteği’ olarak adlandırılmasıyla deliniyor; çünkü bu durumda 250 mililitrede 80 miligramdan fazla kafein bulunmaması gibi zorunluluk ortadan kalkıyor.

Çocuklar için zararlı mı?
Enerji içeceklerinin çocuklar için yasaklanıp yasaklanmaması tüm dünyada tartışılıyor. Bu içeceklerin düzenli olarak kullanan çocuklarda bağımlılığa yol açmasından, uyku bozukluklarına sebep olmasından ve beslenmeyi olumsuz etkilemesinden endişe eden uzmanların sayısı hayli fazla ama sadece aşırı tüketimin sorunlu olduğunu savunanlar da var.

Bazı araştırıcılar kafeinin dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi olan çocuklarda kavrama, psiko-motor ve duygusal performansı artırabileceğini ileri sürerken, bazıları da tam aksine enerji içeceklerinin hiperaktiviteyi tetikleyebileceği görüşünde ısrarlılar.

Enerji içeceklerinin riskleri
Enerji içeceklerinin madde bağımlılığına yol açmasından ve alkolle beraber alınmasının yaratacağı zararlardan ciddi endişe duyuluyor. Gençler arasında yapılan yeni bir araştırma, enerji içecekleri kullanımıyla davranış bozuklukları, sigara, alkol ve esrar kullanımı arasında ilişki olduğunu ortaya koyuyor.

Kafein bağımlılığı da gençleri bekleyen bir başka tehlike. Belirli bir süre kafein ihtiva eden yiyecek ve içecekleri tüketenlerde zamanla kafein bağımlılığı gelişiyor ve bu kişiler kafein almadıklarında huzursuzluk, sinirlilik, çarpıntı, yorgunluk, baş ağrısı gibi kafein yoksunluk belirtileri de gösterebiliyorlar. Bir de bazı antibiyotik ve bazı nefes açıcı ilaçların kafeinle birlikte alındıklarında tehlikeli yan etkilere yol açabileceklerini unutmamak lâzım.

Kafeinin besleyici bir değerinin olmaması da gelişme dönemindeki çocuklar için mutlaka dikkate alınması gereken bir husus.

‘Drug and Alcohol Dependence’ dergisinde yayınlanan bir araştırma ise enerji içeceklerinin bilinçsizce kullanımlarına bağlı olarak gençler arasında kafein zehirlenmesinin her geçen gün hızla arttığını ortaya koyuyor.

KAFEİN ZEHİRLENMESİ
Kafein zehirlenmesi ciddi bir tablo. Sinirlilik, huzursuzluk, baş ağrısı, çarpıntı, ritim bozukluğu, uykusuzluk, terleme, ajitasyon, ellerde titreme gibi sinir sistemi ve mide ağrısı, göğüste yanma, bulantı, kusma, ishal gibi sindirim sistemi belirtilerine sebep oluyor. Fazla miktarda kafein özellikle de hipertansiyon, kalp yetersizliği, ritim bozukluğu gibi hastalıkları olanlarda kalp ve yüksek tansiyon krizlerine yol açabiliyor.

Chicago’ daki bir zehirlenme merkezine son üç yılda kafein zehirlenmesi sebebiyle 250’ den fazla başvuru olmuş. Yaş ortalamaları 21 olan bu gençlerin yüzde 12’ sinin hastaneye yatırılmaları gerekirken, bunların üçte ikisi Yoğun Bakım Ünitelerinde tedavi edilmiş.


Kafeinden başka maddeler de var
Enerji içeceklerinde yüzde 10-12 miktarında şeker var. Bazılarında geleneksel kafein yerine, ezilmiş guarana tohumları da bulunabiliyor. Guarana, tohumları kafein içeren bir Güney Amerika bitkisi. Bu içeceklerde ayrıca, dayanıklılığı artırdığı iddia edilen ginseng ve kas performansını artırdığı ileri sürülen karnitin ve yılan yağı da var.
Ancak hemen belirtelim ki ne ginsengin ne karnitinin ve ne de yılan yağının bu müthiş! etkilerini kanıtlayan bilimsel bir veri olmadığı gibi, bunların fazla miktarda alınmasının sağlığa zararlı olduğu da biliniyor. Gelin görün ki, tüm bu bileşikler besin desteği olarak değerlendirildiği için etkinlikleri ve emniyetlerinin herhangi bir bilimsel araştırma ile ispatlanması gerekmiyor.

 
GELELİM NETİCEYE
Bize ne Amerikalı Coni’ lerin enerji içeceklerinden demeyin, çünkü bunların tüketimi tüm dünyada olduğu gibi bizde de gençler arasında hızla yayılıyor.

Birçok ülke içeceklerin üzerinde kafein miktarlarının belirtilmesini ve ‘Dikkat yüksek miktarda kafein ihtiva eder’ gibi uyarıların bulunmasını şart koşan yönetmelikler hazırlıyorlar.

Bizde de geç kalınmadan, enerji içecekleri ile ilgili yönetmelikler gözden geçirilmeli ve içeceklerin üzerinde gerekli bilgi ve uyarılar görülecek şekilde yer almalı.

En önemlisi de, ayran, boza, şıra, şerbet, kefir gibi içeceklerimizin kıymetini bilelim. 



Bu yazı 1,491 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,741 µs