En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Baykalizm karşısında Kılıçdaroğlu bocalıyor!



Başörtüsü, türban ve 29 Ekim resepsiyonu tartışmaları bir kez daha gösterdi ki, CHP’nin değişmesi hiç de kolay değil. CHP’nin Baykalizm’den kurtulup sosyal demokratlaşması gerçekten zor iş...
Daha dün, 411 milletvekilinin oyuyla üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldıran yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürerek iptal ettiren, böylece Ak Parti hakkında kapatma davasının kapısını aralayan Baykal’ın CHP’si idi.
Kemal Kılıçdaroğlu geldikten sonra farklı sinyaller vermeye başladı. Referandum meydanlarında başörtüsü sorununu ancak CHP’nin çözebileceğini, bunun için uzlaşma arayacağını söyledi.
Umutlandık, iyi şeyler dedik.
Ama hava birden değişti.
Parti içinden gelen malum tepkiler, CHP’nin Baykalizm çizgisinden kolay kopmayacağına işaret ediyordu.
Kırk bin dereden su getiren, işi yokuşa süren bir parti görüntüsü veriyordu CHP...
Oysa mesele neydi?
Üniversitede başörtüsü yasağını kaldırmak...
Öyle değil mi?
Öncelik, bu yasağı kaldırmaktı.
Kılıçdaroğlu da referandum meydanlarında bunu dillendirmedi mi?
Evet öyle.
Bu durumda yapılacak olan iş karmaşık değildi. Ak Parti’yle uzlaşıp, üniversitelerdeki bu utanç verici başörtüsü yasağına bir anayasa değişikliğiyle bir an önce son verilecekti.
Ak Parti de, hatta MHP de buna hazır olduklarını açıklamışlardı.
Ama demin belirttiğim gibi CHP’de farklı sesler duyulmaya, tepkiler tomurcuklanmaya başladı. Yasağın kaldırılmasından yanaydılar ama bir de ‘ama’ları vardı.
Diyorlardı ki:
Başörtüsü yasağını kaldıralım ama ‘seçim barajı’nı da düşürelim.
Yasağı kaldıralım ama YÖK’e de son verelim.
Yasak kalksın ama milletvekili ‘dokunulmazlığı’na da dokunalım.
Yasak kalksın ama söz ver, daha sonra ilk ve orta öğretimde de başörtüsü istemeyeceksin.
Yasak kalksın ama söz ver, kamu için de serbesti talep etmeyeceksin.
Söyler misiniz?
Bu işi yokuşa sürmek değil de nedir?..
Ben de seçim barajının düşürülmesinden yanayım. Ben de milletvekili dokunulmazlıklarının sınırlandırılmasını istiyorum. Ben de YÖK’ün kaldırılıp üniversitelerin kendi kendilerini yönetmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum.
Başörtüsünün geleceğine ilişkin bir ‘model’in tartışılması gerektiği kanısındayım ben de...
İyi güzel.
Ama gelin önce yapılabilecek olanı yapalım. Önce şu ayıba son verelim, üniversitelerdeki başörtüsü yasağını kaldıralım fırsat çıkmışken.
Çünkü, anlaşılan o ki, bugün için üstünde uzlaşabileceğimiz tek mesele bu.
Ayrıca yalnız Ak Parti değil, MHP de buna hazır olduğunu söylüyor. “Ak Parti’yle CHP anlaşırsa, biz de katılırız” diyor MHP sözcüleri.
O zaman?..
CHP sözcülerinin şimdi önkoşullar, paketler dayatması işi yokuşa sürmektir.
Benim edindiğim izlenim öyle ki, başörtüsünde Kılıçdaroğlu gerilemek zorunda kaldı, bırakıldı. Tıpkı 29 Ekim resepsiyonu tartışmasında olduğu gibi bocalamaya başladı.
Cumhurbaşkanı Gül’ün Çankaya Köşkü’nde vereceği Cumhuriyet Bayramı davetine önce katılacağını söyledi.
Yeni yasama yılında TBMM Başkanı Şahin’in davetine icabet ederek ve Cumhurbaşkanı Gül TBMM Genel Kurul salonuna girdiğinde ayağa kalkarak Baykal’ın boykotculuğunu nasıl kırdıysa, 29 Ekim resepsiyonunda da bunu yapacağının işaretlerini verdi.
Fakat parti içinden, hatta kendi yakın çevresinden tepkiler yükselince suskunlaştı, yine yalpalamaya başladı Kılıçdaroğlu...
Değişim kolay değil.
Hele CHP’de hiç değil.
Kılıçdaroğlu’nun Baykalizm’den kurtulup partisini sosyal demokrasi rayına oturtmak istediğine dair işaretler yok değil.
Bir iyi niyetin sinyalleri belli belirsiz de olsa yanıp sönüyor ama...
Ama ile biten bu cümlemi yazdıktan sonra CHP Meclis Grubu’nun yaptığı bir açıklamayı okudum. CHP sözcüsü, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın önceki gün partilere ve parlamentoya gözdağı veren antidemokratik uyarısına adeta selam çakıyordu.
Yazık, bunca yaşadıklarımızdan sonra...

milliyet



Bu yazı 1,088 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,798 µs