En Sıcak Konular

Deniz Gökçe


Deniz Gökçe
0 0 0000

Kur ve değerlenme



Dünya şikayetçi, çünkü ABD QE2 adlı parasal genişleme programını uyguladığı zaman ABD sadece kendi para arzını artırmış ve sadece ABD ekonomisini etkilemiş olmuyor. ABD içinde likidite artışı ABD'nin düşük getirileri nedeniyle yurtdışına göç ederek, yani dışa doğru sermaye hareketi yaratarak, fonların  gelişen ülkelerin daha yüksek getirilerine doğru yönelmesini getiriyor. Bu fonlar gelişen ülkelere girdikten sonra dolardan mahalli paraya dönüyor ve mahalli para cinsinden varlıklara yatırılıyor. Bu yatırım kamu kağıdına olabileceği gibi, bir gecelik yatırım bile olabiliyor. Böylece fonların aktığı gelişen ülkede dolar bolluğu oluyor, dolar bir miktar değer kaybediyor ve mahalli paraya yabancı talebi arttığı için de mahalli para değerleniyor.

Bu durumda ikinci etki de gelişen ülke mahalli Merkez Bankası'nın piyasadan içeri giren dövizi satın almak zorunda kalması oluyor. Bu yapılırken de mahalli para arzı artıyor. Bu artan mahalli para arzı da sonra açık piyasa işlemleri ile ortalıktan çekilirken (buna sterilizasyon deniyor), bu operasyon mahalli faiz haddi üzerinde de yukarı doğru baskı yaparak daha fazla fon girmesine yol açıyor. Gelişen ülke mahalli Merkez Bankası da bu arada büyük miktarda döviz rezervi biriktirmiş olmakta. Kurların aşırı değerlenmesi ise bilindiği gibi gelişen ülkede cari denge üzerinde kötü etki ve baskı yapmakta.

Şimdi, G-20 ülkelerinin anlaşamamasından hareketle ekonomi politikası konuştuğumuza göre, QE poltikasının hangi G-20 ülkelerini kur değerlenmesi açısından çok zorladığını da ortaya koyalım.

J.P.Morgan 2010 Eylül ayında ülkelerin dış ticaret ağırlıklı reel döviz kurları endeksinin son verilerini yayınlamış. Bu ülkelerin paralarının 1990-2010 arasındaki ortalama  reel değeri ile son yıldaki reel değerlerini Eylül 2010 itibarıyla hesaplamış. İktisatçı Martin Wolf'un Financial Times gazetesindeki incelemesine 2010'da hangi ülkelerin paralarının geçmişe göre değerlendiğini  ve hangi ülkelerin paralarının kendi geçmişine göre değer kaybettiğini görmek mümkün. Geçmişe göre, Brezilya parası 2010 Eylül ayında yüzde 73, Endonezya parası yüzde  43, Rusya parası yüzde 39 , Avustralya parası yüzde 31, Çin parası yüzde 13 ve Güney Afrika parası yüzde 11 aşırı değerlenmiş. (Türk parası geçmişine göre aşırı değerlenmiş görünmüyor.)
Parası değer kaybeden ülkeler ise Arjantin yüzde 27, Güney Kore yüzde 17, Birleşik Krallık yüzde 13 ve ABD yüzde 8 olarak diziliyorlar.

Euro ve Yen'de ise değerlenme veya değer kaybetme görülmüyor.
Analiz 2008 krizinin başlangıcından bu yana yapılırsa, Brezilya parası ve Endonezya parası ciddi boyutta değerlenme yaşarken, Güney Kore ve Birleşik Krallık parası önemli boyutta değer kaybı yaşamış bulunuyor. Kriz başından bu yana da ABD Doları başladığı yere dönerken, Japon Yeni de reel değerlenme yaşamış bulunuyor.
Özetle dünyada büyük ekonomilerin paralarının geçmişe göre çok büyük oranda farklılaşmış olduklarını söylemek mümkün değil. O zaman ülkeler arasındaki sermaye hareketini canlandıran nedir?

Dünyada bugün gerçekleşen, reel ve nominal olarak düşük kamu ve özel borcu olan ve hızlı büyüyen gelişen ülkelere, borç oranı yüksek ama faizleri düşük gelişmiş ülkelerden fon akmasıdır. Yani yazının başında anlatılanlar gerçekleşmeyi tam anlatıyor. Türkiye de bu tür fon alan bir ülke! 

Bu durumda gelişen ülkeler krizde başarılı oldukları için ceza görüyor olmakta.
2010'da gelişen ülkelere sermaye akışı IIF verilerine göre 825 milyar dolara varacak. 2009'da 581 milyar dolardı. Yani hızla artıyor.  Peki ne yapılması gerek? Bu noktada ülkemizde pek anlaşılmayan veya anlaşılsa da gündeme getirilmeyen bir ekonomi teoremi herkes tarafından anlaşılmak zorunda (TİM ve Mehmet Büyükekşi de artık anlasa iyi olur)

Sermaye hareketine açık bir ülkede, ki ülkemiz 1989'dan beri sermaye hareketine açık, 'impossible trinity' teoremine göre para politikası (yani faiz) ve döviz kurunun ikisini birden kontrol etmek mümkün değil. Ya biri ya da öbürü kontrolunuzda, diğeri de piyasaya bağlı. İkisini de kontrol etmek istiyorsanız, sermaye hareketini ya yasaklayacaksınız ya da yavaşlatacak kadar 'dişlilerin arasına' kum atacaksınız! Sermaye hareketi serbest iken kredi balonu ve parasal genişleme olmasını engellemek için Çin ve Hindistan'da  döviz giriş yasağı şeklinde. Brezilya ise dişlilerin arasına kum atanlardan, sermaye girişlerinden yüzde 6 vergi alıyor, Tayland kamu kağıdı alan dış sermayeden yüzde 15 vergi kesmekte ve Endonezya ise minimum bir süre içeride kalma şartı koymuş bulunuyor.

Çin cari denge fazlası/GSYİH oranı artı yüzde 4.9, Hindistan oranı eksi yüzde 1.7, Brezilya cari denge/GSYİH oranı eksi 2.7,Tayland oranı artı 5.6, Endonezya oranı ise  artı 1.2.

Peki cari denge oranı çok daha büyük, eksi 5.4 olan Türkiye ne yapmalı?  
Yarın önce ABD'deki QE yaklaşımı eleştirilerini, sonra da Türkiye'nin durumunu tartışacağız.

Akşam



Bu yazı 1,566 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 18 Kasım 2010 Kur ve değerlenme
    • 12 Kasım 2010 Hazine'nin 'hain' planları var!
    • 20 Şubat 2010 Bütçe kısmen toparlanıyor!
    • 12 Temmuz 2009 Türkiye de dibi gördü!
    • 19 Kasım 2007 Önemli bir Türkiye-İsrail-Filistin projesi!
    • 18 Aralık 2006 Futbolun ekonomisi değişiyor! 

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,055 µs