En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Facebook astıma yol açıyrsa...



Lancet tıp dergisinde yayınlanan bir makalede Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinin stres kaynağı olabileceği ve astım krizini tetikleyebileceği bildirildi.

18 yaşındaki astımlı bir gencin annesi, oğlunun Facebook’ ta eski kız arkadaşının resmini her gördüğünde astım krizine girdiğini fark ederek doktorlardan yardım istedi. Napoli’ li genci sorgulayan doktorlar delikanlının kız arkadaşından ayrıldığını, kızın da onu Facebook’ taki arkadaş listesinden sildiğini; bunun üzerine gencin başka bir isimle yeni bir hesap açarak eski aşkıyla yeniden arkadaş olduğunu belirlediler. Uzmanlar, yaptıkları incelemede astımlı gencin eski kız arkadaşına ait fotoğraflara her baktığında nefesinin daraldığını ve astım krizine girdiğini ama Facebook' a girmesi yasaklandığında astım krizlerinin durduğunu gösterdiler.

Stres-astım ilişkisi
Astım, sebebi ve mekanizmaları çok iyi bilinmeyen kompleks bir hastalıktır. Astım krizlerin ortaya çıkmasında da pek çok etkenin rolü vardır ve bunlardan biri de strestir.

Astım ve stres arasındaki ilişki M.Ö. 460-357 seneleri arasında yaşayan Hipokrat zamanından beri bilinir. Hipokrat, astımlıların korkularına karşı kendilerini korumaları gerektiğini, Thomas Willis de 1672’ de ‘heyecanların astım krizine sebep olabileceğini’ yazmıştı.

20. yüzyılın ikinci yarısına kadar da astım etiyolojisinde emosyonel temel etkenin stres olduğu psikosomatik bir hastalık olarak kabul edilmiştir. Bundan dolayı da astıma “asthma nevrosa” yani “sinirsel astım” adı verilmiştir. Astımlıların çoğunda kuvvetli nörotik bir öge olduğu ve hatta bu hastalığın bir nöroz, yani sinir hastalığı sayılması gerektiğine inanılırdı.

Stres ve psikolojik sıkıntılar, astımı olan bir kişide tek başına astım krizine yol açabilir, mevcut bir astım krizini ağırlaştırabilir veya krizin düzelmesini geciktirebilir. Astımlarının, bir yakınlarının ölümü, eşleri tarafından terk edilmeleri gibi ağır ruhsal sıkıntı yaratan durumlardan hemen sonra başladığını bildiren hastalar da vardır.

Yirmi kolej öğrencisi üzerinde yapılan bir araştırmada psikolojik stresin bronşlardaki alerjik iltihabı artırarak etkili olduğu gösterilmiştir. Bu öğrencilerin balgamlarında kaygı ve depresyon skorlarının en yüksek olduğu final imtihanları döneminde alerjik durumu gösteren eozinofil hücrelerin ve EDN ve IL-5 gibi maddelerin arttıkları gösterilmiştir.

Fareler üzerinde yapılan bir araştırmalarda da kronik psikolojik stresin astım krizlerinin ortaya çıkmasına sebep olabileceği tespit edilmiştir.

Stres astımı tetikleyebiliyor
Stres-astım ilişkisini inceleyen pek çok araştırma var. İşta bunlardan bazı örnekler:
Almanya’ da 40-65 yaşları arasındaki 5 bin kadın ve erkeğin 8 sene süreyle izlenmesiyle yapılan bir araştırmada işiyle ilgili anksiyeteleri olanlarda astım ataklarının daha çok görüldüğü ortaya konmuştur.
Japonya’ da yapılan araştırmada ise 223 anne ile 2 ve 12 yaşları arasındaki çocukları 1 sene süreyle izlenmişler ve 7 yaşından büyük çocuklarda annenin aşırı koruyuculuğunun, 7 yaşından küçük çocuklarda ise annenin kronik stresi ve korkularının astımın kötüleşmesiyle ilgili olduğu neticesine varılmıştır.

USA’ da 557 aile üzerinde yapılan başka bir araştırmada ise gebelikleri süresince stres yaşayan annelerin bebeklerinde astım riskinin yüksek olduğu belirlenmiştir.

1990’ da Irak’ ın Kuveyt’ i işgalini takiben 13 sene izlenen kişilerle yapılan araştırmada da savaşın 50-70 arasında olanlarda astım riskini artırdığı sonucuna varılmıştır.

Çok ağır astım krizi geçirenlerde ve astım krizinden ölen hastaların yüzde 60-80 kadarında depresyon, kişilik bozuklukları gibi çeşitli psikolojik faktörlerin bulunabileceği belirlenmiştir. Bunların bazıları trankilizan veya sedatif ilaç kullanan, bazıları ise alkol ve ilaç bağımlısı kişilerdir.

Komşudaki stres bile etkili
Astımın çevrelerinde şiddet olaylarına şahit olan çocuklarda daha çok görüldüğünü ortaya koyan bir araştırma bile var. Bu çalışmada, orta veya ileri derecede şiddet olaylarına şahit olan çocuklarda ileriki senelerde astım görülme riskinin daha sakin bir çevreleri olan çocuklara göre yüzde 60 daha fazla olduğu ortaya çıktı. Bu risk artışının ırk, sosyo-ekonomik durum veya diğer çevre faktörlerinden etkilenmediği de belirlendi.

Araştırmayı yapan uzmanlar, çevrelerinde şiddet olaylarıyla karşılaşan çocuklarda astımın daha çok görülmesini kronik stres ile açıklıyorlar. Kronik stresin astım gibi enflamatuar hastalık riskini artırabileceğini öne sürüyorlar. Çevredeki şiddetin annenin ruhsal sağlığını etkilemesinin; bunun da annenin çocuğuna ilgisinin azalmasına yol açmasının da astım oluşumunda etkili olabileceğini öne sürüyorlar.

Gelelim neticeye
Stres özellikle büyük şehirlerde yaşayan tüm modern zaman insanlarının hayatlarının âdeta ayrılmaz bir parçası. Herkesin kendine göre ve farklı sebeplerden kaynaklanan, farklı derecelerde stresi var.
Birçok hastalığın stresle alâkalı olduğu tartışılmaz bir gerçek. Astım da stresle en çok ilişkilendirilen hastalıkların başında geliyor. Tek başına stresin astım sebebi olduğuna inanmıyorum ama stresin astım krizlerini tetikleyebileceğinden veya mevcut bir krizi ağırlaştırabileceğinden de şüphe duymuyorum.
Uygun ilaç tedavilerine rağmen astımları bir türlü kontrol altına alınamayan büyük küçük tüm hastalarda psikolojik problemlerin olup olmadığı araştırılmalı, gereğinde bir uzmandan yardım istenmelidir.

Facebook’ un astım krizlerine yol açmasına gelince: Şayet Facebook astım yapıyorsa varın Wikileaks’in nelere yol açacağını varın siz düşünün.



Bu yazı 1,485 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,361 µs