En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Prens Sabahattin kaç yıl ilerimizde?



“‘Prens Sabahattin, yerinden yönetimin gerekliliğini iddia ederken, sebep olarak da; bir vilayetteki idare usulünün diğer bir vilayette aynen uygulanmasının mümkün olamayacağını ileri sürmektedir.

Merkeziyetçi anlayış özgürlüğün kısıtlandığı, çoğunluğun azınlık tarafından baskı altında tutulup yönetildiği bir yapı olarak görülmektedir. 

Prens Sabahattin’in Teşebbüs-i Şahsi ve Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti’nin 1906 tarihli programına göre; yerinden yönetim sağlanacak, il genel meclis üyelerini halk seçecek ve merkezi yönetim de halkın seçtiği temsilcilerden oluşacaktı.

Yerel yöneticiler halkın nüfus dağılımı dikkate alınarak seçilecekti.

Bu fikirler ile devlette, âdem-i merkeziyet talep eden liberal düşünceye uygun bir yapı oluşturulmak istenmektedir.’

Prens Sabahattin kim? 

1877 yılında doğup, 1948 yılında ölen...

Osmanlı İmparatorluğu’nun II. Meşrutiyet döneminde etkin olmuş ünlü bir siyasetçi ve düşünür. 

Prens Sabahattin, ‘âdem-i merkeziyetçilik’ adını verdiği siyasi düşünceyi savundu.

Kendisi, İkinci Abdülhamid’in yeğeni (kız kardeşinin oğlu) idi, babası Damat Mahmut Paşa, eniştesi ile anlaşmazlığa düşünce, ülkeyi terk etti, Sabahattin Bey babası ile gittiği Avrupa’da Jön Türk muhalefetine katıldı. 

Hanedandan olduğu için Batılılar onu ‘Prens’ olarak bilirler, sonra da bu unvanla anıldı. Ancak, Prens, fikirleri itibarıyla Jön Türklerin çoğundan ayrı düşmüştü. 

Sonradan İttihat Terakki çizgisini belirleyecek olan merkeziyetçi anlayışa karşı, ‘âdem-i merkeziyetçiliği’ savunuyordu. 

Fransa modeline karşı İngiltere modelini öneriyordu. 

Anglo-Saksonların, özel teşebbüs ve yerinden yönetim modelinin Türkiye’yi (yani o zamanki Osmanlı) kurtaracağını iddia ediyordu. Siyasi çizgisini de, ilişkilerini de bu anlayış belirledi, İttihat ve Terakki’nin karşısında yer aldı.

***

Liberal görüşleri savunan Ahrar Fırkası’nı destekledi ve perde arkasından yönetti. Osmanlı Ahrar Fırkası, İkinci Meşrutiyet döneminde faaliyet gösteren ve 31 Mart olayında rol oynayan siyasi bir partiydi. Eylül 1907 ile Nisan 1908 arasında altı ay varlığını sürdürdü.

14 Eylül 1908’de, Prens Sabahattin’in önderliğinde ‘Teşebbüsü Şahsi ve Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti’ çatısında örgütlenen liberal Jön Türk kanadı tarafından kuruldu. 

Prens Sabahattin, kendisine önerilen parti başkanlığını kabul etmedi, ancak girişimi destekledi.

Fırkaya resmi bir başkan seçilmedi.

Parti programı, kurucu üye Nurettin Ferruh Bey tarafından hazırlandı.

Programın hazırlanmasında, Kont Léon Ostrorog yabancı parti programlarını tercüme ederek yardımcı oldu.

***

Parti 1908 seçimlerine katıldı, ancak İttihat ve Terakki Fırkası karşısında başarı gösteremedi, bu partiden gösterilen adaylar meclise giremediler. 

İttihat ve Terakki karşıtı İkdam, Sabah, Yeni Gazete, Sada-ı Millet ve Servet-i Fünun gazeteleri, Ahrar Fırkası’nı desteklediler. 

31 Mart Vakası, Ahrar Fırkası’nın sonu oldu.

Prens Sabahattin ve kurucu üye Ahmet Fazlı Bey divanı harpte yargılandı ve suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. 

Fırka üyelerinin bir kısmı yurt dışına

kaçtılar.

Nurettin Ferruh Bey 1910’da ülkeye döndü ve partinin feshedildiğini belirten bir bildiri yayımladı. 

Partinin başlıca siyasi görüşleri liberalizm, girişim özgürlüğü, âdemi merkeziyet (yerel yönetimlere güç verilmesi, merkezi otoritenin sınırlanması) ve bireycilik olmuştur.

Ahrar, âdem-i merkeziyet görüşü nedeniyle bölücülükle suçlandı.

 ***

Prens Sabahattin, Osmanlı Hanedanına karşı olması ve Jön Türklerle birlikte çalışmasına rağmen 1924 yılında Osmanlı Hanedanı üyelerinin yurtdışına gönderilmesine ilişkin yasa gereğince Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı.

1948 yılında İsviçre’nin Neuchâtel kentinde öldü.

1952 yılında cenazesi Türkiye’ye getirilerek İstanbul’un Eyüp semtinde babasının yanına gömüldü.”

***

TBMM’de yapılan bütçe görüşmelerinin ardından bir kapanış konuşması yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın:

“Ben belediyecilikten geldim. 

Âdemimerkeziyetçiliği savunan birisiyim.

Ama âdemimerkeziyetçiliğin üç tanımı vardır. 

Bir siyasi tanımıdır, iki idari tanımıdır, üç hizmet tanımıdır.

Biz siyasi tanımına karşıyız, idari tanımına da karşıyız, hizmet içerikli olanın yanındayız” dediğini duydum...

Prens Sabahattin’i ve Teşebbüs-i Şahsi ve Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti’nin 1906 tarihli programını bu nedenle anımsadım...

Geçenlerde, “Prens Sabahattin bugün yaşasaydı, 100 yıl önce söylediklerinden dolayı başı belaya girerdi. Âdem-i merkeziyetçiliğin bir tabu olduğu bu ortamda partisi kesin kapatılırdı” demiştim... 

Prens Sabahattin hala bizlerin ilerisinde...

star



Bu yazı 1,513 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,441 µs