En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Başbakan Erdoğan’ın imzaladığı anayasa



Libya gündeminde kendine yer bulmaya çalışan bir gelişme de TÜSİAD’ın “Türkiye devleti bir cumhuriyettir” dışındaki tüm maddelerin değişebileceğini vurgulayarak hazırladığı anayasa çalışması oldu.
Böylece, TÜSİAD, 19 yıl önce ilk kez tartışmaya açtığı “Anayasanın ilk 3 maddesi değiştirilebilir” önerisini yeni anayasa çalışmasında bir kez daha gündeme getirmiş oldu. Çözüm önerilerinin, anayasayı madde madde analiz etmek yerine “kavramsal-ilkesel ve kurumsal” bir vizyon oluşturmak için hazırlandığına vurgu yapılan çalışmada, “Anayasanın tümüyle yenilenmesi” fikri ön plana çıkıyor. Anayasa ile birlikte kapsamlı bir seçim sistemi, siyasi partiler rejimi ve yargı reformuna da ihtiyaç olduğunun vurgulandığı çalışmada, yeni anayasanın “kurucu meclis” tarafından hazırlanmasının önemine dikkat çekiliyor. 

TÜSİAD’ın 12 Eylül Referandumu’nun ardından başlattığı ve Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığında 30 akademisyenin 6 aydır üzerinde çalıştığı yeni anayasa için öneri paketinde “yerel yönetimlerin yetki alanı genişletilmesi”, “her türlü kimliksel örgütlenmeye izin verilmesi” ve “seçim barajının düşürülmesi” gibi dikkat çekici öneriler yer almakta... Böylece “yeni anayasa” konusunda TÜSİAD diğer tüm önerilere “demokratik çıta” olacak bir öneri getirmiş oldu.

***

Bu arada TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in kendi anayasa taslaklarını sundukları konuşmasını okurken şu bölümü çok önemsedim:

“Özellikle son on yılda AB üyelik perspektifinin bu mücadelede bize önemli bir referans noktası, bazen dayanak oluşturduğunu söylemek de hakkaniyet gereğidir. AB’nin bugün yaşadığı neredeyse varoluşsal sayılacak kriz, Birlik’in temel ilkelerinin, dünyaya sunduğu modelin ve hayat anlayışının geçersiz olduğunu göstermez.  Her ne kadar AB üyesi bazı ülkelerin olumsuz tutumları kabul edilemez bir durum yaratıyorsa da onlara rağmen ilerlemeyi sağlayacak yöntemler denememiz gerekiyor. Başka diyarlarda, çok farklı hesapları olan ülkelerin aralarındaki sorunları çözmek için harcadığımız gayretin ve enerjinin bir kısmını, başta Kıbrıs sorunu olmak üzere AB ile ilişkilerimizi kilitleyen konularda da göstermeliyiz.  Türkiye’nin ancak demokratik bir sistem içinde müreffeh, güçlü ve itibarlı olacağına inanıyoruz. AB süreci bu yoldaki gayretlerimiz açısından bulunmaz bir çerçeve sunuyor, bizim de daha disiplinli hareket etmemize yardımcı oluyordu.

AB sürecinin gevşemesinden beri demokratikleşme, ifade özgürlüğü, yargılama süreçleri, basın özgürlüğü gibi konularda bir gerileme yaşıyoruz. Geçmişin pek hatırlamak istemediğimiz tartışmalı, bulanık ve çatışmacı günlerine dönemeyiz. Buna izin vermemeliyiz. Ortadoğu ülkelerine, halklarına örnek teşkil etme iddiası taşıyan, oralardaki milyonlarca insanın ilham kaynağı olmakla haklı şekilde övünen bir ülkenin kazanılmış mevzilerinden geri düşme hakkı olmaması gerekir.”

TÜSİAD Başkanı Boyner’in anayasa önerilerini sundukları toplantıda yaptığı konuşmadaki bu kısım beni 29 Ekim 2004 yılına götürdü.

Çünkü Avrupa Anayasası Antlaşması o tarihte 25 ülke tarafından imzalandı. 

Ama Tören’e 29 ülke katıldı.

Ve 25 üye ülkenin ardından Türkiye, Romanya ve Bulgaristan ise sadece nihai senedi imzaladı.

Hırvatistan ise bu törende gözlemci sıfatıyla bulundu. Türkiye adına, Avrupa Anayasa Antlaşması’nı kim paraf etti?  Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül.

***

Başbakan Erdoğan’ın parafladığı o Avrupa Anayasası, Türkiye’nin tüm sorunlarını çözüverir aslında...  Neden mi?

Çünkü Avrupa Anayasası, yeryüzünde ilk kez, Temel Hak ve Özgürlükleri teker teker sayarak anayasal madde haline getiriyor. Temel Haklar Şartı’nın anayasa haline gelmesi “insan odaklı rejimin” garantisi haline dönüşüyor.  Temel Haklar Şartı’nı oluşturan 54 madde, bireyin özgür ve zengin bir yaşam için ihtiyacı olan her şeyin bundan böyle Avrupa Anayasası’nın içinde yer aldığını, hiçbir yasa ve yönetimin bunun dışında kalamayacağını anlatıyor...  Avrupa Anayasası, Temel Haklar Şartı’nı içselleştirerek tüm hukuksal yapıların kapsayıcısı haline geliyor, bireyin tüm edinimlerini hukuksal olarak madde madde sıralıyor. Keşke siyasal iktidar bu anayasa taslağına sahip çıksa ve halkı topluca mağdur hale getiren rejimi dönüştürse...

Siyasetin bu coğrafyada maalesef hala din, ırk ve mezhep üzerinden yapıldığını biliyorum ama gene de umutlanıyorum...

Meksika atasözü ne diyor:

“En son umut ölür”...

star



Bu yazı 1,259 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,060 µs