En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Son Baas rejimi Türkiye'nin dostluğunu hak ediyor mu?



Demokratik bir ülkenin başkanı ya da başbakanı ile bir diktatör bir araya geldiğinde baş başa ne konuşurlar acaba?
Mesela Türkiye Başbakanı ile Suriye Başbakanı bir araya geldiğinde...
Ya da Fransa Başbakanı ile Tunus Başbakanı...
Merak ettiğim şu:
Demokratik ülke yöneticileri baş başa görüşmelerinde diktatörlere demokratik telkinlerde bulunuyorlar mıdır?
Mesela "Neden ülkende interneti serbest bırakmayı denemiyorsun?"
Ya da "Serbest seçimlere izin vermeyi düşünmez misiniz?"
"Basın özgürlüğünü genişletmek sizin dünya devletleri nezdinde puanınızı artırır bunu yapsanız" gibi telkinlerden söz ediyorum.
Kim bilir belki de bu tür öneriler ülkelerin iç içişlerine karışma gibi algılanabileceğinden özel görüşmelerde bu gibi konulara girilmiyordur.
Aslında büyük devletler, ülkeler hakkında yıllık insan hakları raporu gibi değişik raporlar yayınlıyorlar. Bu raporlarla o ülkelere yön vermeye çalışıyorlar.
Bazen ambargo koyuyorlar, bazı uluslararası engeller çıkarıyorlar fakat bunlar hiçbir zaman o ülkenin rejimini yumuşatmaya yaramıyor. Bunlardan genel amaç da o ülke insanları daha iyi bir rejimde yaşasın değil zaten.
Mesela komşumuz Suriye...
Türkiye ile her türlü ciddi ilişkileri olan bir ülke.
Acaba Türkiye Suriye'deki dikta yönetimin demokratik bir yapıya dönüşmesi için neler yapıyor?
Böyle bir çaba içinde mi?
Yukarıda sıraladığım telkinlerde bulunuluyor mudur?
Şimdi...
Suriye karıştı. Gösteriler var.
Ülkede kan dökülüyor.
Ve tabii önceki diktatör Hafız Esad'ın heykeli artık yere düştü!
Güvenlik güçleri göstericilerin üzerine ateş açıyorlar.
Kurşunla ölmek ülkede normalleşmeye başladı.
Ülke bir iç savaşa doğru gidiyor.
Aslında bu tip ülkelerde karışıklık meydana gelmesi, getirilmesi çok kolay.
Suriye Rejimi Ortadoğu'da Sovyetler Birliği desteği ile kurulan Baas Rejimleri'nden sonuncusu.
Çok küçük bir azınlık diktatörlük vasıtasıyla ülkenin yüzde 90'ına hükmediyor.
Baas diktatörlüğünde yüzde 12 gibi Nusayri azınlık, yüzde 70'i Sünni, yüzde 18'i de Hristiyan olan çoğunluğu demir yumrukla yönetiyor.
Ülke kurulduğundan beri, 48 yıldır olağanüstü hal rejimi ile yönetiliyor.
Ülkenin kendi halkına karşı kanlı bir tarihi var.
Hama katliamı diye bir kara lekesi var Suriye'nin.
Halen yürürlükte olan ve bir türlü kaldırılmayan insan haklarına aykırı ve çeşitli baskı unsurları içeren şu kanunlarla yönetiliyor:
Güvenlik Yasası, 1962
Devrim Koruma Yasası, 1965
Devlet Güvenliğini Sağlama Yasası, 1969
Askeri Mahkemeleri düzenleyen yasa, 1967
Devlet Güvenlik Mahkemeleri'ni düzenleyen yasa, 1968
49 Sayılı Kanun, 1980.
Mazlumder'in yayınladığı 2010 tarihli Suriye'de İnsan Hakları İhlalleri Değerlendirme Raporu'nda ülkede en çok 49 Sayılı Yasa olarak bilinen yasanın insan hakları ihlallerine sebep olduğu belirtiliyor.
Bu yasa Müslüman Kardeşler Teşkilatı'na üye olmayı büyük bir suç olarak kabul etmekte ve bu kişileri idamla yargılamakta.
49 Sayılı Kanun, Madde 1: Müslüman Kardeşler Cemiyeti'ne mensup olan herkes suçlu kabul edilir ve idamına karar verilir!
Ülkede 1.5 milyon Kürt var ama bunların 350 binden fazlası ülkenin vatandaşı sayılmıyor!
Beşşar Esad 2010'da iktidara geldi, bu türlü sorunları çözeceğini o günden beri söylemekte. Ama 11 yıldır bu konularda tek adım dahi atmadı.
Raporda, 1980'den başlayarak günümüze kadar gelen süreçte birçok Müslüman Kardeşler üyesi gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamadığı da belirtiliyor:
"Suriye hapishanelerinde kaybolmakla ölmek arasındaki çizginin çok ince olduğu bilinmektedir. Hapse giren kişilerle ne aileleri ne de avukatları görüşebilmektedir. Kaybolan çocuklarının peşine düşen aileler ise tutuklanma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadırlar."
İşte Beşşar Esad'ın Suriye'si böyle bir ülke...
Ve böyle bir ülke Türkiye'nin dostluğunu hak etmiyor!

bugün



Bu yazı 1,477 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,626 µs