En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Askerler ‘Yeni Türkiye’ lafını tekzip etti



Genelkurmay’ın hem Anayasa’nın 138. maddesini, hem de Türk Ceza Kanunu’nun 288. maddesini açıkça ihlal edip, Balyoz Davası ile ilgili muhtırayı dayamasının bir gün öncesinde, Endonezya’ya giderken gazeteciler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e soruyorlar:

“Türkiye için 27 Nisan benzeri olayların geride kaldığını söyleyebilir miyiz?”

Gül de cevap veriyor:

“Hiç tereddüt yok. Onlar eski Türkiye’de idi, geçmişte kaldı. Şimdi yeni Türkiye var. O (e muhtıra) veya ona benzer hiçbir şeyin tekrarlanacağına ihtimal vermem.”

* * *

Türkiye’de siyaset kurumu ve uzantılarının ağzında çiğnemeyi çok sevdikleri bir “Yeni Türkiye” lafı var...

“Yeni Türkiye”…

Neresi yeni?

Örneğin, Türkiye’yi “yenilediği” söylenen “siyaset kurumu” yeni mi?

Siyasi Partiler Kanunu 12 Eylül’den…

Seçim Yasası 12 Eylül’den…

“Halk iradesini” temsil eden Millet Meclisi’nin çalışma biçimini belirleyen Meclis İç Tüzüğü 12 Eylül’den…

Bir de buna hiçbir ülke de eşi menendi olmayan yüzde 10’luk seçim barajını koyun…

Bu tablodan “yeni” çıkar mı, otuz yıldır cuntacıların oluşturduğu siyasal yapı ile sorunu olmayanların “değişimi” ne kadar köklü, ilkeli ve sistemli olabilir?

Zaten olsa, askerler mahkemeyi etki altında bırakan bildiri yayınlayamazlar, yayınlarlarsa da yargı ve idare anında harekete geçer…

Burada ikisi de olmuyor…

“Yeni Türkiye” ve “ileri demokrasi” bu mu?

* * *

Olup biteni dünkü yazımda şöyle tanımlıyordum:

Genelkurmay açıklaması, “AB istikametinde sistemi tümüyle dönüştürmeyip, siyasal çıkarlara göre orta sahada top döndürüp, eski güç dengeleriyle birlikte mevzuatı da olduğu gibi korumanın, bizi geriye doğru hangi noktalara kadar götürebileceğinin de güzel bir örneğini verdi…”

Türkiye’nin “yeni” mi, “eski” mi olduğunu en iyi olarak, artık siyasal iktidarın dönüp bakmadığı “İlerleme Raporu” anlatıyor…

“Türkiye 2010 Yılı İlerleme Raporu”ndan şu satırları birlikte okuyalım:

“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevlerini tanımlayan ve askerlere siyasete müdahil olacak şekilde geniş bir hareket alanı sağlayan bir madde içeren Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nda değişiklik yapılmamıştır. Milli Güvenlik Kurulu Kanunu ise, yoruma bağlı olarak neredeyse tüm politika alanlarını kapsayacak şekilde geniş bir ‘güvenlik’ kavramı içermektedir.”

“Silahlı Kuvvetlerin kıdemli mensupları, özellikle yargı ile ilgili konularda olmak üzere, sorumluluk alanlarının dışında bir dizi açıklama yapmışlardır. TBMM’nin bütçe dışı askeri fonlar üzerindeki denetimi konusunda ilerleme kaydedilmemiştir.”

Referandum sonrası 29 Ekim Resepsiyonu’na gitmeyi reddeden askerlerden başlayarak, AB uyum yasaları çerçevesinde çıkarıldığı söylenmesine rağmen askeri teçhizatın yerinde denetlenmesine imkân tanımayan Sayıştay Yasası’nı,  Omsbudman Yasası’nı, gene dünkü yazımda anımsattığım askeri yargıya ait anayasal değişikliği hayata geçirecek olan uyum yasasının ertelenmesini de birlikte değerlendirince, “Yeni Türkiye” ve “ileri demokrasi” laflarını garipsiyorum…

Askerler de garipsiyor ki muhtıralarla tekzip etmekten çekinmiyorlar…

* * *

Çırpınıp dursak da siyaset bildiğini okuyor…

AB’nin demokratikleşme reçetelerini yırtıp atınca, olacağı, askeri vesayetin her defasında hortlamasıdır…

Önceki gün olan da bu…

Çok olumlu adımlar atılsa da bu köklü ve sistematik bir demokratik düzen değişimine dönüşmeyince, “eski vesayet” her daim kapıda hazır bekler…

Turgut Özal döneminden 28 Şubat’a, 27 Nisan’a böyle gerilemedik mi?

İnsanın avaz avaza bağırası geliyor:

“Gerçekleri görmüyor musunuz?”

star



Bu yazı 1,336 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,493 µs