En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Göreceksiniz, AB bize yalvaracak ''Ne olur gelin, girin'' diye!



"İçimizdeki Avrupalılar" Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Komisyonu Parlamenter Meclisi'nde...
"İçimizdeki Avrupalılar" Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Komisyonu Parlamenter Meclisi'nde yaptığı konuşmayı "sert", "gereksiz", "diplomatik özenden yoksun", hatta "iç politikaya, 12 Haziran seçimlerine yönelik bir şov" olarak değerlendirdiler.
"Kendilerine göre" haklı yönleri olabilir!
Ama bütün bu değerlendirmeleri yapan köşe yazarları ve akademisyenler aslında bu yorumlarla bilinçaltlarını da ele veriyorlar.
Aslında demek istiyorlar ki "Tayyip Erdoğan AKPM'de konuşurken ne söylediğinin, ne yaptığının farkında değil."
Acaba?
Hayır!
Türkiye Başbakanı İsrail Cumhurbaşkanı'na "Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" derken de, AKPM'de Avrupalılar'a "Siz Türkiye'ye çok Fransız kalmışsınız" derken de ne söylediğinin fevkalade farkındaydı.
Ey içimizdeki Avrupalılar...
Siz ne dediğinizin farkında mısınız?
Bu ülkenin başbakanına, hem Türkiye hem de dünyaca çok önemli platformlarda konuşurken "plansız, programsız, önceden düşünülmemiş..." gibi...
Aşağılayıcı, küçümseyici, yetersizlik ima eden sözlerle hitap ediyorsunuz.
O konuşma hakkında "orijinal Avrupalılar" bile sizin gibi düşünmediler.
Çoğunlukla Başbakan'a hak verdiler!
Şimdi...
8.5 yıldır iktidarda olan ve bu sürede büyük başarılara imza atan bir lider olarak Tayyip Erdoğan için böylesi nakisalar düşünmek pek de iyi niyetli görünmüyor!
İyi niyetli olanlar olsa bile, onlar da pek isabetli görünmüyor.
"İçimizdeki Avrupalılar"ın bu tarz çıkışlarda Başbakan'a yönelik "negatif yorumlarını" onu kontrole yönelik olarak değerlendiriyorum!
Şimdi...
Başbakan Avrupa'ya ikiyüzlülüğünü haykırmıştır. Bu Başbakan'ın Avrupa Birliği hedefinden vazgeçtiği anlamına gelmez.
Şu anlama gelir:
Türkiye uzun yıllardır AB'ye hazırlanıyor. Önemli mesafeler aldı. Ama siz hâlâ Türkiye'ye karşı günden güne gelişen bir direnç içindesiniz. Evet biz AB kriterleri için çalışıyoruz, bunu mümkün olduğu kadar hızlı biçimde yapıyoruz. Ama siz ne yapıyorsunuz?
Biz AB'ye hazır hale geldiğimizde acaba siz bizi almaya hazır hale gelmiş olacak mısınız?
Bu sorunun artık Avrupa'ya sorulması lazım. Başbakan bunu yapmıştır.
Hiç de bilinçsizce bir konuşma değil, bilakis Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren çok önemli bir konuda çok önemli bir çıkış yapmıştır.
"Hep siz bizi mi müzakere edeceksiniz, biz de sizi müzakere edeceğiz elbette" demiştir.
Şimdi...
Hep söylerim. Türkiye Avrupa Birliği'ne hazır olduğunda girmeyecektir.
Avrupa Birliği bir hedeftir.
Türkiye kendi iç dinamikleri ile değişemediği için AB hedefi çok fazla ön plana çıkmış, Türkiye'nin değişimi için çok önemli bir dinamik olmuştur.
Ama...
Artık Türkiye'yi değiştiren, dönüştüren bir iktidar var. 12 Haziran seçimlerinden sonra üçüncü dönem iktidar olacak.
Siyasi istikrar var.
Değişim, dönüşüm var.
"Çetelerle, mafyayla, cuntayla mücadele" var.
Halkın yüzde ellisinin desteği var, güveni var.
Ekonomik büyüme var.
Siyasi nüfuz artışı var.
Bölgesinde hâkimiyeti giderek artıyor.
Pasaportumuz dünyada gittikçe daha fazla saygınlık kazanıyor.
Dolayısıyla...
Biz kendimizi kendimiz değiştirebildiğimiz sürece...
Değişimi gerçekleştirdiğimizde...
Büyüdüğümüzde, AB çapında bir ülke olduğumuzda...
Niçin AB'ye girelim ki?
Niçin Brüksel'e, bağımsızlığımızı teslim edelim ki?
Yakında Türkiye Avrupa Birliği kapısından giremeyecek kadar büyük olacak ve AB bize yalvaracak "ne olur gelin, girin" diye.
Evet, Tayyip Erdoğan'ın AKPM konuşmasıyla, AKPM'deki tavrıyla bundan sonra "AB Türkiye'ye hazır mı" sorusu sorulacaktır. AB ile ilişkilerde inisiyatif Türkiye'ye geçecektir!
"İçimizdeki Avrupalılar" bundan niye rahatsız oluyorlar anlamıyorum!
Beyler, bayanlar...
Artık, Ankara'da işini bilen adamlar var ve Ankara güveni Brüksel'den daha fazla hak ediyor!

bugün



Bu yazı 1,453 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,456 µs