En Sıcak Konular

Rüşdü Paşa



Rüşdü Paşa
0 0 0000

Rastlantı ya da saltus mortalis



‘her yazı yazdığımızda başka birini konuştururuz’.

deleuze

sorun kurgusal ise çözümün kurgusal olmaması mümkün mü?

wagner kanunu var, siyasal bilgiler fakültesi’nde okuyan kesin bilir, okuduğundan bilir, devlet tarafından üretilen mal ve hizmetlere yönelik talebin gelir esnekliği birden büyüktür, şu demektir, insanların gelir düzeyi yükseldikçe kamu hizmetlerine olan talep gelir düzeyindeki yükselişten daha fazla yükselir. gelir zaman geçtikçe artmakta olduğundan the kanunun anlamı şudur: devlet zamanla büyümektedir.

türk devletine bakıldığında görülen şu: türk devleti zaman geçtikçe, zamanın bir fonksiyonu olarak büyümektedir, devlet küçültme politikası uygulanmadı mı, özelleştirmeler yapıldı, evet uygulandı, özlleştirme devleti küçülttü, aynı zamanda devlet başka nedenlerle büyüdü, hem büyüme hem küçülme durumunda net sonuca bakılır, türk devleti nihai sahneden büyüdü.

devletin büyümesi ile ne oldu, mutlaka tartışılması gereken bir soru olarak not edilmeli, bir sayıdan söz ediyoruz, toplam kamu harcamalarının milli gelire oranlanması ile ortaya çıkan bir yüzde. bu, büyüdü. soru açık, devletin ürettiği mal ve hizmetin sayısı arttı mı, onların kalitesi yükseldi mi, daha az mı saçma sapan devlet harcaması yapılmaktadır, balzac okunmaya başlandı mı, dünyanın kendisinin ve güneşin etrafında dönmekte olduğu biliniyor mu?

batı’da devletin büyümesi ne durumda? sorunun hiçbir önemi yok, bu soru yanıtlandırılmasa da olur, çünkü, kriz var ve kriz trilyonlarca doların piyasaya verilmesi ile çözülmedi, çözülmüyor.

geçerken not etmeli, bir de küçülme politikası numarası var.

geçen yüzyılın dûnya imparatoru ingiltere’nin şefi thatcher ile bu yüzyılın imparatoru a.b.d.’nin şefi reagon, kapitalizmin motoru daha verimli çalışsın için, 1980 senesinde devleti küçültme politkasını icat ettiler, uyguladılar, uygulattılar. Kendileri uyguladı, kendi uygulamalarını takip ettirdiler. özal’ın bir açıklaması budur.

numaranın numara olması söylenenle yapılanın başka olmasındandır, ikili işledi, ikili çalışan herşey gibi, şaşırttı, küçük azınlık kazandı, ötekiler, kitle, kaybetti.

batı iktisadında kriz var, görüyoruz, batıda yaşayanların çoğunluğu gelecekte herşeyin çok kötü olacağına inanmaya başladı, finans krizi bir problem olarak duruyor, devlet, batı’daki devlet, the problemi çözemiyor, halkta bir devlet düşmanlığı fikri gelişmeye başladı, seçimlerde sandık başına oy vermeye gidenlerin toplamdaki oranı yüzde 50’nin altında, devlet fikri ortadan kalkmaya başladı.

bir kaç genç adam, bilgisayar başında, tanımadıkları insanlarla sınırları belirsiz sözleşmeler yaptılar, sistem battı, olayla ilgili olmayan halk para, servet ve gelecek kaybetti.

ne olabilirdi? devlet var olabilirdi, işe yarar olabilirdi, hukuk olabilirdi, piaysalar denetim altında tutulabilirdi, büyük avrupa iktisatçısı yılmaz akyüz’ün tabiri ile bir vahşi at olan piyasa terbiye edilebilirdi, taming, bilgisayar başında imzalanan sözleşmenin bir hukuku olsaydı kriz olmazdı.

kamusal mal ve hizmet, öyle birşeydir ki, kimse tek başına, özel kesim, üretmez, şahış, şirket, üretmesi için bir anlamlı gerekçe yoktur, yalnızca devlet tarafından üretilir, hep öyle oldu. paranın istikrarının sağlanması, iktisadi planlamanın yapılması, toplumun geleceğinin planlanması, eğitim, sağlık, şirket işleri değildir, olamaz, olursa kötü olur.

sosyal alanda, rastlantı, maliyeti çöküş olan bir kelimedir, çok oldu, 1929 büyük buhranı, ardından faşizm, ikinci cihan harbi, dokuzyüz yetmişlerdeki kriz ve son kriz, sürekli kriz gerçeği karşısında, kriz bir durum iken, işlerin piyasaya bir anlamda rastlantıya bırakılması, olur şey değil, oldu ve işte çöküş.

kuvvet, kuvvetin nereye bağlı olduğu ve ilişkinin kendisinden türediği asıl öğenin ne olduğu çözümlenmeden, olayı anlamak imkânsızdır.

iktisat, iktidar ilişkisinden bağımsız işlemez, işlemedi.

nietzsche, sorumluları kendi dışımızda ve hatta kendimizde aramak gibi, suçlama çılgınlığını ifşa eder. nietzsche’ye göre, masumiyet, çok’un hakikatidir. her kuvvet, yapabildiği şeyle ilişki içindedir ve ondan ayrılamaz. kendini bir kuvvet tarafından yorumlanmaya bırakmayan şey, onu yorumlama kapasitesi olan bir başka kuvveti gerektirir.

çok olur, işlemeyen beyin felsefenin yararını sorar, bilim demek olan kavramlar arası ilişki ile kavram icat etmek demek olan felsefe arasındaki ilişki açık, zorunlu ve kesindir. olayın başındayız, ilgili sayısı az, gelecek yüzyıl, felsefe ile iktisat ilişkisinin kurulduğu yüzyıl olacaktır. olursa insanlık için bir iyi gelişme kaydedilir.

zorunluluk rastlantıyı olumsuzlayan birşey değil. rastlantı, zorunluluğu onaylar.

nietzsche:’yeryüzünün ilahî masasında tanrılarla zar atmışsam eğer bir kere, öyle ki hani yeryüzü sallanıp yarılmış ve ateş selleri fışkırmış olsun: tanrısal bir masadır yeryüzü çünkü, yeni yaratıcı sözlerle, ilahî zar atımlarıyla titrer’.

ne olabilir? nietzsche: ‘bırakın gelsin rastlantı bana, küçük bir çocuk gibi masumdur o’. ya da saltus mortalis, ölümcül sıçrayış, diye birşey.



Bu yazı 2,652 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Temmuz 2012 korku zamanın kaybedilmesidir
    • 4 Nisan 2012 Nietzche bir gelecek tarihçisidir
    • 7 Mart 2012 Mesele Bir Şapka Meselesidir
    • 6 Şubat 2012 Yerliler 1986 Nereye
    • 26 Ocak 2012 Bakış açın yoksa, sen yoksun
    • 9 Ocak 2012 kıyamam sana
    • 22 Kasım 2011 İtalyan Düşü
    • 16 Kasım 2011 evine dön
    • 3 Kasım 2011 İktisatçı
    • 1 Kasım 2011 Arzu
    • 27 Ekim 2011 Ayakta kalmak
    • 11 Ekim 2011 Yöntem
    • 29 Eylül 2011 yalan
    • 16 Temmuz 2011 Kendin olmak bir saldırıdır
    • 22 Haziran 2011 kaçış
    • 26 Mayıs 2011 obama’ya açık mektub
    • 23 Mayıs 2011 kafka’nın dûnyasındayım (*)
    • 18 Mayıs 2011 geçmiş sonradan gelir
    • 14 Mayıs 2011 hakikatin rengi yeşildir
    • 11 Mayıs 2011 halk günü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,918 µs