En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Siz bu yazıyı okumayabilirsiniz



Eli kalem tutanlar bilir: Avrupa Birliği (AB) konusunu ele alan yazılar okunmaz; Türkiye-AB ilişkileri hakkında yazdığınızı anlayan okurun ilgisini giriş cümlesinden sonra canlı tutamazsınız... Bu yazı okunmayacağı bilinerek yazılıyor... Devam etmenizi çok isterim, ancak sizler de buradan sonrasını okumaktan vazgeçerseniz hiç şaşırmayacağım.


Türkiye'nin AB ile ilişkileri daha çok bizdeki iştah kaçıklığı yüzünden istendiği hızla ilerlemiyor. Almanya ve Fransa gibi büyük çaplı Avrupa ülkeleri açıkça "Düş yakamızdan" demiyorlar Türkiye'ye, ama "Size ayrı bir statü verelim" teklifleri aynı kapıya çıkıyor zaten... Merkel ve Sarkozy Almanya ile Fransa'da yönetimdeyken ağzıyla kuş tutsa AB'ye alınmayacağını bildiği için, Türkiye eski ısrarcı tavrından vazgeçti; "Norveç de AB üyesi değil, İsviçre de..." sözleri yetkili ağızlardan daha sık işitiliyorsa, bundandır.

İlişkilerdeki bu soğukluk Türkiye'nin aleyhine mi?

Yakın zamanlara kadar bu ara soruya "Evet" cevabı verenler çoktu; hatta birkaç ay önce bile sorulsaydı cevap "Herhalde" olurdu. Şimdilerde ise, bir bize bir de kendilerine bakan AB üyesi ülkeler "Halinize şükredin" diyorlar.

AB Komisyonu dün son ekonomik raporunu yayımladı. Raporun ülkemizle ilgili bölümü övgülerle dolu; Türkiye'nin büyüme hızıyla ilgili tahminini yüzde 4,5'tan yüzde 6,1'e yükseltti Komisyon; artık Türkiye'nin iş ortağı sayılan Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki çalkantılara rağmen hem de... Buna karşılık, Yunanistan'la başlayıp İrlanda ve Portekiz'le devam eden yakında İspanya'yı da içine alabilecek 'iflâs' görüntüsü, AB başkentlerini daha önce hiç düşünülmeyen türden tedbirlere mecbur bırakabilecek...

Yunanistan'da hükümet, halkına kemerleri biraz daha sıkmayı zorlamazsa, kendisine yeni borç verilmeyecek... Şimdiye kadar alınan tedbirler halkı zaten sokaklara döktü, yeni tedbirler yüzünden 'isyan' manzaraları bile görülebilir Yunanistan'da... Ne tedbir alınırsa alınsın, Yunanistan'ın 'Euro bölgesi' sınırları dışına çıkarılacağına inananlar çok...

Bir AB üyesi ülkenin 'Euro bölgesi' dışına çıkması demek, inceden inceye dokunarak oluşturulmuş Maastricht Anlaşması'nın delinmesi, bu da AB'nin ekonomik kurucu felsefesinin yıkılması anlamına gelir... Yunanistan'a şimdiye kadar "Drahmi'ye dön, Euro senin neyine" denilmemesinin sebebi, Maastricht'in delindiği, AB felsefesinin yıkıldığı görüntüsünü vermemektir.

Maastricht Anlaşması deliniyor da, AB'yi üzerinde taşıyan öteki temel olan Schengen Anlaşması sapasağlam duruyor mu?

Üyelerin ortak para birimine (Euro) sahip olmasını sağlayan Maastricht Anlaşması'yla ekonomik birliğini gerçekleştiren AB, Schengen Anlaşması'yla da ortak vizeyle tek bir ülkeymiş muamelesi görmesi ilkesini benimsemişti. Bu hafta, Danimarka, kendi başına aldığı kararla, Almanya ve İsviçre sınırlarını yeniden kendi denetimine aldığını ilân etti. Fransa da, yine bu hafta, İtalya'dan aldıkları vizeyle sınırına dayanan bazılarını ülkesine sokmadı.

Sözün kısası, Maastricht can çekişiyor, daha sağlam görünen Schengen sizlere ömür...

Hayır, seviniyor değilim; hatta vaktim olsa üzüleceğim de...

zaman



Bu yazı 1,419 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,003 µs